I'd really like to translate Turkish
1,432 parallel translation
I'm only saying it won't be a totally satisfying victory just beating Jerome Robbins and the rest of the losers here. I'd really like to take you down also.
- Sadece Jerome Robbins ile buradaki diğer zavallıları yenmek tatmin edici bir zafer olmaz.
Ed, I worked really hard to poach them from Mandalay Bay, so I'd just like to...
Ed, ben bu adamlara yaklaşmak için Mandalay körfezinde çok çalıştım, o yüzden sadece...
I'd like to officially go on record as saying I really, really miss the gulfstream we took to gitmo.
Gitmo'ya giderken bindiğimiz Gulfstream'i özlediğim resmî kayıtlara geçsin lütfen.
I'd really like him to do the follow-up, if you don't mind.
İşi onun yürütmesini çok isterim, sizin için sorun olmazsa.
I'd really like to help you.
Size gerçekten yardım etmek istiyorum.
Actually, I'd really like to do more with the prisoners than just singing and dancing, so I was thinking Shakespeare...
Aslında mahkûmlara şarkı söylemek ve dans etmekten daha fazlasını yaptırmak istiyorum, Shakespeare'dan "Makbet" i...
And I'd really like to come work in the hospital.
Gerçekten buraya gelip hastanede çalışmak istiyorum.
Dr Kelso, I have a low anterior resection this afternoon and I'd really like to exercise in order to be at my best.
Dr Kelso, öğleden sonra bir ameliyatım var ve iyi bir performans için basket oynayarak egzersiz yapmak istiyorum.
You know, I'd really like to make it up to you.
Sana bunu telafi etmek isterim.
But I got to know her and now I really like her.
Ama onu tanıdıkça, sevmeye başladım.
I know this isn't the most appropriate place to say yes... but, yeah, I'd really like that.
Burası evet diyecek en uygun yer değil biliyorum ama evet, bunu isterim.
Katie, I'd like to help, really, but certainly you can appreciate that while you have a subscriber base of 300 free readers, and I have..
Katie, yardım etmek isterdim, gerçekten, fakat kesinlikle 300 tane ücretsiz okuyucudan oluşan bir okuyucu grubu ile gurur duyabilirsin, ve benim..
And besides, I'd really like to make it up to you. For what I said, and for embarrassing you before that.
Aynı zamanda, bu akşam seni utandırdığım için yaptıklarımı, telafi etmek istiyorum.
I really began to believe we'd go on like that forever.
Sonsuza kadar bu şekilde devam edeceğine inanmaya başlamıştım.
I'd really like to meet her.
Onunla gerçekten tanışmak isterim.
But you know what I'd really like to find out?
Ama gerçekten neyi öğrenmek istediğimi biliyor musunuz?
So I know we haven't been seeing each other that long, but I really feel like it's time we take things to the next level, and I'd like you to consider moving in with me.
Ama ilişkimizi bir sonraki dereceye çıkarmağı düşündüm, ve benimle beraber eve çıkmanı düşünmeni istiyorum.
I'd really like to know how you define the soul.
Ruhu nasıl tanımladığını gerçekten bilmek istiyorum.
And I'd really like to play a more central role this time around.
Ve bu sefer daha kilit bir rol oynamak isterim.
Simon, I really think she needs to get away and I'd like her to come to Palm Desert for the month of August.
Simon, bence Terri'nin evden biraz uzaklaşmaya ihtiyacı var. Ağustos ayı için bende kalmasını istiyorum.
You know, I appreciate the thought, Mr. Wesson, but, you know, I'd really like to stick to the old one. I'm feeling much better today and I wanna see if I can keep it up.
Bugün kendimi daha iyi hissediyorum ve yapabilir miyim görmek istiyorum.
like this, but my heart... my heart is in nature photography, really. In fact, I'm talking to the people... at "National Geographic" as we speak.
Aslında National Geographic'te... tanıdıklarım var.
That's too bad because I'd really like to be wrong.
Bu çok kötü çünkü yanılıyor olmayı tercih ederdim.
I'd like to, but I just really can't.
Gelmek isterdim, ama gelemem.
I mean... Look, Captain, I'd like to help you, I would, I really would, but, I think you ought to see somebody.
Bakın yüzbaşı, size yardım etmek isterdim, gerçekten, ama bence birilerini görmelisiniz.
I'd really... I mean... I don't want to be bad with you or anything like that.
Bak, gerçekten eleştirir gibi gözükmek istemiyorum ama kasaba hayatı bana göre değil anlıyor musun?
- I'd really like to paint this sometime.
- Bir ara bunun resmini yapmak isterim.
You know, with these guns, I can't really kill you slowly, and I'd like to.
Bu silahlarla seni yavaş yavaş öldüremem, ve bunu yapmak isterdim.
But I'd really like to take you out.
Ama seninle birlikte olmayı gerçekten çok istiyorum.
Listen, I'd like to show you something you could really help me out with.
Dinle, sana yardımcı olabileceğin bir şey göstermek istiyorum.
I've been overseas for a long time and I just got back into town. And I'd really like to see him.
Uzun zamandır denizaşırı yerlerdeydim, şehre yeni döndüm ve onu görmeyi gerçekten istiyorum.
You mentioned that there was 180 days left until the Boston Marathon... and I was wondering if we were all going because I'd really like to see Boston.
- Boston Maratonuna kadar 180 gün kaldığınızdan bahsettiniz.. Herkes gidecek mi çok merak ediyorum, çünkü Boston'ı gerçekten çok görmek istiyorum.
- I'd like to help really but...
- Gerçekten yardım etmek isterdim ama...
I'd really like to get to know her.
Gerçekten onu tanımak isterdim.
I'd really like to know what's so difficult about that.
Bunun neresinin zor olduğunu bilmek isterim.
I'd really like us to meet.
Buluşmayı gerçekten isterim.
I'd really like to see my parents. No.
Ailemi çok görmek istiyorum.
"If they didn't have records, I'd really like to let them go."
Sabıkaları olmasaydı, gitmelerine izin vermeyi çok isterdim.
What I'd really like to do is get a list of anyone who had access to that restaurant five years ago.
Gerçekten yapmanızı istediğim şey, 5 yıl önce lokantanıza rahatlıkla girebileceklerin listesi.
I knew you'd need Scott to hang around for statements and all that... but I'd really like to see him.
Scott'ı sorgulamaya ihtiyacınız olduğunu biliyorum ama gerçekten onu görmeye ihtiyacım var.
- You know, I'd really like to, but I can't.
- Biliyor musun, ben gerçekten istiyorum, ama yapamam.
I'd really like to see them.
Lütfen. Onlarla görüşmek istiyorum.
You ladies through? 'Cause, I'd really like to get to work.
Bayanlar, eğer bitirdiyseniz, işimizin başına dönelim.
Coach P. Is always really strict... but lately she's been crazy tough on us... and I don't know, it seems like cheerleading is supposed to be fun, you know.
Koç P. her zaman sıkıdır... ama son zamanlarda delirmiş gibi davranıyor... ve bilemiyorum, ponpon kızlık eğlenceli olmalı.
See, what I'm hearing is like a bunch of excuses... and I'd really like to hear a solution.
Gördün mü, tek duyduğum bir kaç tane mazeret... ve ben aslında gerçekten bir çözüm duymak istiyorum.
I'd really like to get involved in your shady operations.
Senin yaramazlıklarına gerçekten katılmak istiyorum.
If we're gonna really fix your problem... I'd like to make a few introductions beforehand.
Eğer senin sorununu tamamen çözeceksek bazılarıyla önceden tanışmanı isterim.
But I'd really like to try... and be something.
Ama gerçekten... bir şey olmayı denemek isterdim.
I'd really like to try and be something.
Gerçekten denemek ve birşeyler olabilmek istiyorum
If you don't mind I'd really like to be alone right now.
Sakıncası yoksa biraz yalnız kalmak istiyorum.
I'd really like to see your brother.
Kardeşini görmek istiyorum.