He's not here now translate Turkish
270 parallel translation
I mean, he's not here now.
Yani şu an burada değil.
And now I'm here, and he's not.
Ve şimdi buradayım O yok.
- He stopped at the bank first. He's not here right now, Harry.
- George o adam yine geldi.
- He's not here now.
- Şu an burada değil.
He's not here right now.
Şu anda evde değil.
Lorenzo's not here right now... but I'm sure he'll say yes.
Lorenzo şu an burada değil ama eminim ki, evet diyecektir.
No no, he's not here now.
Hayır hayır, o şu an burada değil.
He's not here right now.
Şu an burada değil.
There's another thing now if we're all going to be in here three or four days, close together like it might be a good idea if a certain party, not to mention no names was to do what he said he'd do.
Bir şey daha var. Hepimiz üç dört gün burada burun buruna kalacaksak... ismi lazım olmayan birinin yapacağını söylediği şeyi yapmasında... fayda var.
WELL, HE'S NOT HERE NOW.
Öldüğünden emindin, Corey.
You mean he's not here now?
Şu an burada değil mi yani?
Is your father here now? - He's not here, because...
- Tabii ki burada değil çünkü...
I'm sorry, he's not here right now.
Üzgünüm, şu anda burada değil.
This guy is not reliable, we can't leave him here Where's he now?
bu adam sadık değilmiş, işini bitirin nerde şimdi?
He's not here now... he left for Denver on the stage yesterday.
O burada değil. Dün, Denver'a gitmek için yola çıktı.
I know he's not here now, but has he been here?
Şu an burada olmadığını biliyorum, Ama öncesinde buradamıydı?
He's an old man now, living not far from here.
Artık yaşlandı ama buradan çok da uzakta değil.
I'm sorry, he's not here right now.
Beni neyin rahatsız ettiğini biliyor musun?
I'm sorry, he's not here right now. What do you mean, "not there"? Where is he?
Hayır, beni rahatsız eden, niçin daha önce araba kiralamadı.
He's not here now.
Ama kendisi burada değil.
Um, he's not here just now.
Şua an burada değil.
Yeah, now that Hector's not here, probably he'll ask me to drive it for him.
Evet, Hector burada olmadığına göre, muhtemelen bunu onun için benim sürmemi isteyecek.
Now you listen here, he's not the Messiah!
Dinleyin beni şimdi, o Mesih filan değil!
No, he's not here right now.
Hayır, o şu anda burada değil.
Now, I don't care if you tell him you love him, but he's not your family, your family is here.
Onu sevdiğini söyleyebilirsin ama gerçek ailen burada.
He's not here now.
Burada değil.
- He's not here now!
- Kendisi şu an burada değil.
No, he's not here right now.
Hayır, şu an burada değil.
But he's not here right now.
Ama şu an da odada değil.
Of course, he's my boss, but I'm afraid he's not here right now.
Evet. Kendisi benim patronum olur ama maalesef şu an burada değil.
He's not here right now, Mr. Polski.
Kocam şu anda burada değil bay Polski.
Well, now he's not here.
Eh, artık burada değil. Gitmiş.
Well, he's not here now.
Burada değil.
Well, he's not here now, Lister, and we are.
Şu an burada değil Lister, ama biz burdayız.
One, but he's not here now.
Bir tane, ama şimdi burada değil.
He's not gonna throw up in here now, is he?
Buraya kusup ortalığı batırmayacak değil mi?
- Well, he's not here right now.
- Ama burada yok.
He's not here right now.
Şu anda burada değil.
I said, he's not here right now.
Burada değil, dedim.
He tried to throw us out... he sent his tough guys after us to rough us up... but now look who's here and look who's not.
Bizi kapı dışarı etmeye çalıştı. Bizi hırpalamak için adamlarını gönderdi. Ama bak şimdi burada kim oturuyor.
No, I'm afraid he's not here right now.
Hayır, korkarım şu an burada değil.
No, this is my uncle's house... but he's not here now.
Hayır, burası amcamın evi,... ama şu an burada değil.
Leo's just so upset with you right now that... We just think it would be best if you're not here when he wakes up.
Biz yalnızca düşündük ki, eğer o uyandığında burada olmazsan çok daha iyi olacak.
You own it! He's not here right now.
Hayır, burada değil.
- He's not here right now.
- Şu anda burada değil.
Guess your dad's not here to save you now, is he?
Seni kurtarmak için baban yok değil mi?
Well, he's not here now, is he?
O burada değil, değil mi?
But he's not here now, is he? Is he?
Ama baban burada değil, değil mi?
No, he's not here right now.
Şu anda, burada değil...
In any case, he's not here now and he's gotta come back.
Her durumda, şu anda burada değil ve buraya geri gelmek zorunda.
In any case, he's not here now and he's got to come back.
Her durumda, şu anda burada değil ve buraya geri gelmek zorunda.
he's not my boyfriend 125
he's not gonna make it 43
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not 1460
he's not ready 47
he's not there 182
he's not here 947
he's not responding 40
he's not my friend 74
he's not gonna make it 43
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not 1460
he's not ready 47
he's not there 182
he's not here 947
he's not responding 40
he's not my friend 74