English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's awake

He's awake translate Turkish

535 parallel translation
It's because you're too sleepy staying awake during the day, isn't it? No, it's not. Some kid... keeps following me around telling me that he wants some coffee.
Bu hayalet kahve içmek istediği için bütün gün beni takip etti.
- It's such a relief that he's awake.
Şükürler olsun.
President Joo... is going to want to see you once he's fully awake.
Başkan önce Tae Yang'ı görmek isteyecektir.
He talked so much in his sleep, he kept me awake about half the night.
Uykusunda o kadar çok konuşup duruyor ki. Geceyarısı sürekli beni uyandırıp durdu.
Go see if he's awake.
Uyanık mı diye bir bak bakalım.
All you gotta do is stay awake, son. A man's only got so many fights to win, so many dreams to dream, so much loving and hating to do, and usually old age catches up with him... before he can correct any mistakes he's made.
Tek yapman gereken uyanık kal evlat.
He's a strong lad, with a lusty voice when he's awake.
o kuvvetli bir delikanlı, uyanıkken çok güçlü bir sesi var.
He's awake.
- Hayır, Webb.
He knew there was fighting in Paris, but that's not what was keeping him awake.
Paris'te çatışma olduğunu biliyordu ama uykusunu kaçıran bu değildi.
There, he's awake.
İşte uyandı.
He's drugged with morphine, but he's awake.
Morfinin etkisi altında ama uyanık halde.
I don't care if he's awake or not!
Uyanıp uyanmaması umrumda değil!
He's probably awake now.
Şu an muhtemelen ayıktır.
- He's awake.
- Uyandı.
He's awake.
Uyandı mı?
He's not awake.
Beyefendi henüz uyanmadı!
- Professor, he's awake!
- Profesör, o uyandı!
- Hubert, he's awake!
- Hubert, uyandı!
He won't allow other people's suffering to keep him awake at night.
Başkalarının dert ve tasalarını kafasına takmayı kabul etmiyor.
He's awake. He wants you.
Kendine geldi, seni istiyor.
- He's awake now.
- Şimdi uyanιk.
He's awake, Miss Martha.
Uyandı, Bayan Martha.
He's awake.
Ayakta.
I am sorry, he spent the night awake.
Üzgünüm, bütün gece ayaktaymış.
He's awake and he wants to sea you.
Uyandı, seni görmek istiyor.
- He's not awake yet.
- Henüz uyanmadı.
He's awake.
Uyanıyor.
He's, like, dreaming or... not... awake yet.
Sanki rüyada gibi... henüz... uyanmamış.
Brother... he's awake
Abi, abi... uyandı.
I'm surprised he's even awake.
Hala nasıl ayakta duruyor bilemiyorum.
He's awake.
Kendine geliyor.
Sometimes he comes home late, and she's lying awake.
Bazen adam çok geç geliyor ve kadın onu beklemiş oluyor.
He's awake
Uyandı
Shuang, he's awake again
Shuang, gene uyandı
Ye Gucheng was right after he's gone he'll awake
İyi! Ye Gucheng haklıymış! Birazdan uyanır!
He should have been awake for some time now
Şimdiye dek bir şekilde uyanmış olması gerekirdi.
He's awake?
Ayıldı mı?
He's awake.
Uyanık.
Tell him your dad's awake, but he's having another relapse.
Ona babanın uyandığını fakat başka bir rahatsızlığı olduğunu söyle.
He's awake.
O uyanık.
Oh, he's awake!
Oh, uyandı!
He's been awake for 24 hours.
24 saattir ayakta.
He wanted to keep them awake in winter, hoping they ´ d use that leisure time, to invent things.
Onları kışın uyanık tutarak,... o eğlence zamanlarını birşeyler icat ederek geçirmelerini umut etti.
[Haller] He's awake.
- Kendinde.
He's awake and he's talking.
- Kendinde ve konuşuyor.
He's awake, doctor.
Doktor, doktor!
- He's awake.
- Kendine geldi.
Frank snores when he's awake.
Sanırım. Frank uyanıkken bile horlar.
At least he's awake.
En azından uyanık.
I can't figure out how he's getting in when I'm awake.
Ben uyanıkken nasıl yaptığını bir türlü anlayamıyorum.
He's awake!
O uyandı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]