English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'da

I'da translate Turkish

293,902 parallel translation
- I know. I read you when I was living in London.
- Londra'da yaşarken sizi okurdum.
I don't think Aidan would reveal anything that would endanger me... or anyone else.
Aidan'ın beni ya da başkasını tehlikeye atacak bir şey açıklayacağını sanmıyorum.
If the president agrees, I think it's the best thing for the country.
Başkan da aynı fikirdeyse bence ülke için en iyisi bu.
Someone or someones... tried to make my wife and I lose the election by keeping us underground today.
Biri ya da birileri... bugün eşimle beni yer altında tutarak bize seçimi kaybettirmeye çalıştı.
I chose to remain in my office to oversee the capture or killing of one Ahmed Al Ahmadi.
Ahmedi'nin yakalanmasını ya da öldürülmesini denetlemek için odamda kalmayı yeğledim.
And I promise you this... Vanessa.
Şundan da emin olabilirsin Vanessa.
As I believe you know, yesterday we had something of a drill here in the White House.
Herhâlde biliyorsundur, dün Beyaz Saray'da bir tatbikat yaptık.
I saw Francis out there.
Dışarıda Francis'i gördüm.
I have chosen one painting so far that's on its way, though.
Şimdiye kadar tek bir tablo seçtim, o da yolda.
And I don't need to convince you or Mrs. Underwood of my worth.
Sana da Bayan Underwood'a da değerimi kanıtlamak zorunda değilim.
Well, the question's off subject, but I'll answer it.
Konuyla ilgili bir soru olmasa da cevaplayacağım.
I... I saw a show of his at the Tate Modern.
Tate Modern'da bir sergisine gitmiştim.
Telling that committee or her how I got my liver is not going to help this administration or you.
Karaciğerimi nasıl aldığımı komiteye ya da ona söylemek ne sana ne de hükûmete yarar sağlar.
I was really good at it.
Çok da iyi saklanırdım.
I see a partner when it comes to Syria, or what's left of it.
Suriye'ye ya da ondan geri kalana bakınca bir ortak görüyorum.
And I'd like to point out that I'm proud to be representing the men and women of the FBI here today, who conducted that investigation as they always do in a competent, honest, and independent way, in the finest tradition of the FBI.
Ayrıca bugün burada FBI çalışanlarını temsil etmekten büyük gurur duyduğumu belirtmek isterim, bu araştırmayı da FBI'ın geleneği olduğu şekilde her zamanki gibi yeterli, dürüst ve bağımsız şekilde yürüttüler.
Who I would welcome testifying in front of our committee.
Onu da komite huzurunda ifade vermeye beklerim.
I urge Doug Stamper and the rest of the administration to stop hiding behind executive privilege.
Doug Stamper ile hükûmetin geri kalanını da idari imtiyazın ardına saklanmamaya çağırıyorum.
And I had Mark clean it up.
Mark'a da olay yerini temizlettim.
And I, this morning.
Bu sabah da benim vereceğimi.
So, Claire, come and take it... before I take it back.
O yüzden ya istediğini alırsın... ya da ben geri alırım.
But I believe in power even more.
Ama güce daha da çok inanıyorum.
If my career were of that better kind that there was any opportunity or capacity to sacrifice in it, I would embrace any sacrifice for you and for those dear to you.
Fedakârlık yapma fırsatı ya da kapasitesi barındıran daha üstün bir kariyere sahip olsaydım senin ve sevdiklerin için her türlü fedakârlığa göğüs gererdim.
You know... I was here before you and I'll be here after you.
Bildiğiniz gibi... sizden önce de buradaydım, sizden sonra da burada olacağım.
Uh, I think the vice president's residence is still too close.
Başkan yardımcısı konutu da çok yakın.
I want you to know I'm here if you need... any advice on policy or... anything else you might need.
Politikayla ilgili tavsiyeye... ya da başka bir şeye ihtiyacın olursa yanında olduğumu bilmeni istiyorum.
But I could find someone, or... I... I don't know if you realize, but...
Ama birini bulabilirim ya da... bilmem fark ettiniz mi ama gelsemium gibi bir şey bile yüksek dozda ölümcül olabilir.
Look, I can make this transition easy for you or not.
Geçiş sürecini senin için ya kolaylaştırırım ya da zorlaştırırım.
I forget. Do all the names have to be puns?
Unuttum da ; her isimde espri olmak zorunda mı?
And then I sent you the cutest video of a puppy nursing on a mama lion, and what do you text back?
Sonra da sana, bir anne aslanın köpek yavrusunu emzirdiği çok şirin bir video gönderdim ve sen cevap olarak ne yazdın?
And finally, put on your neckties, gentlemen,'cause I have four balcony seats... to Mr. Neil...
Son olarak da, kravatlarınızı takın beyler çünkü balkondan dört kişilik yer ayırttım, Bay Neil...
"You can search the world, and I defy you " to find a more devoted, loving... "parrot."
"Tüm dünyayı arasanız da onun kadar sadık ve sevgi dolu bir papağan bulamazsınız."
First, I'd hack your e-mails, then I'd create several fake social-media accounts, which I would use to mount the multi-pronged smear campaign to drive a wedge between you and everything you love.
Öncelikle e-postalarını kırardım. Sonra birkaç tane sahte sosyal medya hesabı açardım. Bunları da, sevdiğin herkesle aranı açmak üzere karalama kampanyası başlatmak için kullanırdım.
And then I'd get several credit cards in your name and then embark on a massive identity-theft scheme that would leave you bankrupt and, with any luck at all, facing criminal charges.
Sonra da adına birkaç kredi kartı çıkartıp büyük bir kimlik hırsızlığı dolabı çevirip seni iflas ettirirdim. Şansım yaver giderse de davalarla karşı karşıya kalırdın.
I have worked out like a madman... passing and dribbling drills, agility training... and I top it all off with 100 free throws every day... 23. 24.
Deli gibi çalıştım resmen. Oyun varyasyonlarında pas ve top sürme çalıştım, çeviklik antrenmanı yaptım. Bu da yetmezmiş gibi her gün 100 serbest atış yaptım.
I shook in my boots around my old man, just like he did around his.
Babamın yanında tir tir titrerdim ben. Tıpkı onun da kendi babasının yanında olduğu gibi.
To this day, I hear the crack of a Schlitz or smell some Singleton's Beard Tonic, and I'm sweating like a mob rat in Little Italy.
Bugün bile, ne zaman Schlitz birasının açıldığını duysam ya da Singleton Bıyık Toniği'nin kokusunu alsam Little Italy mafyalarındaki gammazlar gibi ter dökerim.
And now I'm gonna look as stupid as a girl who pet two different class rabbits to death.
Baktığı iki farklı sınıf tavşanını da öldüren o salak kız gibi görüneceğim şimdi.
When Haley was 4, she and I had our first tea party, and since then, we've made it a tradition to meet for high tea once a year.
Haley 4 yaşındayken ilk çay partimizi yapmıştık. O günden sonra da senede bir gün ikindi kahvaltısı için buluşmayı bir gelenek hâline getirdik.
I think you'll find this crowd no lika da nachos.
Bu topluluğun nachoyu sevmiyor-e olduğunu anlayacaksın-e.
Oh, I see your exclusive tea party opened up.
Bakıyorum da özel çay partiniz gözler önüne serilmiş.
Don't worry. If I did, it's an easy restore.
Merak etme, doğramışsam da çabucak bir araya getiririm tekrar.
I told you those things.
Beyaz kıyafetten bahsetmemiş olsam da yahut da okla ilgili herhangi bir şey dememiş... Bunu sana ben anlatmıştım ya.
And I don't eat persimmon.
Hurma da yemem.
It really makes me feel guilty... that I'm having these thoughts about my boss, but your uncle is practically living at my workplace.
Patronum ile ikisi hakkında kafamda bu şeyleri kurup durmak beni acayip suçlu hissettiriyor olsa da oppa, amcanız resmen bizim dükkânda yaşar oldu.
I feel bad for the Grim Reaper.
Ve Bay Ölüm Meleği bayımın durumuna da üzülüyorum.
I gave it another try, but she said, "Let's say you dumped me." So I failed.
Her ne kadar bir kez daha denemek istemiş olsam da "Yalnızca terk edildim diyelim." şeklinde başarısız oldum.
I'm not sure which life it is for you and me both.
Ne siz ne de ben şu an hangi vakti yaşadığımızı bilmiyor olsak da.
I knew I would never get to him. I knew it all, but all I could do was keep going.
Ulaşamayacağımı biliyor olsam da, çok iyi bilmeme rağmen benim ilerlemekten başka bir çarem yoktu.
I couldn't forget about the promise to the late king to protect Yeo.
Yeo'yu korumamı isteyen rahmetli Kral'ın son arzusunu da unutamamıştım.
I had to save the lives of the innocent.
Masum hayatları da kurtarmalıydım

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]