English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Here's my plan

Here's my plan translate Turkish

90 parallel translation
Now, according to plan B my first job here is to hold a public meeting, Sakini.
Şimdi, B planına göre buradaki ilk işim bir halk toplantısı düzenlemek, Sakini.
Now, here's my plan.
Planım şöyle.
Now, here's my plan.
- Biliyorum. Planımı dinle.
Here's my idea for Monday.
İşte pazartesi için planım.
Here's my schedule.
İşte planım.
Here's my plan.
Planımı dinle.
So here's my plan :
Planım şu.
Don't interrupt... here's my concept.
Sakın kesme! ışte benim planım.
There's nothing to plan. My dad never would have left here, not unless he was in trouble.
Babam, bizi burada bırakıp gitmez başları bir tür belada.
Here`s my plan.
Önce yavaşlayacağız.
Plan A, I drive to a jewelry store, steal a necklace, shoot my way out and get back here before your mom gets home.
Ben bir mücevher mağazasına gideceğim, bir kolye çalacağım ışık hızıyla hareket edip anneniz eve gelene kadar geri döneceğim.
Here's my second plan.
Şimdi 2. Planım :
OK, here's my plan.
Bir plan yaptım.
That's your plan To trap me here while my pain keeps growing and growing and you die to the end.
Senin planın bu mu? Benim acım büyüdükçe büyümeye devam ederken beni burada kapana kıstıracaksın ve sen öleceksin ve senin acın sona erecek.
If she's not here to pose as Leah at tonight's ceremony my plan will never succeed.
Eğer bu geceki törende Leah gibi poz kesmek için burada olmazsa... planım asla başarılı olmayacak!
Here's my plan.
İşte planım
So here's my new plan for the year :
İşte bu yıl için planım :
Okay, here's my plan for tonight :
Pekala. Bugünkü planım :
OK, here's my plan.
Tamam, işte benim planım.
And since we can't get to Anling's father down there, my plan is to bring him up here, or at least his soul.
Angling'in babasını buraya getiremediğimize göre de planım en azından ruhunu buraya getirmek.
Here's my plan...
Planım şu...
# Then here's my plan
Bir plan var bende.
I don't know how you're thinking about getting out of here or whatever... what your plans are... but I think you should take my car.
Buradan nasıl gitmeyi düşünüyorsun... planın nedir bilmiyorum... ama sanırım arabamı almalısın.
- OK, now, here's my plan.
- Pekala, planımı anlatıyorum.
Here's my plan :
İşte planım :
Here's my plan.
İşte planım.
Here's the gist of my plan
İşte planımın asıl fikri...
Here's my plan for getting the checks
İşte çekleri almak için planlarım.
Here's my plan.
Bu da benim planım :
Well, I'm luring Alex's husband over here with a pretend maintenance problem - because he's the super - but my real plan is to prove to him that I'm sexy.
Hmm bende bakım yapması için Alex'in kocasını çağırdım- - Çünkü o yönetici- - Ama asıl planım onu çağırıp ne kadar yakışıklı olduğumu göstermek.
Find out what he's doing here and whether or not he knows about my... sinister plan.
Bak bakalım burada ne yapıyormuş ve kötü planım hakkında fikir sahibi miymiş?
Marky-Mark, here's my itinerary for new york.
Marky, New York gezi planım bu.
Here's my plan -
İşte planım :
OK, here's my... Here's my overall plan.
Pekala, işte işte planım.
I, Um... I Have Dinner Plans Inside, And My Date's Gonna Be Here Any Minute, So...
İçerde bir yemek planım var ve arkadaşım her an burada olabilir..
Okay, here's my idea.
İşte planım.
You can see the grain from the high-speed film... there's sort of a penis in my mouth right here... and the low depth of field keeps the background soft.
Hızlı film sayesinde damarları görebiliyorunuz... ağzımda pipi gibi bir şey var... ve alanın alçak derinliği geri planı yumuşatıyor.
And I plan on staying here while every cab is processed and every logbook checked, and if I find out that either of you two are lying to me, you're gonna find out just how well I do my job.
Doğru, haklısın. Burada kalıp bütün araçları tek tek incelemeyi planlıyorum. İkinizden birinin yalan söylediğini anlarsam işimi ne kadar iyi yaptığıma bizzat tanık olursunuz.
From the moment I got here... I've been planning my escape.
Buraya düştüğüm andan beri kaçış planı yapıyordum.
So, my plan is to create this cluster of live / work lofts all along the perimeter here.
Tüm bu çevreye yayılan hem çalış hem yaşa tarzı bir kompleks yapmayı planlıyorum. Ve... Gel buraya.
Since I got here, you've been asking me, What's my plan and all.
Buraya geldiğimden beri bana sürekli planımın ne olduğunu soruyorsun.
here's my card. in case you plan on making a life change.
Kartımı al belki hayatının gidişatını değiştirmeyi düşünürsün.
OK, here we go. What's my plan here?
Peki, işte başlıyor, planım ne?
Now here's my plan.
Şimdi benim planım.
My conversation with Rawling had nothing to do... here's the deal... you walk back your plan with Rawling and you destroy whatever evidence you've collected, or I'll use every ounce of influence I've got
Rawling ile konuşmamın hiçbir amacı yoktu... Şunda anlaşalım... Rawling'le olan anlaşmanı yok sayar, ve topladığın tüm kanıtları yokedersin, yoksa sahip olduğum tüm etkiyi ve parayı karının bu seçimi kazanmaması için kullanırım.
My plan is to go and call every single one of the parents... every single one of them... try to set up a meeting with them in here,'cause, you know, that's where it starts.
Diyorum ki her aileyi tek tek arayıp, okula çağırsak... her birini... Burada onlarla görüşelim. Biliyorsun çoğu şey ailede başlar.
All right. Here's my plan.
Pekala. işte benim planım.
Okay, so here's my plan : Step one, find boy.
Pekala işte planım :
Okay, so here's my plan.
Pekala, işte planım.
Here's my plan...
İşte planım...
Simpson, here's my plan.
Simpson, işte planım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]