I'll be back in an hour translate Turkish
283 parallel translation
- Come back in an hour. I'll be crazy by then.
- Bir sat sonra gelin. O ana kadar çıldırırım.
I'll be back in about an hour, an hour and a half.
Bir, birbuçuk saat içinde dönerim.
I'll be back in half an hour.
Yarım saat içinde dönmüş olurum.
I'll be back in about an hour.
Bir saat içinde dönerim. Pekala.
I'll be back in an hour.
Bir saat içinde dönerim.
I'll be back in an hour, see you then
Bir saat içinde dönerim, o zaman görüşürüz.
I'll be back in an hour.
Bir saate kadar dönerim.
I'll be back for him in an hour and a half.
1,5 saat sonra, onu almaya gelirim.
I'll be back here in an hour or so.
Bir saate kadar dönerim.
I'll be back in half an hour...
Hep bir oturağa oturmak istemişimdir! Şimdi beni rahat bırakın!
I'll be back in an hour or so.
Bir saate kadar dönerim.
I'll be back in an hour.
Yarım saate dönerim.
I'll be back in an hour!
Bir saate kadar dönerim!
I'll probably be back in about an hour.
Bir saate kadar dönmüş olurum.
If there's any calls, just say I'll be back in about an hour.
Arayan olursa bir saat sonra döneceğimi söyle.
It'll be all right as long as I'm back in half an hour.
Ama kimin umurunda? Yarım saate dönersem sorun olmaz.
I'll be back in an hour with a warrant and we'll tear this place apart.
Bir saat içinde yetki ile birlikte geri döneceğim ve burayı yıkacağız.
I'll be back in an hour.
Bir saat sonra dönerim.
I'll be back in an hour.
Bir saat içinde döneceğim.
I'll feed my cats and be back in an hour.
Kedilerimi besleyecegim, bir saat sonra gelirim. Ben çikamam.
[Woman Sighs ] [ Man] I'll be back in an hour.
Bir saate dönerim.
Oh, yeah, okay, I'll be back in about an hour.
Peki, tamam, bir saate kadar dönerim.
Mr. Coco? "I'll be back in an hour"?
Bay Coco'yla mı? "Bir saate dönerim?"
I'll be back in about an hour.
Bir saat sonra dönerim.
I promise I'll be back in less than an hour.
Bir saatten kısa sürede döneceğime söz veriyorum.
I'll be back in an hour, an hour and a half.
Bir, bir buçuk saat sonra dönerim.
I'll be back in an hour.
Bir saate dönerim.
I'll take her back and be at home in an hour or two.
Onu geri getireceğim ve bir buçuk iki saate evde olurum.
I'll be back in an hour and you can lock me up.
Bir saatten gelirim. Beni tutuklayabilirsin.
As for you, I'll be back up here in an hour, so you better not be.
Sana gelince, bir saat sonra geri geleceğim. Burada olmasan iyi olur.
- Now? Hey, babe, I'll be back in an hour.
- Bir saat sonra dönerim.
I'll be back in an hour.
Bir saat sonra döneceğim.
I'll be back in half an hour.
Yarım saat içinde dönerim.
- I'll be back in half an hour.
- Yarım saat içinde dönerim.
I'll be back in an hour.
Babanı hava alanına bırakacağım.
I'll be back in an hour.
Giyineceğim. 1 saat içinde geri gelirim.
I'll be back in an hour.
Bir saat sonra tekrar gelirim.
I'll be back in about an hour.
Bir saate kadar dönerim.
Come back in an hour. I'll be gone.
Bir saate kadar dön. Ben gitmiş olurum.
- I'll be back in half an hour.
- Yarım saat sonra dönerim.
Could you see if they need anything and tell them I'll be back in an hour?
Onlara bir saat içinde geleceğimi söyler misin?
Vincent, I'll be back in an hour for the model!
Vincent, model için bir saat içinde döneceğim!
Come back in half an hour. I'll be happy to take your complaint then.
O zaman şikayetini memnuniyetle dinlerim.
And check on my post-ops. I'll be back in an hour.
Ameliyat sonrası hastalarıma bak bir de.
If Benton asks, I'll be back in an hour.
Eğer Benton sorarsa, bir saat sonra döneceğim.
I'll be back in an hour.
- Devriyem.
I'm gonna take him to school. I'll be back in half an hour.
Onu okula goturecegim yarim saate donerim.
I'll be back in half an hour.
Yarım saat sonra döneriz.
I'll be back in an hour.
Bir saat içersin de dönerim.
I'm going with a friend, I'll be back in half an hour.
Abi, arkadaşla bir yarım saat bir yere, gidip geliyorum hemen.
- I'll be back in an hour.
Bir saat içinde dönerim.