He's in the hospital translate Turkish
576 parallel translation
Kid's in the hospital, you know, but he'll be all right.
Çocuk hastanede ama iyi olacak.
In case you'd like to know he's at the Huntington Memorial Hospital on 180th Street.
Madem bilmek istiyorsunuz... O, 180. sokaktaki Huntington Memorial Hastanesi'nde.
He's in the hospital with a broken back.
- Hastanede sırtı kırık bir şekilde yatıyor. - Ne kötü.
What's he doin'in the hospital?
Hastanede ne yapıyor?
He's in the city hospital.
Şehir hastanesinde yatıyor.
Dad got sick. He's in the hospital.
Babamı hastaneye götürdüm.
He's going to land her in the hospital one of these days.
Bugünlerde onu hastaneye yatıracak.
Do you think Ed would let me go out and earn a living while he's in the hospital?
Sence Ed o hastanedeyken benim çalışmama izin verir mi?
Soon, he bought the most beautiful house in the region and transformed it into a hospital, while he came to live humbly on the other side of the square.
Çok geçmeden bölgenin en güzel evini satın alarak hastaneye çevirdi. Kendisi de meydanın karşısındaki mütevazı evde yaşıyordu.
He's in the hospital.
Şimdi hastanede.
- He's in the hospital?
- Hastanede mi?
Are you sure he's all right? I was in the hospital, too.
Evet ama senin durumun farklıydı.
He's still in the hospital.
Adam hala hapiste.
That's how he came to the country hospital where Madeleine was a nurse.
Madeleine'in hemşire olduğu hastaneye bu şekilde geldi.
He wanted me to stay in the textile factory. 16 hours a day... with my hands in water and end in a hospital... like so many fools I know.
Tekstil fabrikasında kalmamı istemişti. Suya batırılmış ellerle geçen günlük 16 saat mesai. Sonra tanıdığım bir sürü aptal gibi gözlerimi hastanede açayım.
He's in the hospital in Dubovo.
Hastanede yatıyor.
In the hospital when he was conscious and out of danger when they told him his father was dead he began to laugh, I have been told.
Hastanede, tehlikeyi atlatmışken ve bilinci yerine geldiğinde babasının öldüğü kendisine söylendiği zaman.. ... gülmeye başlamış, bana söylenen bu.
He was in Intensive Care, but there's no record of his whereabouts in the hospital.
Yoğun bakımdaydı, ama hastanede nerede olduğu hakkında hiçkayıt yok.
I have been able to piece together what Mr. Arness did the rest of that day that brought him to this mental hospital in the condition that he's now in.
O günden bu yana, Bay Arness'in yaptıklarını ve bu hastaneye... hangi şartlar sonucunda getirildiğini birleştiriyordum.
Citizen Pinel has persuaded the administration that the idiot children he observed at Bicêtre Hospital share traits with the Wild Boy of Aveyron, and therefore Victor isn't capable of being sociable and nothing can be hoped for by continuing his education.
Ama Pinel'in kötümser analizi yetkilileri ikna etmiş durumda. Geri zekâlılıkları teyit edilen çocuklarla ilgili Bicêtre'de yapmış olduğu gözlemler, o çocuklarla Aveyron'un Vahşi Çocuk'u arasında benzerlik gösteriyormuş. Bu benzerlik hâliyle Victor'un sosyalleşemeyeceği ve eğitimine devam etmenin bir anlamı olmadığı sonucunu çıkarıyor.
Now that his wife is in the hospital, he makes you work all alone.
Karısı hastaneye düştükten sonra bütün işi sana yıktı.
Anyway, it's just as well, because he's in the hospital with the dose.
İyi de oldu, fazla doz uyuşturucudan hastanede şimdi.
Yes, well, he's in hospital at the moment, so he'll not mind.
- Evet, tamam... şu anda hastanede yatıyor. Zaten sorun etmez.
He's in the hospital. Appendectomy.
Apandisit ameliyatında.
- He's in the hospital!
- Hastanede!
Fine, I'll be right over My father's had a heart attack He's in the hospital now I've got to rush there
peki hemen geliyorum babam kalp krizi geçirdi şimdi hastanede acilen gitmeliyim
He's been running all over the hospital, dressed up in Dr. Schaefer's uniform.
Dr. Schaefer'ın gömleğini giyip hastanede cirit atıyor.
He's in hospital at the moment.
Şu an hastanade.
No, he isn't. You see, he's in the hospital badly injured and we are going to see him.
hayır hastanede ağır yaralı yatıyor... ziyaretine gidiyoruz!
He's in the hospital, having half a lung removed.
Hastanede, ak ciğerinin yarısı alınacak.
He's still in the hospital recovering from the goring.
Hala hastanede kan kaybından iyileşiyor.
- He's in the hospital.
- Hastanede yatıyor.
- He's in the hospital.
- Hastanede.
He's still in the hospital.
Memur hala hastanede.
But after a year in the hospital, he went back to school got his master's degree and now looks to the future.
Ama hastanede bir yiI geçirdikten sonra okula döndü... yüksek lisansini tamamladi. Artik gelecege umutla bakiyor.
He's in the hospital.
Hastanede.
He's in the hospital.
Hastanede yatıyor ve...
He " s in the hospital and hurt pretty badly.
Kötü yaralanmış ve hastanede.
mickey : He's put men in the hospital, he's sabotaged my supplies... and now he's blown up my payroll this week.
Adamlarımı hastanelik etti, malzemelerime sabotaj yaptı şimdi de bu haftanın ödeneğini havaya uçurdu.
He spent some time in the hospital for that.
Bunun için bir süre hastanede yatmış.
He's in the hospital now.
Şimdi hastanede.
He's been in and out of the hospital.
Hastaneye bir girip bir çıkıyor.
I hear he's in the hospital.
Hastanede olduğunu duydum.
He's gonna send me back to the VA Hospital with this dent in my plate.
Kaplamamdaki yamuk yüzünden... gazi hastanesine dönmem gerekecek.
Now he's laying in the hospital somewhere unconscious. I'm not gonna go back to Detroit without helping him.
Ona yardım etmeden Detroit'a dönmeyeceğim.
He was in the hospital, injured during landing.
Hastanedeydi. İniş sırasında yaralanmış.
He's got to be hiding in the hospital.
Hastanede saklanacaktır.
Yeah, is he still in the hospital? Uh, I don't know, how's he doing?
- Hâlâ hastanede mi?
Why the hell wouldn't they tell us what hospital he's in?
Neden bize onun hangi hastanede yattığını söylemediler?
He's in the hospital, I guess, but we don't know where.
Hastanede, ama hangisinde olduğunu bilmiyoruz.
That's what the guy in the hospital said. He said :
Hastanedeki adam şöyle dedi...
he's in the shower 29
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's insane 97
he's in a meeting 50
he's in the wind 39
he's in bad shape 31
he's inside 105
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's insane 97
he's in a meeting 50
he's in the wind 39
he's in bad shape 31
he's inside 105