Helicopters translate Turkish
856 parallel translation
"ln America, in America!" I'll give you helicopters!
Amerika, Amerika! Helikopter umurumda bile değil!
Helicopters are working in shifts, scouring the entire area from El Centro south to the Gulf of California.
Helikopterler El Centro'nun güneyinden... Kaliforniya körfezine kadarki bölgeyi tarıyorlar.
Land the two helicopters aft and stand by with a stretcher.
İki helikopteri kıça indir ve sedyeyle hazır bekle.
They haven't got helicopters.
- Helikopterler yok.
There was an attack by two helicopters.
2 helikopter tarafından bir saldırı vardı
They were Mi-24 combat helicopters very fast.
Onlar Mi-24 savaş helikopterleriydi ve çok hızlılardı.
If we could have two helicopters and a squad of armed paratroopers we might be able to drop a charged wire net on the beast.
Eğer iki helikopter ve bir manga silahlı paraşütçü alabilirsek... canavarın üstüne elektrik yüklü bir tel ağ atabiliriz.
Octahedron, special planes and helicopters have been despatched to look for you.
Sekiz Düzlemli, özel uçaklar ve helikopterler sizi aramak için gönderildi.
Do you know how much my helicopters cost, Sheriff?
Tamam. Bir helikopterin kaç para olduğunu biliyor musun?
Now, Sheriff, will you get on to Capt. Hardesty and see how many helicopters he can let us have?
Dinle, Şerif. Emniyet Müdürü Hardesty ile konuş ve kaç tane helikopter verebileceğini öğren.
Helicopters don't look very elegant either... but they fly reasonably well.
Helikopterler görünüşte uçmak için uygun görünmüyor... fakat pekâlâ düzgün uçabiliyorlar.
Mr Belden, are you sure it was one of our helicopters?
Bay Belden, bizim helikopterlerden olduğundan emin misiniz?
I wanna use helicopters to transport guests.
Helikopter hizmeti.
Other corpses, helicopters, the works.
Diğer karakollara, helikopterlere falan haber ver.
- Helicopters!
- Helikopterler!
The helicopters and ambulances are coming in full.
Helikopter ve ambulanslar dolu geliyor.
They're all, you know, like all... You see these cars, they're strewn on the sides of the roads from the helicopters and in all different angles, you know. They look like jackstraws and stuff like that.
Şunlara bir bak hele, bütün şu arabalar, helikopterden öyle gözüküyor, yolların kenarlarına saçılmışlar ve, değişik açılarda... anlarsın işte, ortalığa rastgele dağılmış bir görüntü sergiliyorlar.
We're in sync, but you can't hear a fucking thing because of the fucking helicopters, so I'm going to quit!
Eşzamanlılık tamam ama bir bok duymuyorum ki! Siktiğiminin helikopterleri yüzünden. Çekip gideceğim şimdi.
Because of the fucking helicopters I can't get a fucking piece of dialogue at all, man.
Amına koyduğum helikopterleri yüzünden, bir yarak diyalog duyamıyoruz dostum ya!
We've arranged for rooftop surveillance and helicopters especially around the Catholic churches and schools and in the black area.
Çatıları denetliyoruz ve helikopterlerle özellikle Katolik Kilise ve okullarının çevresini ve zenci mahallelerini.
Daylight, the helicopters will keep him off the roofs.
Gündüz, helikopterler çatılara yaklaşmasını engelleyecekler.
I don't want any police cars helicopters, whatever.
Hiç bir polis arabası istemiyorum helikopterler, hiç bir şey.
We've called for helicopters.
Helikopter istedik.
They had to use helicopters to build this thing.
Kesin helikopter ile yapmışlardır bu teleferiği.
Oh, it's in a plant near here, that makes helicopters
Buraya yakın bir fabrikadayım, helikopter üretiyorlar.
- They can't get the helicopters in here for another 15 or 20 hours.
- 15, 20 saat daha helikopter gelmeyecek.
- Running out of flares for the helicopters.
- Helikopterlerin ışığı bitiyor.
helicopters, radios, police dogs.
Helikopterler, telsizler, polis köpekleri.
Did you see in the paper this morning where we lost 3,000 helicopters?
3000 helikopter kaybetmişiz, bugün gazetede okudun mu?
Screw the helicopters.
Boş ver helikopterleri.
Doug, those, uh... those helicopters, th-they'll get us out of here, won't they?
Doug, şu helikopterler... bizi buradan çıkaracaklar, değil mi?
The helicopters?
Helikopterler.
From police cars, helicopters and they haven't picked me up.
Polis arabasıyla, helikopterle ama hâlâ tutuklamadılar.
All helicopters are in use at this time.
O zamana kadar bütün helikopterleri hazırlamış olacağız. Bunlar ne istiyorlar?
Get some helicopters and blasting nets on top of him.
Bize helikopterler... ve çelik ağlar gerek.
We will organize a search with helicopters.
Helikopterlerle organize bir arama yaparız.
Helicopters...
Helikopterler...
Helicopters!
Helikopterler!
Helicopters are standing by to transport the official convoy from the airport to the city.
Helicopterler resmî konvoyu havaalanından şehre götürmek için bekliyor.
Gen. Slater must assign helicopters to start a search pattern radiating from the site where the Durants were attacked.
General Slater, helikopterlere, Durant'ların saldırıya uğradığı yerden başlayan dairesel bir alanı taramaları emrini vermeli.
The helicopters must take no aggressive action if they spot a swarm.
Helikopterler bir arı sürüsü tespit ederse saldırıya geçmemeli.
We've got the helicopters, uh, Rolls Royces.
Bizim helikopterlerimiz var, Rolls-Royce'larımız.
With wings. - No, no. Been flying helicopters ever since Korea.
Kore'den beri helikopter kullanıyorum.
Use the F.B.I. Use the state police. Use helicopters.
FBI'ı, eyalet teşkilatını, helikopterleri kullanın.
Please notify bases 112 and 401 to stand by with helicopters, and if necessary, squadrons of fighter bombers.
Lütfen 112 ile 401. üslere helikopterle destek vermelerini bildirin, gerekirse bombardıman uçağı filolarıyla da versinler.
Roadblocks, helicopters, dogs, big dogs. Anything else?
Yol kesme, helikopterler, büyük köpekler.
My men, our tanks, our helicopters, we will take this campus.
Adamlarım, tanklarımız, helikopterlerimiz. Bu kampüsü alacağız.
With helicopters now, eh?
Şimdi de helikopterle?
- We'll need helicopters. They're in short supply.
Elimizde yeterince yok.
The helicopters are coming to net him!
Helikopterler geliyorlar!
All helicopters, down.
Tüm helikopterler, inin.