He'll translate Turkish
71,322 parallel translation
He'll get over it.
Alışır o.
Alden will most likely think it all a dream in the morning, but he'll never forget what he has seen.
Alden büyük ihtimalle, sabahleyin her şeyin bir rüya olduğunu düşünecek, lakin, gördüklerini asla unutmayacaktır.
I'm sure he'll be reasonable.
Mantıklı davranacağına eminim.
Well, if he can't reach me, tell him I'll be home after dinner.
Bana ulaşamazsa yemekten sonra evde olacağımı söylersin.
He's a clever man, your Hand.
Akıllı bir El seçmişsin.
He'll crush you with one hand.
Seni tek eliyle parçalar.
He'll be my advisor, my protector.
Danışmanım, koruyucum olacak.
He'll get to sit downstairs with the white folks this time!
Bakarsınız bu sefer beyazlarla oturur!
It may cost me a bottle of Soma, but he'll join us.
Bir şişe Soma'ya patlayabilir ama bize dahil olacak.
Oh, well, he'll get back soon enough.
Tez zamanda döner.
Maybe he'll tell us now that you're here.
Belki bize söyleyecek şimdi buradasın.
He'll come around.
Etrafına gelir.
If Falcone sees you, God only knows what he'll do.
- Falcone seni görürse kim bilir ne yapar.
He'll die by my hand, not yours.
Onu ben öldüreceğim, sen değil.
He'll be the first that I judge.
Yargılayacağım ilk kişi o olacak.
Give him a few minutes, he'll tell you what you need to know.
Birkaç dakika sonra ne isterseniz söyler size.
You wanted Dove to talk, so now he'll talk.
- Bunu yapmamalıydın.
I'll make sure he doesn't drain you... completely.
Onun seni tamamen sömürmemesini sağlarım.
Once he does, we'll get rid of him.
Bunu yapınca, ondan kurtuluruz.
You think he'll show?
Sence gelecek mi?
He'll be here.
Burada olacak.
When I get out of here, he'll be the first that I judge.
Buradan çıktığımda ilk yargılayacağım kişi olacak.
We'll reverse what he's done to you.
Sana yaptığı şeyi tersine çevireceğiz.
I'll look around for the station cop, see if he found Strange.
İstasyon polisine bakacağım. Bakalım Strange'i bulmuş mu.
This guys must be pretty full of himself, knowing he escaped The Flash, so ten to one, he'll be back. - All right.
Bu adam Flash'tan kaçtığı için kendini bir şey sanıyor olmalı yani çok yüksek ihtimalle geri dönecektir.
- When he is, we'll be ready for him, though, right, Barry?
- Döndüğünde de onun için hazır olacağız, değil mi Barry?
Savitar's on a whole other level. And knowing what he'll do to Iris if I fail?
Başarısız olursam Iris'e olacakları da bilmek...
Cisco set up sensors all along the course, and he'll be tracking your speed all the way to the finish line on the other side of town.
Cisco yol boyunca sensörler kurdu. Şehrin diğer ucundaki bitiş noktasına kadar hızını takip edecek.
He'll be here any minute, I'm sure.
Her an gelebilir.
He'll escape for sure.
- Kaçar.
He'll escape for sure.
- Kesinlikle kaçar.
He'll play astronaut, and we'll play Houston.
O astronotçuluk oynayacak, biz de Houston'cılık.
He'll come around. Watch.
- Anlayacaktır, bekle de gör.
We'll stop him before he even tries.
Onu daha deneyemeden durdururuz.
Ah, he'll be fine.
Bir şey olmaz.
It'll still be the same Barry you know and love, except he just won't be able to retain new information.
Hala tanıdığınız ve sevdiğiniz Barry olacak ama yeni bilgiler kazanamayacak.
How long do you think he'll stay asleep?
Sence ne kadar uyur?
If Enzo's in there and we bury him, he'll be trapped.
Eğer Enzo oradaysa ve onu gömersek, orada sıkışacak.
He'll do.
Şu işe yarar.
And if you screw this up... we don't know what he'll do to Elena.
Ve eğer işi berbat edersen... Elena'ya ne olur bilmiyoruz.
I'm sure he'll be here soon.
Yakında burada olur.
Damon is worried he'll never see Stefan again, that he'll never find peace.
Damon Stefan'ı bir daha göremeyeceği için endişeliydi,... asla huzuru bulamayacağı için.
Think you'll find he feels quite remorseful about the life he's led.
Yaptıkları için çok pişman olduğunu göreceksiniz.
So what you're saying is I need to find someone he'll trust that is foolish enough to help me deliver the news.
Bu bilgiyi aktaracak güvendiği ama aptal olan birini bulmam gerek yani?
If we threaten that ego, trust me, he'll respond.
Eğer egosunu rahatsız edersek bana güvenin karşılık verecektir.
He'll take it better from you.
Senden duyması daha iyi olur.
If he said he'll be here, he'll be here.
- Geleceğini söylediyse gelir.
Soon he'll forget how to speak, how to swallow, and then... Dean Winchester's going to die.
Yakında konuşmayı unutacak, yutkunmayı ve sonra Dean Winchester ölecek.
The lord will hold us in the palm of his hand and he'll weigh our souls.
Tanrı bizi avucunun içinde tutar ve ruhumuzu tartar.
Maybe he'll come in handy.
Belki işe yarar.
He'll keep you safe.
O seni güvende tutar.
he'll come around 90
he'll be here soon 63
he'll do it again 29
he'll be back 211
he'll come back 75
he'll be back soon 57
he'll listen to you 41
he'll get over it 88
he'll know 72
he'll never know 33
he'll be here soon 63
he'll do it again 29
he'll be back 211
he'll come back 75
he'll be back soon 57
he'll listen to you 41
he'll get over it 88
he'll know 72
he'll never know 33