He's in bad shape translate Turkish
126 parallel translation
He was in pretty bad shape. He's still going.
Çok kötü durumda olmasına rağmen devam ediyor..
Careful, he's in pretty bad shape.
Dikkat edin, oldukça kötü durumda.
He's in bad shape.
Kötü durumdaydı.
Now, he's in bad shape.
Şu anda o kötü bir durumda.
He's in bad shape, Danny.
Durumu kötüymüş Danny.
He's in pretty bad shape.
Biri kurtarılıyor.
This man's in bad shape, and he ain't gonna get no better if you fellows don't do what I say.
Bankayı mı soyuyorsun? - Hayır efendim.
Between the emotional strain and that attack of bends, he's in pretty bad shape.
Duygusal gerginlikler ve vurgun atakları yüzünden kötü durumda.
He's in bad shape.
o çok soğuk kanlıdır.
About Oscar. I think he's puttin'on this act about the restaurant bein'in bad shape and all that.
Oskar hakkında restoran hakkında gelişmeler var.
- He's in very bad shape.
- Çok kötü. - Öldü mü?
He's in bad shape.
Şunun haline bakın.
He's in bad shape.
Pek iyi görünmüyor.
He's in a hospital, in bad shape, and needs me.
Hastanede, durumunun kötü olduğunu, beni istediğini.
Yes, I know, but he's really in bad shape, sir.
Evet, biliyorum. Ama o gerçekten çok kötü bir durumda, efendim.
No, they were in bad shape by the time they got to me, except for one man. And this was strange, because he was the only one who seemed unaffected.
Hayır, bana getirildiklerinde,... bir adam dışındakilerin hepsi kötü durumdaydılar,... onun hiç etkilenmemiş olması çok garipti.
He looks in bad shape.
Kötü yaralanmış.
Then I can tell you he's in very bad shape.
Öyleyse söyleyebilirim berbat durumda.
He's in pretty bad shape.
Hayli kötü durumda.
This kid's in bad shape, he needs it.
Çocuğun durumu kötü. Buna ihtiyacı var.
He's back and in pretty bad shape.
Geri geldi. Durumu kötü.
He's really in bad shape.
Durumu gerçekten kötü.
He's in bad shape.
Durumu kötü.
He's in bad shape, man.
- O çok kötü adamım.
He's in pretty bad shape, past the point where he can tell me anything.
Çok kötü durumda. Artık benimle konuşamayacak halde.
I managed to stop the bleeding, but he's still in pretty bad shape.
Kanamayı sonunda durdurabildim, ama hala kötü durumda.
He's still in bad shape.
Hala kötü durumda.
He's in pretty bad shape.
Durumu çok kötü.
He's in bad shape.
Durumu çok kötü.
He's in bad shape.
Kötü durumda.
Smell him He's in bad shape. He needs calcium
kokla onu çok kötü durumda, kalsiyuma ihtiyacı var
He's in bad shape.
Kötü durumdaymış.
He's in pretty bad shape.
Oldukça kötü durumda.
He's in bad shape, but he's gonna make it.
Kötü durumdaydı ama yaşayacak.
He's in pretty bad shape... and he could use a friend.
Şu sıralar oldukça kötü günler yaşıyor... belki bir yardımınız olabilir.
He's in bad shape.
Onun durumu kötü.
Nikolai's wracked up on the rocks above the falls. He's in bad shape.
Nicolai yukarı da kayalara çarptı, kötü durumda.
It turns out he's in bad shape,
Durumunun kötü olduğu ortaya çıktı.
He said King's in pretty bad shape
- King'in çok kötü durumda olduğunu söylüyor.
He's in bad shape.
O çok kötü durumda.
He's in really bad shape.
Durumu çok kötü.
He's in such bad shape, he makes me feel better.
Durumu pek iyi değil, sayesinde kendimi iyi hissediyorum.
He's in a pretty bad shape.
Durumu kötü.
But he's in bad shape because Mom doesn't love him anymore.
Ama kötü durumda çünkü annem artık onu sevmiyor.
He's in really bad shape.
Bunu anlaması gerekiyor.
He's in really bad shape.
Gerçekten kötü durumda.
He's in bad shape.
Hali çok kötü.
He's in bad shape but he'll recover.
Durumu kötü ama iyileşecek.
He's probably still hung over from the wedding. He was in pretty bad shape.
Büyük ihtimalle düğün sonrasında hâlâ baş ağrısı çekiyordur.
- He's in a bad shape.
- O çok kötü.
Like my sister-in-law came over once with her little boy, he's like 4 years old and she's been with him all day so she's in bad shape.
Bir gün kızkardeşim, 4 yaşındaki oğluyla bize geldi. Bütün gününü çocukla geçirmiş. Bitkin, tükenmiş haldeydi.
he's in the shower 29
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's in the hospital 85
he's insane 97
he's in a meeting 50
he's in the wind 39
he's inside 105
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's in the hospital 85
he's insane 97
he's in a meeting 50
he's in the wind 39
he's inside 105