English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's in the shower

He's in the shower translate Turkish

147 parallel translation
He was in the shower.
Duştaymış.
- Oh, he's in the shower.
- Duş alıyor.
I'm sorry, he's in the shower.
Üzgünüm, içeride banyo yapıyor.
He's in the shower.
- Duşta.
He should play in the shower, that we can not now it's the gorilla wants to try it out me in the tough new capabilities.
Duşunu almalısın, biz oynarken yeni yeteneklerini denemek istermisin
He's the one that was caught looking at the girls in the shower.
Kızlar duşunda yakalanan ben değildim.
He likes to pretend he's a country-western singer in the shower.
Duşta country ve western şarkıları söylemeyi severdi.
I think he's in the shower.
Sanırım duşta.
- The guy in 23-B... the professor, Gus Hale... apparently he fell in the shower and broke his neck.
- 23-B'deki adam... profesör Gus Hale... duştayken düşüp boynunu kırmış.
He's in the shower.
Duş'ta.
The bachelor party and bridal shower are the same day, so it's conceivable that while she's getting lingerie he'll be at a nude bar watching a dancer in the same outfit.
Bekarlığa veda partisi ve gelinin partisi aynı gün, yani geline hediye edilen iç çamaşırının aynısının damadın gittiği striptiz kulubündeki kadının üstünde olması gayet olası.
He's in the shower.
Şu an banyoda.
- I`d rather tell Mr. RandaII. - He`s in the shower.
- Bay Randall'a söylemeyi isterim.
He's in the shower.
Banyo yapıyor.
He's in the shower.
Duş yapıyor.
He caught his wife boning her dentist in the shower.
Evet, karısını duşta dişçisiyle sevişirken yakalamış.
He's in the shower £ ¬ singing.
Duşta şarkı söylüyor.
It's not like I copied his name off his mailbox so I could look up his number and call him while he's in the shower so I could watch him cross the room naked to answer the phone.
Posta kutusundan adını öğrenmiş,... sonra telefon numarasını bulmuş, camdan onu çıplak halde izlemek için duştayken onu aramış değilim.
He's in the shower with me.
Birlikte banyodayız.
He " s in the shower.
O duşta.
- He's under the waterf- - He's in the shower.
Şey o şimdi şelalede yani Banyoda.
No, he's in the shower right now.
Hayır, şu an duşta.
Well, he's in the shower.
Duşta.
The man who does the number from Jesus Christ Superstar can't go on. He slipped in the shower. Man could walk on water, but no...
"Jesus Christ Superstar" numarasını yapacak kişinin duşta ayağı kaymış.
He's the only one with a shower in his dressing room.
Burada soyunma odasında duşu olan tek kişi odur.
Anyway, once he gets up, it is in the bathroom and sees her dog hanging from the shower rod.
Neyse, bir sabah uyanır ve banyoya gider... köpeğini duş kordonuna asılmış bulur.
Clear, he's in the shower.
Clear, o şu anda duşta.
He's in the shower.
O DUSDA.
He probably still gets to fuck you in the shower whenever he's got the leftover energy.
Muhtemelen hâlâ, enerjisi olduğu her vakit duşta seni beceriyordur.
I think he's in the shower.
Herhâlde duş alıyordur.
He hanged hisself in the shower room..... at six o'clock this evening.
O, akşamüstü saat 18 : 00'da....... kendini banyoda asmış
In here he's just another bare bum in the shower.
Ama burda sadece dusun altinda fazladan bir kic.
Um, he's actually in the shower.
Meğerse duştaymış.
Whether he's punching in his A.T.M. code... or keeping clean in the shower.
ATM şifresini özenle girer. Özenle yıkanır. - Homer!
He's hiding from you in the shower.
Evet gördüm! Duşun içinde senden saklanıyor!
He's been in the shower all day.
Bütün gün duştaydı.
According to Steve's girlfriend, Jessica... who answered his phone while he was in the shower today...
- Bu sabah Steve duştayken telefonu açan sevgilisi Jesicca'nın söylediğine göre -..
I mean, every time I get in the shower with him he's like "Jack, get the hell out."
"Jack, defol git burdan" diyor.
No, he's in the shower. Can I...?
Hayır, Banyoda.
No, he's in the shower right now.
Hayır, şu anda duşta.
I used to say, "If he's got a long enough hose he's gonna have friends in the shower room!"
Ben derdim ki, "Eğer hortum kadar uzun bir şeyi olsaydı Duş odasında arkadaşları olurdu!"
He's... in the shower.
O duşta.
You know, while he's sleeping or in the shower, or, you know, out of the house.
Mesela o uyurken, duş alırken ya da evde yokken?
He's in the shower.
Sevgilisi duştaymış.
He's in the shower.
Duşta.
It's the same one he tried to use in my shower.
Benim banyomda kurmaya çalıştığıyla aynı kamera.
- No, he's in the shower.
- Hayır, duşta.
Your father's so square he doesn't pee in the shower.
Baban o kadar eski kafalı biri ki, duşta çişini bile yapmaz.
Appears as though he slipped in the shower, cracked his skull on the bathtub spigot.
Anlaşılan duşta ayağı kaymış, kafasını küvet musluğuna çarpmış.
Oh, he's in the... shower.
Duşta demek.
Look, breeman worked at feinberg's old house, like, 10 years ago, and he saw the thing in the shower once, and it was all he could do to not coil it up and throw it on the back of the rig.
Breeman on yıl önce Feinberg'ün eski istasyonunda çalışmış. O şeyi duşta görmüş ve sarıp kamyonun arkasına atmamak için kendini zor tutmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]