English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bite it

Bite it translate Turkish

1,588 parallel translation
Come on, bite it.
Yapabilirsin. Isır.
And You've Got To Bite It And Dunk It In Your Coffee And Get It Hot, Warm And Wet, And Then... ( Grunts ) Bite Into It Again And--Oh, God, I Need A Drink.
Ama o çöreği alıp ısırmalı, kahvene batırmalı, ısıtmalı ve ıslatmalı ve tekrar ısırıp...
MacElroy's heart is like a beautiful apple that's in your hand and now you need to bite it.
MacElroy'un kalbi avuçlarında tuttuğun lezzetli bir elma gibi. Artık o elmayı ısırmalısın.
He had to take a bite of it, reinsert it and walk again.
Ondan bir ısırık almak, tekrar yerine yerleştirmek ve yürümek zorundaydı.
The markings traced to several desert dwelling species- - it seems a full-grown male coyote did the most work on it, but one with a malformed jaw. Very unusual bite formations.
İzler çöl yerleşim türlerine götürdü görünüşe göre olgun erkek çakal işin büyük kısmını halletmiş, ama çenesinin sakat olmasından ısırık izleri oldukça olagandışı.
Jesus, man, it's not gonna bite.
Adamım, ısırmayacak ya.
Roberto, my colorist, he has it up on the wall in his salon, and all the boys make bets on who they can get to bite the pillow first.
Renk sanatçım Roberto'nun salonunda var bir tane, duvarında ve oğlanlar takvimden kime daha önce yastığı ısırtabilir diye bahse giriyor.
It should fit the bite marks he left on the killer.
Katilinde bıraktığı izlerle örtüşmesi gerekir.
- I used to like to bite on it.
Dişlerdim.
i oughta bite your dick off and spit it in your face.
Şeyini dişlerimle koparıp yüzüne tükürürüm senin.
It's a spider bite.
Örümcek ısırdı.
It's more like a bug bite, blemish maybe.
Böcek ısırığına benziyor. Belki de bir cilt lekesi.
- You bite down on it.
- Onu ısır.
- Take it, it won't bite.
- Alsana. Isırmaz.
Do you like it when I bite your ear?
Kulağını ısırmam hoşuna gitti mi?
- It's weird that white sharks have such a bad reputation, because they really hardly bite.
Beyaz köpekbalıklarının kötü bir üne sahip olmaları garip çünkü onlar çok nadir saldırırlar.
It didn't even bite him, it just swallowed him.
Çocuğu ısırmamıştı bile tamamen yutmuştu.
You don't have to be afraid that it will bite.
Isıracak diye korkuyorsun herhalde.
Yeah, but how could you bite my arm and rip it into pieces?
Evet, ama kolumu nasıl ısırdın ve parça kopardın?
A spider bite, or as I like to call it, a "Christmas kiss."
Örümcek ısırığı. Ya da benim her zaman dediğim gibi, "Noel öpücüğü".
Okay, you can keep the check if you take a bite of it.
Pekala. Ondan bir lokma yersen, çek sende kalabilir.
The wonderpus octopus on the other hand has such a powerful bite that it has a special warning display to tell others to keep out of it's way.
Öte yandan bu gösterişli ahtapotun ısırığı öyle güçlüdür ki diğer hayvanların yoluna çıkmaması için özel bir uyarı gösterisi bile vardır.
That evil. It'll come back and bite us all.
Aksi takdirde bu şeytan geri dönüp hepimizi ısıracak.
- There is a bite out of it.
- Isırılmış bu.
Wanted to bite my tongue the minute it came out.
O anda dilimi ısırmak istedim.
Something with a bite to it.
İçinde ısırabileceğim birşey olsun.
We planned this amazing meal with the caterers, and we haven't had a bite of it.
Yemek şirketiyle bu harika yemeği planladık ve daha bir parça bile yemedik.
It had a super-sized bite with razor-sharp teeth nearly six inches long.
Çok büyük bir ısırık ala bilir yaklaşık 12 santim uzunluğunda. jilet gibi keskin dişlere sahiptir.
It's the little things that always come back to bite you.
İhmal ettiğin küçücük şeyler her zaman dönüp dolaşıp başına bela olur.
It slices its victims into bite-size chunks, using razor-sharp teeth.
Jilet keskinliğindeki dişleriyle kurbanlarını kıymaya çeviriyor.
Are you sure it doesn't bite?
- İyi tarafından bak.
Oh, bite your tongue. it's my pleasure.
Ne demek. Benim için bir zevkti.
She dare not let it out, so she took another bite.
Çıkarmaya cesaret edemedi, o da bir daha yuvarladı.
Huh, make it 2.30, the boys and I usually grab a bite late night.
Şunu 2.30 yapalım, Çocuklar ve ben genelde gece geç saatlerde bişeyler yeriz.
When sweet mistress dark pain takes it all away from me, sometimes twice during oscar season, every bite somehow restores the balance, keeps me real, you know?
Ve tatlı bayan Karanlık Acı hepsini sonra benden alır. Oscar döneminde bazen haftada 2 kez. Her koparışı bir şekilde dengeleri düzenliyor, beni hayatta tutuyor, anladınız mı?
It might protect you, or it might bite your hand off.
Seni koruyabilir de, ısırırken elini koparabilir de.
Come on, of course you want it, she is not going to bite you.
İstersin istersin, yemez seni, hadi bakalım.
It's so important to get a rattlesnake to bite something out of my butt!
Götümden çıkan bir şeyi bir çıngıraklı yılana ısırtmak çok önemli!
It's ok, honey. I won't bite.
Korkma hayatım, ben ısırmam.
I mean, here you are, as nice as can be, and all I wanna do is tell you to bite me. I'm sure it's me.
Karşıma geçmiş kibarlıktan kopuyorsun ama içimden sana "Yemezler" demek geliyor.
Lou put me on his membership, and I told Sharon to bite me. I guess it's a big day for both of us.
Lou beni de üye yapmış, Sharon'a da "Yemezler" dedim.
And I saw it bite the elephant tossed it straight into the air and the elephant disappeared into the snake's throat.
Onu fili ısırırken gördüm onu havaya doğru fırlattı ve yılanı midesine indirdi.
If you doubt it, take a bite
Isırın bir lokma, emin değilseniz
It is international, alone they have that to bite the fishhook, I go up them to the boat
Uluslararası bir imkan. Yemi yuttular, ipi çekip tekneye atacağım sonra ölene kadar tokatlayacağım.
One bite, that's it.
Bir ısırık, o kadar.
We'll get a bite and talk about it, huh?
Bunu sonra konuşalım olur mu?
It won't bite.
Seni ısırmaz.
It's an injection, not an insect bite.
Böcek ısırığı değil bir iğne izi.
It's just one bite.
Sadece küçük bir ısırık.
Good thing it didn't bite you somewhere else. Oh.
İyi ki başka yerinden ısırmamış.
What sounds nasty is when I bite your tongue off and spit it back in your mouth so you can have some fun with yourself.
Senin dilini koparıp yedirirsem laf koymayı görürsün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]