I'd rather not talk about it translate Turkish
133 parallel translation
I'd rather not talk about it, thank you.
Bu konuda konuşmamayı tercih ederim. Teşekkürler.
I'd rather not talk about it.
Bunu konuşmak istemiyorum.
I'd really rather not talk about it.
Bu konudan bahsetmesem daha iyi!
- I'd rather not talk about it.
- Konuşmamayı tercih ederim.
- I'd rather not talk about it.
- Bu konuyu konuşmayalım.
I'd rather not talk about it.
Bunun hakkında konuşmamayı tercih ederim.
No, I'd rather not talk about it.
Hayır, bu konuda pek konuşmak istemiyorum.
I was in love once, but I'd rather not talk about it.
Bir kez aşık olmuştum, ama bundan söz etmeyelim.
I'd rather not talk about it, if you don't mind.
Mahsuru yoksa bu konu konuşmayalım.
I'd rather not talk about it anymore.
Bu konuda daha fazla konu § mak istemiyorum.
- I'd rather not talk about it.
- Bu konuda konuşmak istemiyorum.
Using that cigarette machine, drinking Mary Bloodys, and other things. But I'd rather not talk about it. You'd just get sore and walk out on me.
Sigara makinesini kullanıyordum, Mary Bloody içiyordum ve daha bir sürü şey yapıyordum ama bunlar hakkında konuşmayalım çünkü sonra bana küser gidersin.
- I'd rather not talk about it, okay?
- Konuşmak istemiyorum, tamam mı?
I'd rather not talk about it.
Bunu konuşmamayı tercih ederim.
I'd rather not talk about it.
Bu konuda konuşmamayı yeğlerim.
I'd rather not talk about it!
Bu konuda konuşmamayı tercih ederim!
I'd just rather not talk about it
Sadece onun hakkında konuşmamayı tercih ederim.
I'd rather not talk about it.
Konuşmak istemiyorum.
I just... I'd rather not talk about it.
Ben sadece, bu konuda konuşmamayı tercih ederim.
- I'd rather not talk about it.
- Bunu konuşmamayı tercih ederim.
Listen, I'd rather not talk about it.
Dinle! Bu konu hakkında konuşmamayı tercih ediyorum.
I'd rather not talk about it, sir.
Bu konuda konuşmasak daha iyi efendim.
And I'd rather not talk about it, if you don't mind.
Ve kafana takmazsan artık, bu konuda konuşmak istemiyorum.
- I'd rather not talk about it.
- Konuşmak istemiyorum.
- Mom, are you feeling any better? - Yes, but I'd rather not talk about it.
- Evet ama bu konuda konuşmak istemiyorum.
I'd rather not talk about it right now.
Şu anda bunu konuşmamayı tercih ederim.
I'd rather not talk about it here but trust me, she's no threat to anyone.
Bu konuyu burada konuşmak istemiyorum ama inan bana, o hiç kimse için bir tehdit değil.
I'd rather not talk about it over the phone.
Bu konuyu telefonda konuşmamayı tercih ederim.
I'd really rather not talk about it anymore.
- Bu konuda konuşmak istemiyorum.
You know what? I'd really rather not talk about it.
Bunu konuşmamayı tercih ederim.
You know, Red, if it's cool, I'd kinda rather not talk about it.
Red, sorun olmazsa bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
I'd rather not talk about it.
Bunun hakkında konuşmasam daha iyi olur.
I'd rather not talk about it if you don't mind.
İzin verirsen, anlatmamayı tercih ederim.
Um, Ms. McGee, being that it's a holiday and all... there are certain math-related... failing-type things I'd rather not talk about.
Bayan McGee, bugün mübarek gün ve matematik olsun, disiplin olsun bu tür konuların açılmamasını tercih ederim. Anlıyorum.
If you don't mind, I'd just- - I'd rather not talk about it.
Sakıncası yoksa, konuşmak... Bu konudan konuşmak istemiyorum.
- I'd rather not talk about it.
Bu konuda konuşmasak daha iyi.
I'd rather not talk about it.
Artık bundan söz etmek istemiyorum.
- I'd really rather not talk about it right now.
- Bu konudan bahsetmemeyi tercih ederim.
I'd rather not talk about it.
Ama bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
Yeah. I'd rather not talk about it.
Var ama anlatmazsam daha iyi olur.
I'd rather not talk about it.
Konuşmamayı tercih ederim..
- I'd rather not talk about it.
- L'd yerine değil bu konuda konuşmak.
Why? I'd rather not talk about it.
Bu konuda konuşmamayı tercih ederim.
If you don't mind, Berta, I'd rather not talk about it.
Berta, bir sakınca yoksa bu konuda konuşmak istemiyorum.
I'd rather not talk about it.
- Bu konuşmak istemiyorum.
I'd rather not talk about it, Howard.
Bununla ilgili konuşmak istemiyorum, Howard.
Yeah, yeah. But I'd really rather not talk about it.
Evet, evet ama bunlardan bahsetmek istemiyorum.
- I'd rather not talk about it now.
- Ayrıca şimdi bu konuda konuşmak istemiyorum.
I'd rather not talk about it.
Konuşmamayı tercih ederim bunun hakkında.
I'd rather not talk about it.
Bu konu hakkında daha fazla konuşmayacağım.
I'd rather not talk about it.
Bu konu hakkında konuşmasak.