He's an alien translate Turkish
142 parallel translation
He's an alien.
O bir yaratık.
And what he's doing with an alien machine is anyone's guess.
- Özür dilerim, ne... - Hayır, bak, o... Bazen kontrol edemiyorsun...
Now to hear that he's an alien sent to destroy us...
Bizi yok etmek için geldiğini duymak...
- He's an alien. - Yes, of course he's an alien.
- Elbette öyle.
He's an alien, right?
O bir uzaylıydı, tamam mı?
he's an alien.
- O bir uzaylı.
I know he looks like an alien to you, But he--He's a member of our family.
Biliyorum senin için bir uzaylı fakat fakat o bizim ailemizin bir parçası.
Before he left on this mission, he administered an overdose of an alien de-aging drug to himself.
Yabancı bir ırka ait gençleştirme ilacını aşırı dozda almış.
THAT'S WHY WE LOVE HIM SO. WE THINK HE'S AN ALIEN.
Onu bu yüzden o kadar çok seviyoruz.
He's about to declare war on an alien species just when they're trying to make contact with us.
Bizimle iletişim kurmaya çalışan yabancı bir türe savaş ilan etmek üzere. Lütfen.
He's been influenced by an alien, that puts us at risk.
Bir yabancı tarafından etkilendi, bu da bizi tehlikeye atıyor.
I'll bet he didn't tell ya the Butcher's an alien.
Eminim Kasap'ın bir uzaylı olduğunu sana söylememiştir.
Too bad he's an alien.
Çok yazık ki o bir uzaylı.
He's bent on taking the doctor to an alien-abduction site.
Doktoru uzaylıların kaçırma bölgesine götürecekmiş.
What they're not telling is he's former FBI who claims to be an alien abductee.
Söylemedikleri şey ; adamın, uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia eden eski bir FBI ajanı olduğu.
He's an alien, for Christ's sake!
Adam uzaylı, İsa aşkına!
Mr. Neelix, just because a man changes his drink order, doesn't mean he's possessed by an alien.
Bay Neelix, bir kişi içecek alışkanlıklarını değiştirdi diye o kişinin yabancı varlık tarafından kontrol edildiği anlamına gelmez.
He's actually an alien life-form who is caring for a species known as the Ocampa, who live nearby.
O aslında, Okampa denen bir ırk için endişelenen, yabancı bir tür.
- He's an alien.
- O bir uzaylı.
I just got a call from some crazy bleep head claiming he was an eyewitness to this alien abduction.
Kafayı sıyırmış bir şeyettiğiminin aradı. Uzaylıların birilerini kaçırmasına şahit olduğunu iddia ediyor.
He's definitely an alien.
Kesinlikle uzaylı.
After conducting a limited physical examination, Agent Mulder was ready to believe... that the body was that of an extraterrestrial biological entity, that he had finally found the proof which had eluded him, which would confirm not only the existence of alien life, but of his sister Samantha's abduction.
Sınırlı bir incelemenin ardından Ajan Mulder, cesedin dünya-dışı biyolojik bir varlığa ait olduğunu kabul etmeye hazırdı ; sonunda hep istediği kanıtı bulmuştu bu sadece dünya-dışı yaşamın varlığını kanıtlamakla kalmayacak, aynı zamanda kızkardeşi Samantha'nın uzaylılarca kaçırıldığını da kanıtlayacaktı.
I could only guess at what Agent Mulder may have uncovered on his own, what he may have found to confirm or deny what he has long held to be a conspiracy to control the public inquiry into the government's knowledge and contact with an alien race or races.
Ajan Mulder'ın kendinde neyi açığa çıkarmış olabileceğini kamu soruşturması ya da uzaylı ırk veya ırklarıyla teması kontrol eden uzun zamandır süregelen bir komployu doğrulayabilecek veya inkâr edebilecek ne bulmuş olabileceğini ancak tahmin edebilirdim.
He's an alien old man we met on P3C-599.
P3C-599'da karşılaştığımız uzaylı bir yaşlı adam.
Well, he's sort of a guy and he's reportedly a surrogate mother for an alien-hillbilly, robot-engineer-cow baby.
Erkek ve sanırım uzaylı-çiftçi, robot-mühendis-inek bir çocuğun taşıyıcı annesi.
- And he doesn't treat me like an alien.
- Ayrıca bana uzaylıymışım gibi davranmıyor.
He's one of the last remaining members of an ancient alien race... who knows all about wormholes.
Eski bir uzaylı ırkının kalan son temsilcilerinden biri. ... solucan delikleriyle ilgili herşeyi bilen.
Make sure he's not an alien.
Onun uzaylı olmadığına emin ol.
There's an alien out there somewhere, and he's after me.
Dışarda bir uzaylı var ve benim peşimde.
He's an alien who's been pretending to be your god.
O size tanrınızmış gibi davranan bir yabancı.
- Oh, don't tell me he's an alien.
- Bana onun uzaylı olduğunu söyleme.
He's an alien abductee who was returned after hideous procedures were performed on him.
O, uzaylılar tarafından kaçırılan, üzerinde... gizli deneyler yapıldıktan sonra geri gönderilen biri.
You know, maybe he's an alien.
Biliyor musun, belki uzaylıdır.
Or maybe he's an alien-android cross.
Belki de uzaylı, android karışımı birşey.
He's not an alien.
Uzaylı falan değil.
He's an alien pretending to be a normal teenage kid.
Normal çocuk gibi gözüken bir uzaylı.
He's an alien pretending to be a normal teenage kid.
Normal bir çocuk gibi davranan bir uzaylı.
Maybe he's an alien or called Miss Cleo.
Belki bir uzaylı veya bir medyum aramış.
He's an alien.
O bir uzaylı.
He's an alien.
O dünyalı değil.
Like me, Jonas Quinn may be an alien to this world, but he is committed to the Tauri's cause.
Benim gibi, Jonas Quinn'de bu dünyaya ait olmayabilir, ama o da kendisini Tauri'nin davasına adamış durumda.
This is Zee news correspondent reporting from Kasauli... where the special court yesterday acquitted Rohit Mehra... on the grounds that he is mentally abnormal... and today, the citizens of Kasauli are felicitating Rohit Mehra... for setting a rare example of humanity and friendship... in helping an alien, whom he considered his friend, go back to his own world. Let's all felicitate Rohit Mehra.
- Zee haber, Kasauliden bildiriyor Özel mahkeme dün Rohit Mehrayı beraat ettirdi onun anormal olduğu kararına vardı Ve bugün, Kasauli sakinleri Rohit Mehrayı kutluyorlar insanlık ve dostluk adına nadir bir örnek gösterdi arkadaşının ait olduğu dünyaya dönmesi için ona, yardım etti Rohit Mehrayı yürekten kutlarız.
- He's an alien hunter.
Yani bir uzaylı avcısı.
In fact, he's an alien from Andromeda!
Bu bir şeylerin işareti olmalı.
He's an alien!
O bir uzaylı!
You don't think he's really an alien, do you?
Uzaylı olduğunu sanmıyorsun, değil mi?
Actually, he thinks he's an alien.
Bir uzaylı olduğunu zannediyor.
It is enacted in the laws of Venice, if it be proved against an alien that by direct or indirect attempts he seek the life of any citizen, the party'gainst which he does contrive shall seize one half of his goods.
Venedik yasasında açıkça belirtilmiştir ki eğer bir yabancı, isteyerek veya istemeyerek bir Venedik vatandaşının canına kastederse bu eylemi gerçekleştirdiği kişi onun mallarının yarısını alır.
For decades you've mispresented the aliens to us. But don't forget, a human is a human even if he's an alien.
Onu bir öcü gibi gösterdin ama unutma, uzaylı da olsa insan insandır.
He's an original alien from the UFO.
O düşen UFO'daki uzaylılardan biri.
Unless he's an alien with shifting blood types.
Kan grubunu değiştirebilen bir uzaylı değilse, evet yaşıyor.
he's an idiot 170
he's an architect 23
he's an animal 43
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an angel 27
he's an actor 55
he's an ass 27
he's an artist 66
he's an old man 43
he's an architect 23
he's an animal 43
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an angel 27
he's an actor 55
he's an ass 27
he's an artist 66
he's an old man 43
he's angry 68
he's an 20
he's an adult 32
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's an ex 66
he's an fbi agent 16
he's an old friend 37
he's an orphan 21
he's an alcoholic 20
he's an 20
he's an adult 32
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's an ex 66
he's an fbi agent 16
he's an old friend 37
he's an orphan 21
he's an alcoholic 20
he's an addict 25
an alien 30
alien 136
aliens 164
aliena 30
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's so handsome 49
an alien 30
alien 136
aliens 164
aliena 30
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's so handsome 49
he's dead 3015
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's gone 2224
he's my brother 335
he's my best friend 106
he's a doctor 159
he's back 468
he's my dad 94
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's gone 2224
he's my brother 335
he's my best friend 106
he's a doctor 159
he's back 468
he's my dad 94