Hill translate Turkish
9,264 parallel translation
535 Wellington in Clinton Hill.
Clinton Hill'de 535 Wellington.
In Clinton Hill.
Clinton Hill.
I'm standing on the Gianicolo Hill overlooking the chaos in the streets of downtown Rome where the military continue to assemble in droves.
Şu anda Gianicolo Tepesi'nde durup Roma şehrinin merkezindeki kaosu izliyorum askerler sürüler halinde toplanıyor.
I'd see them go up the hill when I walked my dog.
Köpeğimi gezdirirken tepeye çıktıklarını görürdüm.
So, Nicholas Trent told us that, when he first moved here, there were always kids playing on the street and up on the hill.
Nicholas Trent buraya ilk taşındığında sokakta ve tepede sürekli çocukların oynadığını söylemişti.
Last month, a boy's bones were found up on the hill above Wonderland.
Geçtiğimiz ay, Wonderland'ın yanındaki tepede bir oğlanın kemikleri bulundu.
This news comes as little surprise to pundits on Capitol Hill.
Bu haber Capitol Hill'deki uzmanlarda oldukça şaşkınlık...
So, I followed you, in your inconspicuous red Porsche off the exit to Chapel Hill, and here we are.
Chapel Hill'den beri hiç farkedilmeyen kırmızı Porsche'unla seni takip ettim, işte burdayız.
"Koibito no Oka!" [Lovers Hill]
- Aşıklar Tepesi!
♪ our ship washed up on that thar hill ♪
# Gemimiz orada vurdu kıyıya #
We can't even agree on how to get our ship off that damn hill.
Gemimizi buradan nasıl çıkaracağımız hakkında bile uzlaşamıyoruz.
Yes, yes, all of it, or we can work together to get your ship off that hill and you can take us to Valencia.
Evet, hepsini alırız. Ya da beraber çalışarak geminizi buradan çıkarırız ve siz de bizi Valensiya'ya götürürsünüz.
Let's get this boat off the hill.
Haydi gemimizi şuradan çıkaralım.
He was over the hill by the time I was around.
- Benim zamanımda yaşlıydı.
This is Langley, my friend, not Capitol Hill.
Burası Langley, arkadaşım, Capitol Hill değil.
Corona Hill.
Corona Hill'de.
- Down Mill Hill Road.
- Down Mill Hill Yolu.
Sasha and Abraham join him at the bottom of the hill.
Sasha ve Abraham de yamacın dibinde ona katılacak.
We're at red at the bottom of the hill.
Yamacın dibindeki kırmızı noktadayız.
We were on the hill watching the lights.
Tepeye çıkmış ışığı izliyorduk.
Didn't hear a car pull up. Down at the bottom of the hill?
Arabanın yaklaştığını duymadım.
Lank's Hill'91?
Lank's Hill'91?
May be he was just going too fast down the hill, he had to slow down, just turned around, and... that's all.
Belki de dağdan inerken hızlı gitmesi gerekiyordu, durması gerekti, ve etrafa bakındı, ve hepsi bu.
First I'm going to take him up to a hill and tie him to a tree and tar and feather him!
"Önce onu tepeden yukarı çıkaracağım, sonra da bir ağaca bağlayıp üzerine katran ve kuş tüyü serpeceğim!"
Been living here 12 years, not once has the house fallen down the hill.
On iki yıldır burada yaşıyorum, bir kez olsun tepeden aşağı yuvarlanmadık.
So, he says that there was a dare? A double dare. To take a sled down Rattlesnake Hill.
Çifte meydan okuma, Yılan Tepesi'nden aşağı kızakla kaymak.
- Of course. So, he takes this kid's sled and goes flying down this hill.
Çocuğun kızağını aldı ve tepeden aşağı uçmaya başladı.
Lives up in them hills, like a wildcat, - but he ain't no hill person.
Vahşi bir kedi gibi tepelerde yaşar ama tepe insanlarından değildir.
Now, walk down that hill, and keep walking... about an hour.
Şimdi, tepeden aşağıya inmeye başlayın ve bir saatten önce de durmayın.
- I don't care what you did. I need you to shut your mouth and get up that hill.
Çeneni kapatıp, tepeye tırmanmanı istiyorum.
Cedar Hill.
Cedar Tepesi'nde.
Kangchenjunga is no local hill. Too early to think about K2.
Kançencunga yerel bir tepe değil, K2'yi düşünmek için çok erken.
It stood tall in a shining city on a hill where so-called enlightened men promised their citizens a bright future.
Vatandaşlarına parlak bir gelecek vaadeden sözüm ona aydın kişilerin yaşadığı ışık saçan şehirdeki bir tepe üzerindeydi.
Like trying to dress Jonah Hill for the Oscars.
Örneğin ; Jonah Hill'i Oscar için giydirmek.
How long before you get to be king of the hill?
Ne kadar zamanda bu kadar yükseldin?
- Are we almost there? - I don't know. Is that the hill?
varmak üzere miyiz bilmiyorum tepe bu mu?
Daniel's only real passion was volunteering at the Composer Hill animal shelter.
Daniel'in tek tutkusu Composer Hill'deki... hayvan barınağında gönüllü olarak çalışmakmış.
- Victim's at the bottom of the hill.
- Kurban tepenin dibinde.
Hill and Oak Street.
- Hill ve Oak Sokağı.
And he goes out of the gates at the old training ground in Mill Hill.
Mill Hill'deki eski idman kapılarından dışarı çıktı.
Right, so he was chased down the hill, and he hid in the mine.
Evet. Tepeden aşağı kovalanmış ve madene saklanmış.
Hill, honey, I'm right here.
Hill, ben yanındayım tatlım.
Hill?
Hill?
Hill? Hill? Honey?
Hill tatlım?
- Hill?
- Hill?
Hill? Hillary?
Hillary?
- Mm-hmm. Hill. I'm gonna take you home.
Seni eve götüreceğim Hill.
Someone's been smuggling technical schematics off the Hill.
Biri tepenin teknik şemalarını gizlice dışarı çıkarıyor.
"Koibito no Oka." [Lovers Hill]
- Aşıklar Tepesi.
Corona Hill.
Corona Hill.
Acting Director Banks, and I'll still be on Capitol Hill.
Ve ben de hâlâ Capitol Hill'de olacağım.