Honored translate Turkish
3,157 parallel translation
An honored friend.
Müşerref bir dosta!
You know what? I'd be honored to join you.
Aslında sana katılmaktan memnuniyet duyarım.
Honored friends welcome to America!
Değerli dostlar Amerika'ya hoş geldiniz!
Honored friends Mr. Hammerstein's expecting you
Değerli dostlar Bay Hammerstein sizi bekliyor
I'm honored you showed up.
Teşrifiniz beni onurlandırdı.
But that's not to say that I am not deeply honored.
Yine de beni düşündüğün için onur duydum.
- I'd be honored.
- Seve seve.
It's a great pathfinder when you're honored...
İyi bir kaşif olmak için...
My father acquired the painting after Mettier's death and honored the artist's wishes.
Babam, Mettier'in ölümünün ardindan tabloyu aldi ve ressamin dileklerini onurlandirdi.
I am honored to help Green Lantern Kilowog.
Yeşil Fener Kilowog'a, yardım etmekten onur duyarım.
This is an honored guest, one of the heroes who rescued me so valiantly today.
Bu onur konuklarımızdan biri. Beni bu gün yiğitçe kurtaran kahramanlardan biri.
Yeah, I'd be honored.
Onur duyarım.
I would be honored to join you.
Sana katılmaktan onur duyarım.
I'd be honored, Arthur.
Onur duyarım, Arthur.
I feel so- - honored? He normal Al'd us.
Bizi normalleştirmiş.
I would be truly honored if it was you to see me out of this world.
Bu dünyadan göçerken beni uğurlarsan onur duyarım.
We made a deal, and I honored it.
Bir anlaşma yaptık ve ben sözümü tuttum.
We are so honored to have you visiting.
Ziyaretiniz bizi onurlandırdı.
I'm honored that a veteran officer will take charge of the security at our warehouse
Gaziler ofisinden sorumlu olmak benim için bir onurdur.
The young pilot is idolized and honored like no other American.
Genç adam adeta ilahlaştırıldı ve hiçbir Amerikalı onun kadar saygı görmedi.
A time honored tool that teaches the most fundamental aspect of airbending.
Hava bükmenin en temel unsurunu öğreten ve zamana meydan okuyan bir araç.
I'm honored to have been appointed to my husband's seat.
Kocamın yerine atandığım için onur duydum.
Dude, I'm honored.
Dostum, şeref duyarım.
It's... it's a time-honored family tradition that we've been honoring since Alexis could wrap her little finger around a trigger.
Geleneksel aile oyunumuz Alexis'in küçük parmağını tetiğe koyabildiği zamandan beri.
You should feel honored.
Kendini onurlu hissetmiş olmalısın.
Leaving signals in public is a time-honored way for spies to communicate in the field.
İletişim kurmak için casusların açık alanda işaret bırakması eski bir yöntemdir.
I would be honored.
Onur duyarım.
I'm honored, but Emma and I still have to find a way back to Storybrooke.
Onur duydum fakat Emma'yla Storybrooke'a dönmenin bir yolunu bulmalıyız.
We'd be honored.
Onur duyarız.
Um... I'd be honored if you came to the arrest.
Tutuklamaya sizin gelmeniz beni onurlandırır.
I'm honored.
- Gururlandım.
Hal, would please accompany our honored guest to the mess tent?
Hal, Tanrı misafirimize karargah çadırına kadar eşlik eder misin?
is honored to see you, Your Highness.
Sizi görmek ne büyük şeref, ekselansları.
I... I've heard a lot about you, and I feel so honored to...
Hakkında çok şey duydum, ve bu benim için bir onur...
Other wives became honored widows while I became lashed to the village coward.
Diğer kadınlar onurlu birer dul olurken ben köyün ödleğiyle tıkılıp kaldım.
He is an honored graduate.
Şeref listesinde yer almış bir mezundur.
And- - and I'm so honored that you want me to b-be- -
Nikâhınızı kıymaktan onur...
To pay a visit to our honored guest. Dad!
- Onur konuğumuza iadeyi ziyarete.
- Hey, guys. As people who have been exiled by our own families just for loving each other, we're honored to be invited guests
Sırf birbirimiz seviyoruz diye, kendi ailelerinden kovulan bizler için davet ettiğiniz için onur duyduk.
You are gonna go over there and say, " Thank you, Tommy, we'd be honored if you'd throw us a fundraiser.
Onun yanına gidip diyeceksin ki ; " Teşekkür ederim, Tommy bize bağışçı bulman çok hoşumuza gider. Tamam?
We would be honored for you to throw us a fundraiser.
Bize bağışçı bulman çok hoşumuza gider.
You say going after the guys on that list is the way you honored your dad?
O listedekilerin peşine düşerek babanı onurlandıracağını söylemiştin, değil mi?
Well, if your dad could have seen you this week, the way you cared about the people he had hurt, the way you stepped up to try to help them, I'd say he'd be pretty damn honored.
Baban senin bu hafta neler yaptığını görseydi kendisinin zarar verdiği insanlara ne kadar değer verdiğini görse onlara yardım etmek için ne kadar uğraştığını görse, eminim çok onur duyardı.
He told me that he thinks you're a very good person, and he would be honored to participate... in anything that might liberate you.
İyi biri olduğunu düşündüğünü ve özgürlüğünüze kavuşmanıza fayda sağlayacak bir şeye dahil olmaktan onur duyacağını söyledi. Sen yeter ki iste, Doktor.
Now I know that we're slowly taking on water and hundreds of poor people are drowning belowdecks, but I would be honored if I could have this dance.
Yavaşça suya batıyoruz ve yüzlerce zavallı insan boğuluyor ama bu dansı bana bahşetmenden kıvanç duyarım.
Hey, I'd be honored on any basis.
Ben her türlü onur duyarım. Teşekkürler.
I'm honored by this award and for the recognition that it bestows.
Bu ödül ve sunduğu takdirden ötürü onur duydum.
Dr. Sloan asked that if he were unable to make his own medical decisions, that his directive be honored by his chosen proxy.
Doktor Sloan, kendi tedavisiyle ilgili kararları kendisi veremezse talimatının tayin ettiği vekil tarafından yerine getirilmesini istemişti.
I'm sure they'd both be honored.
Eminim ikisi de onur duyardı.
I am honored to accept this responsibility.
Bu sorumluluğu üstlenmekten büyük bir onur duyuyorum.
He honored me.
Beni gururlandırdı.