English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Histories

Histories translate Turkish

390 parallel translation
Inspector, here are the requested medical histories of those released as cured or harmless within the past five years - records of both state and private insane asylums as well as city hospitals and treatment centres.
Müfettiş, son beş yılda tedavi edildiğinden ya da.. .. zararsız olduğundan salınanların tıbbi raporları. Hem resmi hem özel akıl hastaneleri ile şehir..
Just a convenient place to get case histories.
Vaka geçmişlerini tuttuğum elverişli bir yer diyelim.
The more I thought of them, these people whom I had studied until I knew their names and histories as well as I knew my own, the more they became monsters of arrogance and cruelty whose only function in the world was to deprive me of my birthright.
Onları daha çok düşündükçe..... adlarını, geçmişlerini kendiminki kadar iyi bilene dek çalıştığım bu insanlar.. ... tek işlevleri, doğumdan gelen haklarımı gasp etmek olan kibirli ve zalim canavarlara dönüştüler.
And I was catching up on some case histories ─ the bane of the social worker ─ so I brought them along.
Vakıa tarihi araştırması yapıyordum. Sosyal hizmet görevlisinin talihsizliği. Yanımda getirdim.
This isn't one of your case histories. This is us!
Bu senin vakıa tarihi araştırmalarından biri değil.
Medical histories, personal descriptions, academic achievements, professional activities, politics and even fingerprints.
Tıbbi geçmişlerini, kişisel tanımlarını akademik başarılarını, mesleki faaliyetlerini, siyasi görüşlerini ve hatta parmak izlerini.
Special, people-murdering whales with long histories.
Özel, uzun bir geçmişi olan ve insanları öldürenlere.
The skeptical mind of Scotland Yard, case histories, the file devoted to women who pretend to receive these calls to get attention from neglectful husbands.
Emniyet müdürlüğünün şüpheci düşüncesi... eski olaylarda... umursamaz kocalarından ilgi görmek için bu tip çağrıları alıyormuş gibi yapan... kadınlara dosya ayrılmış.
There are a hundred vagrants in every town without names, without histories.
Her kasabada yüzlerce yersiz yurtsuz insan var ismi olmayan, geçmişi olmayan
The Platonic commentaries, the plays, the histories.
Eflatun'un yorumları, oyunlar, tarih.
Now, I want both of you to go to the library and find out all the case histories you can.
Şimdi, ikinizden kütüphaneye gitmenizi ve bulabildiğiniz kadar tüm cinayet davalarının kayıtlarını bulmanızı istiyorum.
We're being turned into statistics, case histories and percentage points, all in the name of progress!
" Gelişme adına bizi istatistiklere ve yüzde bilmem kaç hesaplarına boğdular!
Check their past histories.
Geçmişlerini çek et.
As you may recall from your histories, this conflict was fought, by our standards today, with primitive atomic weapons and in primitive space vessels, which allowed no quarter, no captives.
Hatırlayacak olursanız bu savaş günümüz koşullarına göre, ilkel silah ve uzay gemileriyle yürütüldü herhangi bir esir almaya fırsat olmadan.
Now I adore them. - No medical histories, please.
- Tıbbi geçmişlerinizi anlatmayın lütfen.
I myself have over 700 similar histories, all fully documented.
İNANILMAZ KARGOL VE J ANET Bende bunun gibi 700 öykü var, hepsi belgelendirildi.
Don't you think 2 : 00 in the morning is a little late for family histories?
Aile geçmişlerini düşünmek için sence sabahın 2'si biraz geç değil mi?
they're case histories.
- Hasta kayıtları.
- is that I do not know make me of woman. - are histories.
- Daha önce hiç kadın olmadım da.
Yes, but one hears strange histories... as that of a tablet that some women take.
Evet ama şu korkunç hikayeler anlatılıyor. Kadınların aldığı o haplar gibi.
Now, I can say voces that the American people, today, it knows that these histories are false and they do not have bedding.
Şu an rahatlıkla ifade edebilirim ki, Amerikalılar bu iddiaların mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunun artık farkındadır.
"I know that vocês they like histories", it used the word in English. "Therefore I have one good history for vocês."
"Sizleri bilirim arkadaşlar, hep bir haber peşindesinizdir ardından İngilizce olarak" Sizler için bomba gibi bir haberim var. " dedi.
Refugee German counted histories of the Polish brutality.
Lehler'in zulmünden kaçan Alman mülteciler propaganda filmlerindeydi.
We heard histories of Germans who abated our colleagues of parachute e we found this horrible one, but we did not know if it was truth or not.
Almanların, paraşütle atlayan arkadaşlarımıza ateş açtıklarına dair hikayeler duyuyor ve bunun korkkunç bir şey olduğunu düşünüyorduk ancak bunların gerçek olup olmadığından emin değildik.
He was a Rabelaisian, picaresque, wild character, drank with students, ran after women, travelled all over the world and until recently, figured in the histories of science as a quack.
Kaba espri anlayışına sahip, coşkulu bir karakterdi. Öğrencileriyle kafayı çekip, hovardalık yaparak dünyayı dolaşan,... ve yakın zamana dek uyduruk bilim tarihinde yerini alan birisiydi.
The main weapon of the propaganda they were breaking histories, supported estereotipados stories for photographs doubtful, where the bodies could be, to vary, Germans.
Ana propaganda silahı, tecavüz hikayeleri cesetlerden belki birinin bir Almana ait olduğu arka plandaki görüntülerle desteklenen basmakalıp söylentiler...
We have decided to delve together to the very bottom of our personal histories.
Birbirimizin kişisel geçmişlerini derinlemesine araştırmaya karar verdik.
Believe not a word of idiotic histories.
Geçmişten saçma bir kaç kelime inanmayın.
I've studied some of these case histories and once in a while I come across a patient who behaves in a rational and normal manner.
Ben, durum raporlarının bir kısmını inceledim ve içlerinde normal ve mantıklı davranan bir hastanın olduğunu gördüm.
These case histories are really so sketchy.
Bu durum raporları, aslında çok kabataslaktır.
I want you to include histories of operations diseases or mental illness.
Geçirdiğiniz ameliyatları, bulaşıcı veya zihinsel hastalıklarınızı da dahil etmenizi istiyorum.
Other people think that the two alternative histories have equal validity that they're parallel threads, skeins of time that they could exist side by side.
Bazı insanlar bir kişinin paralel evrenlerde farklı hayatlar sürebileceğini ve ayrı ayrı var olabileceklerini mümkün görüyor.
Now if I'm right, Fenton will place the bomb somewhere that fits in with the personal histories of these people.
Eğer haklıysam Fenton bombayı yine kendi geçmişlerine bağlı bir yere koyacak gibi görünüyor.
I think I've just been too slow to realize... that people our age with histories like ours... having gone through the same stuff... could be dishonest, unprincipled, backstabbing sleazeballs.
Sanırım anIamakta çok geciktim bizim yaşımızdakiIerin ve bizim hikayeIeriyIe aynı şeyi yaşıyorIar namusuz, prensipsiz, ve kaIIeş oIabiIiyorIar. Sana çok önceden söyIemiştim.
Plenty of dirty cops got squeaky-clean histories.
Bir sürü kirli polisin tertemiz sicili var.
[Waters] Two.. We fabricated histories on both of you.
İki ; sizin için sağlam hikayeler uydurduk.
Our past histories speak for themselves.
Geçmişimizi hatırlayıp bizim homo olmadığımızı anlarlar.
We've been in contact with each other throughout our histories.
Yüzyıllardır birbirimizle iletişim içindeyizdir.
I brought all my histories of patients.
Bütün hastalarımın kayıtlarını getirdim.
THE MEDICAL HISTORIES.
- Tıbbi kayıtlar. - Lanet olsun!
I CAN'T GIVE THE SPEECH IF I DON'T HAVE THE CASE HISTORIES WITH ME.
Klinik tespit durumları olmadan konuşma yapamam.
Be careful of men with histories.
Yaşanmışlığı olan adamlara dikkat et.
The only national program that brings you authentic police case histories.
Gerçek polisiye hikâyeleri sizlere sunan tek ulusal program.
Histories of cinema, in the plural.
Sinemanın tarihleri, çoğul olarak.
Histories of cinema, with "s".
Sinemanın tarihleri,'çoğul ile'.
Histories of cinema, stories without speech, stories of the night.
Sinemanın tarihleri, sessiz tarih ve gecenin tarihi.
Histories, poems... A few little things in magazines.
Hikayeler, şiirler, bazı dergi yazıları...
Lecter altered or destroyed most of his patients'histories, so there's no record of anyone named Mofet, but
Lecter hastalarının geçmişlerini ya değiştirir yada imha eder. bu yüzden Mofet adında hiçbi kayıt yok, fakat
It tried to confuse me with you them sweat ridiculous histories of spies.
Casuslarla ilgili saçma teorinizle kafamı karıştırmaya çalıştınız.
- No. But I read some of the case histories that it was based on.
Ama kitaba zemin hazırlayan birkaç olayı okumuştum.
- Why? Irene and I are exchanging family histories.
Irene ile birbirimize ailevi geçmişlerimizi anlatıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]