Hurt translate Turkish
71,378 parallel translation
She got hurt so many times, I don't mind seeing her in pain.
O kadar çok acı çekti ki onu acı çekerken görmeyi sorun etmiyorum artık.
She used to love to be around people but she got hurt so many times... I don't miss seeing her in pain.
İnsanların etrafında olmaya bayılırdı ama o kadar çok acı çekti ki onu acı çekerken görmeyi özlemiyorum.
You know, that's why I asked you to come over here, because I keep checking in on her to make sure that she doesn't hurt herself.
Kendine zarar vermediğinden emin olmak için. Hep onu kontrol ettiğimden buraya gelmeni istedim.
I'm so sorry that I hurt you.
Seni incittiğim için çok üzgünüm.
Oh, yeah, my feet kind of hurt, but you go.
Oh, ayağım çok incinmiş. Ama sen git.
I would never, ever do anything to hurt Jules.
Bilsem Jules'a zarar verecek bir şey asla yapmazdım.
Traditionally dream injuries don't hurt like... ow!
Normal rüya yaralanmaları bu kadar acıtmaz
You could have hurt someone.
Birine zarar verebilirdin.
You hurt my feelings.
Duygularımı incittin.
Well, the ration kits don't hurt.
Gıda kolisi hep işe yarar.
I'm not gonna hurt you, Matthews.
Zarar vermeyeceğim sana, Matthews.
No one's gonna hurt you.
Kimse sana zarar vermeyecek.
Won't that hurt it?
Canını yakmaz mı?
I will hurt you.
Canınızı yakarım.
Did someone hurt you?
Biri canını yaktı mı?
Solomon told me I had to go back or he'll hurt me.
Solomon, geri dönmezsem beni inciteceğini söyledi.
He won't hurt you. I won't let him.
Seni incitemeyecek, bunu yapmasına izin vermeyeceğim.
- He'll hurt my friends.
Arkadaşlarımı incitecek.
- Then he'll hurt you!
O zaman seni incitecek.
You find who hurt him.
Onun başına bir şey gelmiş.
You find who hurt my baby.
Bebeğimin başına bir şey gelmiş.
- It's not going to hurt.
- Acıtmayacak.
Nobody would hurt Nick.
Hiç kimse Nick'e zarar vermez.
- Why would I hurt Nick?
- Neden Nick'e zarar vereyim?
You're hurt.
Yaralısın.
I need you to understand... I... I would've never done any of this if I thought it would hurt you.
Şunu bilmeni istiyorum, sana zarar vereceğini bilsem bunların hiçbirini yapmazdım.
You don't want to get hurt?
Canının yanmasını istemiyor musun?
- It doesn't hurt.
- Canım acımıyor.
Does it hurt?
Acıyor mu?
Perhaps you don't want to hurt them after all.
Zarar görmelerini istemiyorsundur belki.
Pasha say he no hurt himself no more.
Pasha kendine bir daha zarar vermeyeceğini söyledi.
You didn't hurt Uncle Mark.
Mark Amcam'a zarar vermedin.
They said you'd hurt him.
Ona zarar vereceğini söylediler.
That you hurt me...
Bana incittiğini...
You hurt?
Yaralı mısın?
Swear you aren't doing this to hurt me.
Yemin ederim bana zarar vermek için yapmıyorsun bunu.
And I'm sorry I hurt you.
Seni incittiğim için özür dilerim.
Please don't hurt me.
Lütfen bana inclik etme.
Hurt?
Canını yakmak?
Lucy, you cannot hurt me.
Lucy, bana zarar veremezsin.
Does that hurt?
Bu acıyor mu?
No, that does not hurt.
Hayır, incinmiyor.
You will tell him, then he'll hurt me.
Ona söyleyeceksin, sonra bana zarar verecek.
Did I hurt you?
Seni incittim mi?
I didn't hurt anyone.
Ben kimseye zarar vermedim.
You won't hurt him.
Ona zarar vermeyeceksin.
Before someone else gets hurt.
Başka biri daha yaralanmadan.
He's been hurt by past relationships.
Geçmiş ilişkilerden yara almış.
Dekker, the next one I'll hurt.
Dekker, bir dahakine canını yakacağım.
You said that wouldn't hurt!
Acıtmayacak demiştin!
Words you said hurt her pert'bad.
Söylediklerin ona çok dokundu.