I'd love to help you out translate Turkish
59 parallel translation
I'd love to help you out, but I can't do anything without Mr. Stokes'authorization.
- Bu acil bir durum. Yardımcı olmak isterdim. Ama Bay Stokes'un onayı olmadan bir şey yapamam.
I'd love to help you, but we can't busy the quarterback with passing out the Gatorade.
Yardım ederdim ama oyun kurucunun Gatorade'den sarhoş olmasına izin veremeyiz.
I'd love to help you out, but Garvey's gonna be in there to check on her soon.
Sana yardım etmek isterdim ama Garvey birazdan onu kontrol etmek için içeride olacak.
I'd love to help you out, but I'm broke.
Monty, sana yardım etmek isterdim.
Sheriff, I'd love to help you out, but I can't leave.
Şerif, yardım etmek isterdim ama buradan ayrılamam.
I'd love to help you out and your friend... she looks like a movie star... but I only have one car.
Sana ve arkadaşına yardım etmek isterdim film yıldızına benziyor ama sadece bir arabam var.
Look, I'd love to help you out, Homer, but I'm taking my kids to the zoo.
Sana yardım etmek isterdim, Homer, ama çocuklarımı hayvanat bahçesine götürüyorum.
You know, I'd love to help you out but I'm throwing this party tonight for a friend, so I can't.
Yardımcı olmak isterdim ama bu gece bir arkadaşım için parti veriyorum. Yapamam.
I'd love to help you out.
Yardımcı olmak isterdim.
Oh, I'd love to help you out with this, boss, but I, uh...
Bu konuda sana yardımcı olmak isterdim patron ama...
I'd love to help you, but Pete just sent out an SOS for his PlayStation 2, so good luck.
Yardım ederdim ama Pete PlayStation 2'sini getirmemi istedi. Bol şans.
I'd love to help you out, buddy, but I don't think... they're really listening to me anymore.
Sana yardım etmek isterdim dostum ama beni artık dinlemiyorlar.
Sam, I'd love to help you out, but to tell you the truth...
Sam, sana yardım etmek isterdim, ama sana doğru söylicem...
Well, you know, I'd love to help you out, sweetie.
Sana yardım etmekten zevk alacağımı biliyorsun hayatım.
- I'd love to... help you out.
- Sene... yardım etmek isterdim.
Look, Billy, I'd love to help you out, but I'm flat out, mate, you know.
Dinle, Billy. Yardım etmek isterdim ama beş parasızım.
I'd love to help you out, but... Shanda's making a comeback.
Yardımcı olmak isterdim ama Shanda geri dönüş yaptı.
" Yeah, I'd love to help you out, but...
" Size yardım etmeyi isterdim ama...
Look, I'd love to help you out, Tru.
Sana yardım etmek isterdim, Tru. Ama eve gidip hazırlanmalıyım.
Look, I'd love to help you out, I really would.
Sana yardım etmek isterdim, gerçekten.
Well, I'd love to help you out, but you'd have to be over 18.
Sana yardım etmeyi çok isterdim ama yaşının on sekizden büyük olması gerekiyor!
Aww, I'd love to help you out, but I'm a little short on money.
Ovv, yardım etmeye can atardım ama biraz paraya sıkışığım. İçkiler benden!
Look, I'd love to help you out.
Bak, yardım etmek isterdim
You know, I'd love to help you out there, Lyle, but we don't have any openings right now.
İsterdim ama şu anda açık yok.
Listen, gents, I mean, I'd love to help you out.
Bakın beyler. Gerçekten size yardım etmek isterdim.
Well, I'd love to help you out, Mom, but I have a date tonight.
Dışarı çıkma konusunda yardımcı olmayı çok isterdim anne, ama bu gece bir randevum var.
Listen, I'd love to help you out, but I don't like strangers in here dirtying up the place.
Bak, sana yardım etmek isterdim ama yabancıların evimi kirletmesini istemiyorum.
Go on, I'd love to help you out.
Durma, sana yardım etmek çok hoşuma gider.
Well, I'd love to help you out, but your sister asked if I could give her a ride home.
Sana yardım etmek isterim ama kız kardeşin eve bırakmamı istedi.
- Uh, well, I'm sorry. I'd love to help you out, but our medical information is confidential.
Size yardım etmek isterdim, ama bu bilgiler gizlidir.
Well... I'd love to help you out.
Pekala, size yardım etmeyi çok isterim.
And I'd love to help you guys out, but I tossed those months back.
Size yardımcı olmak isterdim ama aylar önce atmıştım.
Now, Miss Waldorf, if this is about letting you give the Freshman Toast like I told you last week, I'd love to help you out, but...
Bayan Waldorf, eğer birinci sınıflar konuşmasını size vermem için geldiyseniz geçen hafta da söylediğim gibi, yardımcı olmak isterdim ama...
I was dragging my sorry butt out here every night'cause I thought it would help you kids love each other, but no, we're right back to where we started!
Her gece birbirinize kaynaşın diye kıçımı kaldırıp dışarı çıkıyorum, ama başladığımız yere geri dönüyoruz!
I'd love to help you out, h.,
Sana yardım etmeyi çok isterdim, Heather.
You know, I'd love to help out but I'd hate to be late for work.
Yardım etmeyi severim ama geç saatlere kadar çalışmaktan nefret ederim.
Gary, I'd love to help you out, but I can't leave the theater now. This is important.
Yardım etmek isterim Gary ama şu an tiyatrodan ayrılamam Bu çok önemli.
Look, I'd love to help you out, but I'm not very liquid right now.
Yardım etmeyi çok isterdim ama şu an likit param yok.
Thing is, I'd love to help you out, Kingsley, but only this morning I got a couple of transfers from Sheffield, so... course is full.
Kingsley, sana yardım etmeyi çok isterdim Ama daha bu sabah Sheffiel'dan bir çifti derse aldım yani.. Sınıf dolu.
Oh, man, I would love to help a fellow dude out, but, you know, bro, she's the boss.
Dostum, dışarıdaki bir arkadaşa yardım etmeyi çok isterdim, ama, bilirsin, birader, patron o işte.
I'd love to help you out, but unfortunately, I'm using it.
Yardımcı olmayı çok isterdim ama maalesef ben kullanıyorum.
I'd love to help you out, bro. But I put in time on him.
Yardım etmek isterdim ama ona çok vakit harcadım kardeşim.
I'd love to help you out as always, Jack.
Sana her zamanki gibi yardım etmek isterim Jack.
Look, we'd love to help you out, but, I mean, just because you think someone's possessed, we have pictures of a ghost dog and a gruesome crucifixion murder, none of these things really connect.
Size yardımcı olmak isterdik ama sırf birinin içine şeytan girdiğini düşündüğünüz için bir hayalet köpeğin ve dehşet verici bir çarmıhın fotoğrafları olduğu için bu olayların birbiriyle bağlantılı olduğu sonucuna varılamıyor.
Tomorrow, I'd really love to help you out, if I can.
Yarın gerçekten yardım etmek isterim, izin verirsen.
I'd love to help you out, but you don't even know me.
Yardımcı olmak isterdim, ama beni tanımıyorsun bile.
Well, I'd love to help you out, but we don't keep records of things like rifle casings.
Yardım etmek isterdim ama kovan gibi şeylerin kaydını tutmayız.
Oh, Dan, I'd love to help you out, but I don't wanna.
Dan, sana yardım etmeyi çok isterdim ama etmek istemiyorum.
Look, I-I'd love to help you guys out, but I've got my hands full right now.
Ama şu anda tam benim eller var Bak, II, çocuklar yardım etmek isterim.
Look, I'd love to help you out, Lib.
Bak, sana yardım etmeyi çok isterdim Lib.
Uh, hey, Stone, not sure if you need a hand out there, but I'd love to help.
Stone, gerek var mı bilmem ama yardımcı olmak isterim.