Headache translate Turkish
3,709 parallel translation
I have a headache.
Başım ağrıyor da.
The mild headache and the hangnail. Couple weeks.
- Hafif baş ağrısı ve şeytan tırnağı...
Wow, look at that, headache's gone.
- Bak sen şu işe, baş ağrısı gitti bile.
You know, there was this case of this guy with a headache. Turns out he had a whole set of teeth growing behind his eyeballs.
Ama görünen o ki şu baş ağrısı hastalığın gözbebeklerini büyültmeye başlamış ve dişlerini göstererek geri dönüyor gibi.
Oh. Ohh. Oh, I have such a headache.
Başım fena ağrıyor.
I have the grandest headache medicine in the world - try it.
Ben de dünyanın en iyi baş ağrısı ilacı var. Denesene.
- Major headache.
- Karın ağrısı
This gives me a headache
Başıma ağrılar girdi.
- Headache or anything?
- Baş ağrısı falan?
Oh, that explains the headache.
Baş ağrısını açıklıyor bu.
When she wakes up, she's gonna have one hell of a headache.
Feci bir baş ağrısıyla uyanacak o kadar.
I mean, a headache.
Yani, başı ağrıyormuş.
I thought you said she had a headache.
Başı ağrıyor dedin gibi gelmişti.
But if he does come to, he'll have a beauty of a headache.
Ama eğer kendine gelirse, sağlam bir baş ağrısı çekecek.
This is doing me headache.
Başımı ağrıtıyor bu.
It's just doing me headache.
Başımı ağrıtıyor artık.
That'll be a headache for us.
Bu, başımızı ağrıtır.
- He's going to have a headache.
- Kötü bir baş ağrısı çekecek.
I got a hell of a headache, but I'll be all right.
İnanılmaz derecede başım ağrıyor, ama düzelirim.
I have a headache.
Başım ağrıyor.
I already have a splitting headache.
Zaten başım çatlıyor.
I have a headache so I left early.
Başım ağrıdı erken çıktım.
I just have a headache.
Sadece başım ağrıyor.
The two of you are giving me a headache.
İkiniz başımı ağrıtıyorsunuz.
She has also had a headache for three days straight.
- Ayrıca üç gündür baş ağrısı çekiyor.
I'm fine. This headache...
Gayet iyiyim.
How are you feeling? Hey, Elisabeth, yeah, I'm fine, except for this headache.
Merhaba Elisabeth, evet iyiyim şu baş ağrısı dışında.
My headache is gone.
Başımın ağrısı geçti.
Obstruct both and you wake up with quite a headache.
İkisini aynı anda tıkarsan uyandığında feci bir baş ağrısı seni bekler.
Any headache?
Başınız ağrıyor mu?
She said she didn't have a headache.
Ama baş ağrısı çekmediğini söyledi.
Rebecca's back, says she has the worst headache of her life.
Rebecca geri geldi. Söylediğine göre hiç yaşamadığı kadar kötü baş ağrısı varmış.
Uh, look, I got a headache, okay?
Başım ağrıyor, tamam mı?
Any headache?
- Baş ağrısı var mıydı?
Samir, you having a headache now?
Samir, şu an başın ağrıyor mu?
So how's your headache?
Peki baş ağrıların ne durumda?
My headache... it has a voice.
Baş ağrılarım... bir ses gibi.
But my headache is really loud right now.
Ama baş ağrılarım şu an gerçekten çok sesliler.
It'll just give you a headache.
Başını ağrıttığınla kalırsın.
This case is also giving me a big fat headache.
Bu dava başımızı ağrıtacak.
Ugh, I'm starting to get a virtual Escher headache.
Sanal bir Escher baş ağrısı tutulmaya başladım.
Hey, if you can take the headache out of transport and delivery I would call that price a bargain, and I would call you my new best friend, okay?
Nakliyatla teslimat dertlerimi üstümden alıyorsan buna kelepir sana da en iyi dostum derim.
Because you order white wine, and it gives you a headache.
Çünkü beyaz şarap istiyorsun, beyaz şarap senin başını ağrıtıyor.
Well, it's my headache!
O, benim başağrım!
The headache is better, but my vision's still blurred.
Baş ağrısı iyileşti fakat görüşüm hâlâ bulanık.
And it's giving me a splitting headache.
Ve bu bana çok şiddetli Bir baş ağrısı veriyor.
Uh, I have a headache.
Uh, baş ağrım var.
Guys, I have a headache, so quiet.
- Başım ağrıyor, susun biraz.
But you had a headache the other day.
Ama geçen gün başın ağrıyordu.
But I don't have a headache.
Başım ağrımıyor.
Headache is probably just tension.
Baş ağrısı da heyecandandır.