English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Here's your ticket

Here's your ticket translate Turkish

107 parallel translation
- Here's your ticket.
.İşte biletiniz.
Here's your ticket.
Al biletini.
Here's your ticket, and one for the sleeping car, and some sweets. And a magazine.
İşte biletiniz, bir tane yataklı vagon için, bir tane de şekerleme için ve bir de dergi.
I don't think there's anything more to say to you... except that here's your ticket on the next stage.
Bence sana söyleyecek başka bir şey yok... Ancak burada bir sonraki aşamadaki biletiniz.
Here's your ticket!
İşte biletin.
Here's your ticket.
İşte biletin.
Here's your bus ticket and you're on your way back to St. Anne's.
Bu da otobüs biletin. St. Annee geri dönüyorsun.
- Here's your ticket, one way!
- İşte biletin, tek yön!
Here's your ticket, honey. Don't forget it.
Al, işte bu senin biletin, tatlım.
Here's your ticket.
Biletin burada.
Here's your ticket.
Şu biletin.
Here's your ticket and passport.
İşte biletin ve pasaportun.
Here's your ticket, and $ 20 for your Aunt BiIIie.
BiIetin ve BiIIie teyzen için 20 doIar.
Here's your ticket, Monsieur Poirot.
İşte biletiniz Bay Poirot.
Here's your ticket to Marseilles, and one for the ship.
İşte Marsilya biletin, bu da gemi için.
Here's your ticket and your suitcase.
İşte biletiniz ve valiziniz.
Well, here's your ticket.
İşte biletin.
Here's your ticket to Brussels, Miss Chevallier.
İşte Brüksel biletiniz, Matmazel Chevallier.
Here's your ticket.
Biletiniz.
Here ´ s your ticket, Old Pa.
Biletin burada Büyükbaba.
Uh, Tess getting married might still be your ticket out of here.
Tess'in evleniyor olması, hâlâ buradan çıkış biletin olabilir.
Greeting, vultures. Your meal ticket's here.
Selam, akbabalar.
- lt says here you, got your ticket back after a 12-month suspension.
- Burada yazdığına göre, ticari pilotluk bröven... 12 ay boyunca elinden alınmış.
- Here's your ticket.
- Biletin burada.
Come here, your ticket to ride.
Evet. Kurtulmaya hazır mısın?
I'm your only ticket outta here, kid.
Bu işten çıkış biletin benim, evlat.
Here's your lottery ticket.
İşte piyango biletiniz.
we're gonna shoot it here, but it's your ticket back to america.
Uzun bir film.
You help me find the Joker, and they'll write your ticket out of here.
Joker'i bulmamda bana yardım edersen, buradan çıkış biletini imzalayacaklar.
Here ´ s your ticket.
İşte biletiniz.
Here's your ticket. First class.
İşte senin biletin. 1. sınıf.
Here's your ticket.
Bu biletin.
Howard... here's your ticket.
Biletin burada.
- Here's your plane ticket.
- Uçak biletin burada.
Here's your ticket.
İşte biletleriniz.
This is your ticket out of here.
Bu, senin buradan çıkış biletin.
Here's your ticket.
Bu da bilet ve pasaportun.
Here's your ticket, Mr Badshah.
Biletiniz, bay Baadshah. - Teşekkürler.
So Mr. Schulz, here's your release allowance of 800 marks, a train ticket to Berlin, and your release certificate.
800 Alman Markı tutarındaki çıkarılma bedeliniz, sayın isterseniz. Berlin'e bir tren bileti ve serbest bırakıldığınıza dair evraklarınız.
"Madam, here's your ticket."
Bayan, biletiniz burada.
Here's your bus ticket.
Bu otobüs biletin.
* Here's your ticket, pack your bags *
İşte biletin, bavullarını hazırla
- Here's your ticket.
İşte biletin.
Here's your ticket.
İste biletin.
Here's your ticket.
İşte biletiniz.
- Thank you very much. - Here's your ticket.
- Çok teşekkür ederim.
- Okay, here's your ticket.
- Bu da biletin.
And your E-ticket's in this here chamber.
Ve senin biletin bu odada.
Here's your plane ticket, so go back.
İşte uçak biletin. Geri dçnüyorsun.
Take your bag. Here's your ticket.
Çantanı al, bu da biletin.
Zaara, here's your bus ticket.
Zaara...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]