English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll be quick

I'll be quick translate Turkish

405 parallel translation
- I'll be as quick as I can, Mr Hickok.
Elimden geldiği kadar çabuk olacağım Bay Hickok.
I'll be there just as quick as I can.
Elimden geldiğince acele edeceğim.
I'll be quick!
Hızlı olacağım!
I'll be as quick as I can.
Hemen dönerim.
Fine. I'll be as quick as I can.
- Elimden geldiğince çabuk olacağım.
I can't say how quick it'll be.
Nasıl hızlı yapabilirim bilmiyorum.
If I know Danny, he'll be looking you up pretty quick.
Eğer Danny'i tanıyorsam, seni görmeye çabucak gelecektir.
We know you've had rather a shock, Polly, and talking about it may be disturbing, but I'm afraid we must ask you a few questions, so I'll be as quick as I can, and you just try not to let it upset you. Hmm? Oh, it don't.
Oldukça sarsıldığını biliyoruz, Polly, ve ondan söz etmek rahatsız edici olabilir, fakat korkarım sana bir kaç soru sormamız gerekiyor, dolayısıyla olabildiğince çabuk olacağım, ve sen de canını sıkmamaya çalış.
- I'll be quick.
Hemen geliyorum.
I'll be gone in three minutes, so better be quick.
Üç dakika içinde gitmiş olacağım Çabuk anlatsan iyi olur.
Well, I'll be as quick as I can.
En kısa sürede orada olacağım.
I know where the shop is. Please let me take them. I'll be quick.
Kitapçının yerini biliyorum.
I ´ ll be as quick as I can.
Hemen bulup getiriyorum.
I'll be on my feet, it'll be a quick one.
Ayakta duracağım, hem çabucak bitecek.
'I suspect that they'll be crossing your state line pretty quick.'
Bir suçlu. Az sonra eyalet sınırınızı geçecekler.
And being as we'll probably never see each other again, I'll be glad to have a last quick one with you, even though you're a fugitive.
Bu günden itibaren, bir daha birbirimizi göremeyeceğimizden her ne kadar bir kaçak olsan da son bir defa hızlıca yapsak çok memnun olurdum.
I'll be quick.
Çabuk olurum.
I'll be quick.
Acele ederim.
Allow me to take something, I'll be quick.
Hemen bir şeyler alıp çıkacağım.
It'll be quick and painless, compared to what I could do to him.
Benim yapacağıma kıyasla, çok çabuk ve acısız olur.
I'll be back real quick.
Hemencecik dönerim.
Quick, I'll be late for school.
Acele edelim, okula geç kalacağım.
I'll be quick.
Ben acele edece? im.
Be quick, or else I'll kill you.
Çabuk ol. Yoksa seni öldürürüm.
Just let me take a quick leak and I'll be out of here.
Bir tuvalete gireyim sonra giderim.
Georgina, I'll be as quick as I possibly can.
Georgina, olabildiğince çabuk olacağım.
I'll have to be quick.
Acele etmem gerekiyor.
But I got a feeling you'll be a quick learner.
Ama sanırım çabucak öğreneceksin.
I'm aware your recorders are active, so I'll be quick.
Kaydedicilerinizin aktif olduğunun farkındayım, o yüzden kısa keseceğim.
Well, why don't we leave your bike here... and I'll get you to where you need to be double-quick on the back of mine?
Peki, neden bisikletini burada bırakmıyoruz ve ben seni gideceğin yere iki kat hızlı götürmüyorum?
That's all right. I'll be quick.
Sorun yok.Hızlı olurum.
We'll have to be quick because I'm going out.
Acele etmeliyiz, dışarı çıkacağım.
Be quick, or I'll kill them!
Çabuk olun, yoksa onları öldürürüm!
Just a quick stop at Tiffany's, and I'll be born again.
Tiffany'de duralım biraz, yeniden doğacağım.
One phone call, I'll be very quick.
Farkındayım, sadece bir görüşme, hızlıca.
I'll be back ss quick ss l can 36 hours at the outside.
Mümkün olduğunca çabuk dönmeye çalışacağım. En fazla 36 saat sürer.
Well, I hardly know you, so I can't make out I'll not be able to live without you... but, well, a man can get his hopes up pretty high pretty quick.
Sizi çok az tanıyorum bu yüzden sizsiz bir hayat yaşayamayacağımı söylemem garip olurdu. Gel gör ki bir erkek, umutlarını çok kısa sürede yükseltebiliyor.
I'll be quick.
Çabucak bitiririm.
Then I'll have to be quick.
O zaman bende çabuk davranmalıyım.
I don't think this'll be quick, but... it'll be interesting.
Hızlı olmayacak.Ama sanırım ilginç olacak
I'll be quick.
Uzun sürmez.
I'll be really quick.
Elimi çabuk tutacağım.
I'll be right back. Quick, this way!
Birazdan dönerim.
- Ok, I'll be quick then.
— Peki elimi çabuk tutarım.
I'll be back as quick as I can.
En kısa zamanda döneceğim.
I'll be quick.
Cabuk olucam.
I'll be quick. I've got to get Sidon to okay my budget before his trip.
Hemen çıkarız. Gitmeden önce bütçe için görüşmem lazım.
You'll be running quick, too, when I file my lawsuit.
- Dava edince... -... sen de hızlı koşacaksın.
I'll be as quick as I can.
Çabuk hallederim.
No, no, no. I'll be quick. Stop that, Joshua.
Hayır, çabuk olacağım.Kes şunu, Joshua.
I'll be quick, please?
Çabuk olurum, lütfen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]