High blood pressure translate Turkish
415 parallel translation
He said even though he was really disappointed... there was nothing he could do about it. But then he became sick, and he was bedridden for several months. On top of that, he's always had a history of high blood pressure.
Üzücü olsa da yapacak bir şey olmadığını söyledim ama hastalanıp yatağa düştü, tansiyonu da vardı.
The tendency of the skin to get purple with anger indicates high blood pressure...
Sinirlenince teninin pembe olma eğilimi yüksek kan basıncını gösterir asabi kişilerde yaygın olarak görülür. "
I have high blood pressure on my right side and low blood pressure on my left side.
Sag tarafimda yüksek, sol tarafimda düºük tansiyon var.
He's got high blood pressure already.
Zaten yüksek tansiyonu var.
- No, it's only got high blood pressure.
- Hayır, sadece harareti yükseldi biraz.
I start to figure maybe they won't take me... and some cold sweat runs down the middle of my back, and my head begins to buzz... and everything in the middle of the room begins to swim... and I get black spots in front of my eyes... and they say I've got high blood pressure again.
Belki de beni hiç almayacaklarını anlamaya başlarım ve sırtımdan aşağı soğuk terler akarken, beynim çınlamaya başlar ve odanın ortasındaki her şey havada yüzerken gözüm kararmaya başlar ve gene tansiyonumun yükseldiğini söylerler.
See, Sam suffers from the high blood pressure.
Bak, Sam'in yüksek tansiyonu var.
High blood pressure.
Yüksek kan basıncı.
High blood pressure, a million screwed-up red blood cells... and congested lungs that do nothing but bother me.
Yüksek tansiyon, alyuvarlarım rezil olmuş. Akciğerlerim kan toplamış.
Don't forget I have high blood pressure!
Unutma, tansiyonum var!
Vertigo, headaches, high blood pressure.
Baş dönmesi, baş ağrısı, yüksek tansiyon.
By tomorrow his fast heart and high blood pressure may be gone.
Yarına çarpıntı ve tansiyonu geçebilir.
She was going to help him, but she helped him too hard... and the judge, he always had high blood pressure.
Metres, yeğenime yardım edecekti. Ama biraz fazla yardım etmiş.
He suffers from high blood pressure.
Herkes gibi onun da yüksek tansiyonu var.
I had an aunt who suffered from high blood pressure.
Yüksek tansiyondan şikayetçi bir teyzem vardı.
A little high blood pressure, to be expected under these conditions.
Kan basıncı yüksek ki bu şartlarda normal bir durum.
I have high blood pressure.
Tansiyonum yükseldi.
I can't get upset, I have high blood pressure.
Sinirlenmeye gelemem, yüksek tansiyonum var.
The most serious is high blood pressure.
Ama içlerinde en tehlikelisi hipertansiyon.
Only Ned had high blood pressure.
Sadece Ned'in kan basıncı yüksekti.
She don't drive it so much. She's got high blood pressure.
O arabasını o kadar çok sürmez Onun tansiyonu var.
The doctor said it ain't good for the high blood pressure.
Doktor yüksek tansiyonu için iyi olamdığını söyledi.
She's got high blood pressure, something like that?
Yüksek kan basıncı gibi birşey yapar.
It ain't exactly high blood pressure.
Tam olarak yüksek basınç değil.
Stomach ulcers, high blood pressure... insomnia, fatigue... extreme discomfort.
# Mide ülserleri, yüksek tansiyon... #... uykusuzluk, yorgunluk... #... aşırı huzursuzluk.
Or his heart and arteries, causing high blood pressure... sometimes even acute lesions... leading to severe heart disorders... heart attacks, strokes.
# Ya da kalbine ve damarlarına zarar verip, yüksek tansiyona yol açabilir... #... hatta kimi zaman aniden baş gösteren lezyonlara... #... bu lezyonlar da şiddetli kalp bozukluklarına... #... kalp krizlerine, felçlere neden olabilir.
Being disturbed by the glands high content of protein high blood pressure.
42 yaşında. Beze sorunları var ; vücut su tutuyor, hafif albümin fazlalığı, yüksek tansiyon.
And he wants you to know that we shall do the best conditions for Comrade Reed to prevent possibility of high blood pressure to cause a stroke.
Yoldaş Reed için en iyi koşulları sağlayıp onu tansiyona bağlı bir felçten koruyacağımızı da bilmenizi istiyor.
Come on, you've had a stroke, you have high blood pressure.
Felç geçirdin, yüksek tansiyonun var.
She has high blood pressure.
Yüksek tansiyonu var.
So I was getting high blood pressure.
Sinirlenmeye başlamıştım.
Well, it is an effective treatment for localised high blood pressure in males.
Erkeklerdeki yüksek tansiyonu önlediği kesin.
You're gonna get high blood pressure, Mikey.
Gene tansiyonun yükselecek, Mikey.
- How's the high blood pressure?
- Yüksek tansiyonun ne durumda?
What about my high blood pressure?
Ya tansiyonum?
She had a history of high blood pressure.
Yüksek tansiyonu vardı.
Cholesterol, high blood pressure, arteries. Uh-huh.
Kolesterol, yüksek tansiyon, damar sertliği.
You people are gonna give me high blood pressure.
Tansiyonumu yükselteceksiniz.
The effects of Librax may be inhibited... by certain medications used in the treatment of high blood pressure.
Librax'ın etkileri tansiyon tedavisinde kullanılan belli ilaçlar alınarak giderilebilir.
Aldomet is used to control high blood pressure.
Aldomet yüksek tansiyonu kontrol altında tutmak için kullanılır.
Hydrochlorothiazide,'an antihypertensive used in the treatment of high blood pressure.
Hidroklorodazid : Yüksek tansiyonun kontrol edilmesinde kullanılan bir ilaç.
Chlorothiazide,'a diuretic used in the treatment of high blood pressure... or in situations where it is necessary to rid the body of excess water.
Klorotiyazid : Yüksek tansiyon düzenleyicisi ya da gerekli durumlarda vücuttaki fazla suyu atmak için kullanılan bir idrar söktürücü.
He could've had high blood pressure, popped pills, drank like a fish.
Tabii ya belki de ilaç alıp, içki içti ve tansiyonu çıktı.
His blood pressure was always a much more high.
- Yüksek tansiyonu vardı.
Detecting high respiration patterns, perspiration rates up, heartbeat rapid, blood pressure higher than normal.
Yüksek solunum saptandı. Terleme seviyesi yüksek, kalp atışları hızlı, kan basıncı normalin üstünde.
Blood pressure, pulse, respiration... Everything is sky-high.
Kan basıncı, nabız, solunum hepsi en üst değerlerde.
His heartbeat is much too fast and his blood pressure is dangerously high.
Kalp atışı çok hızlı ve hipertansiyonu var.
Your blood pressure is very high.
Tansiyonun çok yüksek.
Your pulse rate is up, your blood pressure is high, and you're gripping the steering wheel with alarming pressure.
Nabız sayın tırmanmış, tansiyonun yüksek, ve direksiyonu korkunç derecede sıkı tutuyorsun.
Hyperpyrexia- - which is a high fever... associated with cocaine intoxication- - severely elevated blood pressure... arrhythmia, shortness of breath.
Yükse ateşi vardı- - riskli derecede... buna ek olarak kokain zehirlenmesine bağlı olarak- - şidetle yükselmiş kan basıncı... Ritimsizlik, nefes darlığı.
- High blood pressure or cholesterol?
- Hayır. - Kolesterol? - Hayır.
blood pressure 102
pressure 140
pressure's 23
pressure's dropping 42
high noon 18
high heels 19
high five 178
high school 173
high priest 29
high fever 23
pressure 140
pressure's 23
pressure's dropping 42
high noon 18
high heels 19
high five 178
high school 173
high priest 29
high fever 23