English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Herb

Herb translate Turkish

1,654 parallel translation
It's just hard to believe that you're Herb's sister. He's so...
Senin Herb'ün kızkardeşi olduğu inanmak çok zor.
To hapless Herb.
- Şanssız Herb'e.
JUDITH : You know what, Herb?
Biliyor musun Herb?
HERB : I said I would do it- - I'll do it!
Sana yapacağımı söyledim, yapacağım.
HERB : Okay, everyone calm down.
Tamam, herkes sakin olsun.
Hey, Herb.
- Selam Herb.
Herb, do something!
Herb, birşeyler yap!
You know what, Herb? Judith can relax.
- Herb, Judith rahatlayabilir.
JUDITH :
- Herb.
Herb! You want to come, too?
- Sen de gelmek ister misin?
You know what, herb?
- Bir kızkardeşin mi var?
Judith can relax. I'm going to check into a hotel.
Herb, Judith rahatlayabilir.
Well, that's too bad, herb!
Bu çok kötü Herb!
Best of luck to you and her.Bye-bye.
Sana ve ona iyi şanslar Herb. Hoşçakal.
I'm two for two at herb's weddings.
Ben de Herb'ün düğünlerinde iki de iki yaptım.
Oh, no, not really, it'S... herb and I were engaged before he met judith, so... and you're coming to his wedding?
Herb ile ben Judith'le tanışmadan önce nişanlıydık... - ve onun düğününe geldin?
Uh, and having just met you, I feel safe in saying that herb's not getting an upgrade, either.
Seninle yeni tanıştık ama Herb'ünde daha iyiye gitmediğini söyleyebilirim.
Those herb-picking hicks will be all yours.
Bitki toplayan köylülerin hepsi sizin olacak.
We're going to look for the herb pickers.
Biz bitki toplayıcılarını arayacağız.
Herb-crusted? No!
- Aşırı sebzeli mi?
That's some fine herb.
Bu güzel bir ot.
Herb tea...
Bitki çayı...
They do not readily accept the idea that a simple plant or herb may be useful.
They do not readily accept the idea that a simple plant or herb may be useful.
Sunset herb.
Günbatımı otu.
Sunset herb is dangerous.
Günbatımı otu tehlikelidir.
Back home if somebody ate sunset herb by mistake we made a rose tonic to wake them up.
Eve dönelim eğer yanlışlıkla güntohumunu yanlışlıkla yiyen başkaları da varsa onları uyandırmak için gül toniği yapmalıyız.
Do you really think I'd be dumb enough to eat food with sunset herb?
Gerçekten de içinde güntohumu otu bulunan yemi yiyecek kadar salak mı olduğumu sanıyorsunuz?
More sunset herb.
Güntohumu otu!
Someone put an herb in the animals'food.
Birisi hayvanların yiyeceğine bir şey kattı.
If you didn't cause the sickness, then who put the herb in the animals'food?
Eğer hastalığa sen sebep olmadıysan hayvanların yiyeceğine ilacı kim koydu?
She put the sunset herb in the wedding cake too.
Düğün pastasına da koydu.
We can get together and talk about Herb Smith.
Bir araya gelip, Herb Smith hakkında konuşabiliriz.
Herb Smith.
Herb Smith.
We need to get together and talk about herb smith.
Bir araya gelip, Herb Smith hakkında konuşmamız lazım.
I've got your eggs, herb.
Yumurtalarını hazırladım Herb.
I wanna know what you saidabout herb smith.
Herb Smith hakkında konuştuklarınızı öğrenmek istiyorum.
I told the director of the institution about herb's predictions.
Herb'ün kehanetlerini tımarhanenin müdürüne anlattım.
It was better if verabelieved that herb had passed on.
Vera, Herb'ün vefat ettiğine inanırsa daha iyi olacaktı.
Your eggswill get cold, herb.
Yumurtaların soğuyor Herb.
Is he the same man that came to visit herb smith?
Herb Smith'i ziyarete gelenle aynı adam mı?
That means that herb smith's alive.
Bu da Herb Smith yaşıyor demektir.
These eggs are a littledifferent today, herb.
Bu yumurtalar bu gün biraz farklı Herb.
Do I know you? Herb Caen told me about you.
Sizi tanıyor muyum?
It's a Chinese herb which has been effective.
Çinlilere ait bir tedavi. - Radyasyon zehirlenmesinde...
Herb's okay?
Herb iyi.
and I'm not going to ask Herb to pay for them.
ve ben Herb'den bunların parasını ödemesini istemeyeceğim
You know, it had a small herb garden out in the back.
Hatırlasana, arka bahçelerinde küçük bir seraları vardı.
Go to the herb shop on Wilshire and Mariposa.
Wilshire ve Mariposa'da şifalı bitki satan bir dükkan var.
Well, I'm sure your friends would rather hear about... your dad's work as a sportswriter... than my conversations... with Herb... Milton.
Eminim arkadaşların, benim Herb Milton ile olan görüşmelerimden çok, babanın spor yazarlığı ile ilgili bir şeyler duymak isteyeceklerdir.
Herb.Herb.
- Herb, Herb.
Ten minutes.
Herb Caen bana sizden bahsetti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]