He can't hear me translate Turkish

He can't hear me.

Beni duyamıyor.

He can't hear me way out there.

Bu kadar uzaktan beni duyamaz.

Worst that can happen is he starts to hear things that he don " t see... and rhyme his words just like me.

En kötü ihtimalle, görmediği şeylerin sesini duymaya başlar ve benim gibi kafiyeli konuşur.

He can't hear me..

Beni duyamıyor!

Damn it, he can't hear me.

Kahretsin, beni duyamıyor.

I can see and hear him, and he can see and hear me, but we can't interact physically.

Ben onu o beni görebiliyor duyabiliyorduk ama fiziksel iletişime geçemiyorduk.

He can't see me or hear me.

Beni ne duyabilir ne de görebilir.

Who am I talking to if he can't hear me?

Ne diyorum ben, beni duymuyor ki?

He's talking to me, but I can't hear him.

Bana bir şeyler diyor ama duyamıyorum.

And of course he can't hear me because the sitar music is so loud.

Ve beni duymuyordu çünkü Hint Müziği sesi sonuna akdar açıktı.

- He's dead, Sue. - He can't hear me.

- Beni duyamaz.

He can't hear me.

Duymuyor.

He can hear me, can't he?

- Beni duyabiliyor, değil mi?

You're kidding me, right? What if he gets hurt because he can't hear in a dangerous situation?

Ya tehlikeli bir durumda, duyamadığı için yaralanırsa?

Oh, you can't hear me now?

He, şimdi de beni duyamıyor musun?

"I call out to him, but wherever he is, he can't hear me."

Ona sesleniyorum, fakat her nerede ise beni duyamıyor.

News that I want him to hear from me first, because maybe if I can just cushion the blow, he... he won't go back to the crack.

İlk olarak benden duymasını istediğim haberler, çünkü eğer ben haberin etkisini azaltabilirsem... tekrar kokaine başlamayabilir.

Like he can't hear me.

Sanki beni duyamıyor.

Nah, he can't hear me.

Eh, beni duyamadı.

It won't affect him He can't hear me

Onu etkilemez bile. O beni duyamaz.

I don't know if he can hear me.

Beni duyup duymadığını bilmiyorum.

I don't think I can hear what he has to say to me.

Söyleyeceklerini duyabileceğimi sanmıyorum.

Do you think it's weird... that I talk to my dad if I know he can't hear me?

Beni duyamadığını bilirken babamla konuşmam sence tuhaf mı?

He can't hear me now any better than he ever could.

Zaten oldum olası beni duyamadı.

Can't he hear me?

Duyamıyor mu?

But he can't hear me?

Beni duyamıyor değil mi?

Do you think that I think this will work? I don't think he can hear me inside.

Bunun işe yarayacağını düşündüğümü mü düşünüyorsun?

He can't hear me.

Beni duyamaz.

He can't even hear me.

Beni duymadı bile.

Don't worry, he can't hear me through the glass.

Endişelenme, cam yüzünden sesim karşı tarafa gitmiyor.

He can't hear me.

Beni duymuyor.

I don't think he can hear me.

- Beni duyabileceğini sanmıyorum.

Ah, he can't hear me.

Ah, o beni duyamaz.

He can't hear me anyway.

Beni duyamıyor nasılsa.

Damn, he can't hear me.

Duyamıyor musun?

I mean, he can't even hear me. Well, I talk to my belly,

Yani beni bile duyamıyor.

He can't hear me.

Nereden duyacak beni?

No he can't hear me.

Hayır, o beni duyamaz.

Lately, he's been telling me he can see and hear things that doesn't exist for the rest of us.

En sonunda yine bana hiçbirimizin göremediği ama onun.. .. görebildiği ve duyabildiği bir şeylerden bahsedecek.

No, he can't hear me.

Hayır, beni duyamıyor.

Oh, he can't hear me.

Maalesef beni duymuyor.

He can't hear me!

Beni duyamıyor!

Give me a second. He can't hear us.

Bizi duyamaz.

- He can't hear me!

- Beni duyamıyor.

Rachel, I can't hear this "Daddy hits me because he loves me" stuff any more.

Rachel, artık "Babam beni sevdiği için dövüyor" hikayeleri istemiyorum.

Because I know he can't hear me.

Çünkü beni duyamadığını biliyordum.

I don't know how many stories you gonna hear...'cause they done swore him to some kind of secret code... and he can't tell me nothing.

Duyacağın kaç tane hikaye var bilmiyorum,.. ... zira bir çeşit gizli şifre gibi ona yemin ettirmişler,.. -.. oda bana hiç bir şey söylemez.

He couldn't see me, but you can't hear me.

O beni göremiyordu, sen ise duymuyorsun.

- I know he can't hear me.

- Duyamayacağını biliyorum.

Don't speak, don't say my name - he can't see or hear me, only you can.

Konuşma, adımı söyleme. Beni göremez ya da duyamaz o, sadece sen görüp duyabilirsin.

I don't think he can hear me.

Beni duyabildiğini sanmıyorum.