English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He won't bite

He won't bite translate Turkish

67 parallel translation
Don't worry, he won t bite.
Endişelenme, Sana zarar vermez.
Don't be afraid. He won't bite you.
Korkma, seni ısırmaz.
Oh! He won't eat a bite I don't cook.
Benim pişirmediğim hiçbir şeyi yemiyor.
He won't bite!
Dokunun isterseniz, ısırmaz.
- He won't bite, will he?
- Isırmaz, değil mi?
Well then, come up. He won't bite my friends.
Gelin o halde, ısırmaz, inanın.
Harry wouldn't have a dog that didn't bite, but he won't bother us
Harry ısırmayan bir köpeğe sahip olmazdı, ama canımızı sıkmayacak bunun için.
Put a ke y in his mouth so he won't bite his tongue.
Ağzına bir anahtar koyalım. Bu sayede dilini ısırmaz.
Don't worry, he won't bite.
Korkmayın, ısırmaz.
- So he won't bite people anymore.
- Bir daha kimseyi ısırmasın diye.
He's won't bite me, it likes me.
Beni ısırmaz, sevdi beni.
Move up. He won't bite.
Yaklaş biraz. ısırmaz seni.
He won't bite.
Isırmaz.
He won`t get involved in anything that could come back and bite his fat ass.
Başına bela açabilecek hiçbir şeye kıçını kaldırıp da bulaşmaz.
He won't bite you.
Seni ısırmaz.
He won't bite, we hope.
Isırmayacağını umuyoruz.
He won't bite.
Isırmaz seni.
He won't bite.
Issırmaz.
He won't bite you.
Seni ısırmaz, merak etme.
He won't bite you.
O seni ısırmaz.
- Go on, sit down, He won't bite.
- Hadi otur. Isırmaz.
He won't bite.
Merak etme ısırmaz. - Adın ne senin?
But he still won't bite. He won't commit.
Ama hala kararsız.
if not, he won't eat a bite, i know.
Eğer gelmezsen, kesinlikle bir lokma koymaz ağzına.
Come on, he won't bite you.
Hadi, seni ısırmaz.
He won't bite!
- Merak etme, ısırmaz!
He won't bite you. It's a pleasure to meet you, Mr. Fate.
Sizinle tanışmak büyük zevk, Bay Fate.
Ladies, if y'all see a snake, trust me, he won't bite you.
Bayanlar, eğer yılan görürseniz... ... korkmayın, ısırmaz.
Oh, no, he's all right. He won't bite you.
Olmaz evladım öyle, ısırmaz seni korkma.
Stonewall him, he won't bite. Just keep him away from me.
Benden biraz uzak dursun, tamam mı?
And if he won't let you, then you fight, scream, bite him, kick him.
Eğer buna izin vermezse, Mücadele et, bağır, Ona vur, onu tekmele.
- He won't bite.
- Merak etme, ısırmaz.
He won't bite.
Korkma, ısırmaz.
Come on, he won't bite.
Hadi gel, ısırmaz.
Go on, he won't bite.
Haydi, ısırmaz.
If you tell the truth, he won't bite you.
eğer doğruyu söylersen ısırmaz.
Don't worry, he won't bite.
Merak etme, ısırmaz.
He won't bite, huh?
- Isırmaz değil mi?
He won't bite him.
Ona, birşey yapmaz.
Don't worry! He won't bite!
Merak etmeyin, ısırmaz!
- Don't worry, he won't bite.
Korkmayın ısırmaz.
You can pet him. He won't bite.
Sevebilirsin.
Stand there, he won't bite.
Orada dur, ısırmaz.
It is Klyk, he won't bite. He's clever.
O Klık, o ısırmaz, çok akıllı.
Don't be afraid, he won't bite.
Korkma, ısırmaz.
- He won't bite.
- Isırmaz.
Go on, he won't bite.
Hadi, sizi ısırmaz.
He won't bite.
Korkma ısırmayacak.
Gangs are always calling, but he won't bite.
Çeteler peşinde. Ama o kimseye zarar veremez.
- He won't bite.
İşe başla. - Bunu yemez.
You know, you should just go talk to him because he probably won't bite.
Gidip onunla konuşmalısın. Isırmayacaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]