English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / High fever

High fever translate Turkish

278 parallel translation
He has a high fever.
Ateşi çok yüksek.
But his wounds were bad and he was running a high fever.
Ama yaraları kötüydü ve ateşi de giderek yükseliyordu.
High fever case.
Yüksek ateş vakası.
High fever, Doctor.
Yüksek ateşi var, Doktor.
He's running a high fever.
Ateşi var.
Miss Ono came. She has a high fever.
Döndü sonunda.
He's running a high fever.
Yüksek ateşi var.
I think you described it very well, in view of the fact that she was taken violently ill at 3 am, put to bed with a high fever, and has had all her appointments for today cancelled in toto!
Bence gayet güzel anlattın, gecenin 3'ünde yüksek ateşle korkunç bir şekilde hastalandığını hesaba katarsak, ve bugünkü bütün görüşmelerini de iptal ettiğini in toto!
Maybe he wanted to prove to me that in spite of the high fever he had braved the rain to see me.
Belki yüksek ateşine ve yağmura rağmen, beni görmeye gelecek kadar cesur olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu.
You'll burn with high fever.
Ateşten yanacaksınız.
You're running a high fever, and we'll starve to death here.
Yüksek ateşin var, ve burada açlıktan öleceğiz.
According to his family, a high fever and excruciating pain in all his joints.
Ailesinin dediklerine göre, yüksek ateş ve tüm eklemlerinde acı verici bir ağrı.
She has a high fever.
Ateşi çok yüksek.
Carla, is this the first time you've run such a high fever so suddenly?
Carla, ateşin ilk defa mı bu kadar aniden yükseldi?
A very high fever.
Ateşi çok yüksek.
He has a high fever... delirious.
Yüksek ateşi var... Sayıklıyor.
Such a high fever too!
Çok yüksek ateşi var!
A high fever.
Yüksek ateşi var.
This child is running a high fever and having convulsions.
Çocukta çok yüksek ateş var ve sürekli kasılıyor.
You've got a high fever.
Yüksek ateşin var.
Only a few hours later he was overcome by an apoplexy, followed by a high fever, in which, despite all possible efforts by two most skilled doctors, one evening he expired, mildly and blessedly.
Fakat sadece birkaç saat sonra yüksek ateşin ardından gelen bir felce mağlup oldu ve iki çok başarılı doktorun bütün çabalarına rağmen bir akşam acısız ve huzur içinde son nefesini verdi.
His Eminence has had a very high fever.
Ekselanslarının çok yüksek ateşi vardı.
Yes. It's often helpful in high fever.
Evet, genelde yüksek ateşte yararlı olur.
He has a high fever, J.D.
Ateşi çok yüksek J.D.
Today a third man died of a high fever.
Bugün üçüncü adam da, yüksek ateş nedeniyle öldü.
You were out for three days with a high fever.
Üç gün boyunca sürekli uyuyordun.
Since Lord Shingen fell ill with a high fever after the battle of Mikata, it seemed prudent to pull back.
Lord Shingen'in Mikata Savaşı'ndan sonra ateşi yükseldiği için geri çekilmemiz en doğrusu oldu.
Miss, I think you have a high fever.
bayan, senin ateşinmi var?
"WE'RE WAITING FOR A BED, AND HE HAS A HIGH FEVER."
"Yatak boşalmasını bekliyoruz, çok ateşi var."
You've had a high fever for three days.
Üç gündür çok ateşin vardı.
You have a high fever.
Ateşin çıkmış.
Hyperpyrexia- - which is a high fever... associated with cocaine intoxication- - severely elevated blood pressure... arrhythmia, shortness of breath.
Yükse ateşi vardı- - riskli derecede... buna ek olarak kokain zehirlenmesine bağlı olarak- - şidetle yükselmiş kan basıncı... Ritimsizlik, nefes darlığı.
Calm down Jethro, ya got a high fever.
Sakin ol Jethro, ateşin çok yüksek.
He's running a high fever.
Ateşi çok yüksek.
I have high fever
Ateşim yükseldi.
Coughing and high fever.
Öksürük ve yüksek ateş.
And he has a high fever.
Yüksek ateşi varmış.
Fever is high.
Ateşi yüksek.
The fever is high.
Ateşi yüksek.
His fever's high.
Ateşi de yüksek.
His fever is high.
Ateşi yüksek.
So I stayed in town, notified the police and the town doctor... to be on the alert for any high-fever symptoms or delirium.
Ben de kasabada kalıp, polis ve doktoru yüksek ateş ve delilik belirtilerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardım.
Her fever's been so high.
Ateşi çok yüksek.
His fever is very high and he's having difficulty breathing.
Ateşi çok yükseldi ve nefes almakta çok zorlanıyor.
Just how high is his fever?
Bu ateş ne kadar yüksek?
Her fever is still high.
Ateşi hala yüksek.
I got scarlet fever in high school.
Lisede kızıl geçirdim.
One day the fever was so high... you were delirious.
Bir gün ateşin çok yükseldiğinde cinnet geçirdin.
There seems to be a staggeringly high proportion of hay fever sufferers and they're right next to the flowers, so we're moving the congregation.
Çiçekler mi? Öyle görünüyor ki bol miktarda çiçeğe alerjisi olan var ve onlar çiçeklerin yanında oturuyordu, yani şu anda topluluğu taşıyoruz.
We have an Asian male, mid-30s, spiking a high-grade fever.
Asyalı, 30'larının ortasında, ateşi çok yüksek bir hastamız var.
Hemorrhagic fever, high mortality.
Kanamalı ateş, yüksek ölüm oranı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]