I'll be there in translate Turkish
2,099 parallel translation
I'll be there in a minute.
Bir dakika sonra geleceğim.
If I leave in the morning, I'll be there by 10 o'clock.
Eğer sabah yola çıkarsam 10 a kadar ordayım.
I'll be there in a half an hour.
Yarım saat sonra orada olurum.
Wait there. I'll be back in a minute.
Ben hemen geliyorum.
- I'll be there in 15 minutes.
- 15 dakika sonra ordayım.
- Do you think I'll find a buyer? - There will be no problem The house is in a good area.
- Problem olmayacaktır evin iyi bir semtte.
Yeah, no, I'll be there in a minute.
Birazdan gelirim.
I'll be there in ten minutes.
On dakika içinde orada olacağım.
Just stay there. I'll be back in a minute.
Tamam, siz burada bekleyin.
Oh yeah. And, um, you're gonna be in our hearts, I mean, we'll never disappear from you, we'll always be there.
Evet bir de kalbimizde olacaksınız.
- Danielle's academic transcripts. - I'll be right there.
- Danielle'in akademik kayıtları.
I'll be there in a month.
Bir ay içinde orada olurum.
I'll be there in a second!
Az sonra geliyorum.
I'll be there in a minute.
Bir dakika geliyorum.
A few more minutes, I'll be able to pull it out of there, returning the blood flow in your brain back to normal.
bir kaç dakika sonra onu çekip çıkaracağım. böylece beynindeki kan akışı normale dönecek.
How about you run on in there and get the water going, I'll be right behind you.
Sen içeri gidip suyu aç, bende arkadan geliyorum.
Tell your dad that I'll be there in the morning to collect me winnings.
Babana kazancımı toplamak için yarın uğrayacağımı söyle.
No, but we'll be there in the morning, so I guess we'll have more news soon.
Hayır, ama sabaha orda oluruz, tahminimce daha çok bilgi alırız.
I'll be there in a minute.
Hemen geliyorum.
I'll be there in spirit.
Anlaştık mı? Anlaştık.
i'm getting intel, i'll be there in 5.
5 dakikaya kadar yanınızda olurum, sizi bilgilendireceğim.
copy. if he shows up, i'll be there in 5.
Anlaşıldı. Eğer orda bir şey olursa, 5 dakikaya yanınızdayım.
- I'll be there in time for my, uh, close-up. - Oh!
Kapanışım için tam zamanında orada olacağım.
I'll be there in a minute.
Birazdan geliyorum.
I'll be there in two seconds.
- İki saniye sonra yanındayım.
I'll be there in a minute.
Bir dakikaya orada olurum.
I'll be there in a minute.
Bir dakika içinde gelirim.
It's an easy flight. I'll be there first thing in the morning.
Sabahın köründe ayılmak zor.
I'll be there in ten minutes or twenty.
On dakikaya oradayım, ya da yirmi.
Yeah, tell her I'll be there in a sec, okay?
Birazdan geliyorum
I'll be there in a second.
Bir saniye sonra oradayım.
I'll be sunbathing over there in a hat.
Ben de şu tarafta koca şapkamı takıp güneş banyosu yaparım.
I'll be there in a sec.
Hemen geliyorum.
Will you show her to the box? And I'll be there in two seconds?
Sorgu odasına götürür müsün?
I'll be there in a sec.
Birazdan oradayım.
- I'll be there in 5 minutes.
- Beş dakika içinde orda olurum.
I'll be there in 10 minutes.
On dakika içinde oradayım.
No, no, no, no, no. Just stay put. I'll be there in 30 seconds.
Olduğun yerde kal, otuz saniyeye oradayım.
Hey, I'll be up there in a sec.
Birazdan orada olurum.
I'll be there in a couple of hours.
Tamam. Bir kaç saate orada olacağım.
I'll be there in 30 days, and then my family's going to be there for 30 years.
30 gün sonra o eve taşınacağız ve 30 yıl boyunca ailemin olacak.
Well in that case, I'll definately be there.
Tamam, o halde mutlaka orda olacağım.
And i'll be there in a minute, okay?
Bende bir dakikada geleceğim, Tamam mı?
If I reconnect these two cables, there'll be a lot of noise, every light bulb in this place is going to blow.
Bu iki kabloyu birleştirdiğimde büyük bir gürültü olacak. Binadaki tüm ampuller patlayacak.
There was some traffic, but I'll be home in about five minutes.
Biraz trafik vardı ama 5 dakikaya evde olurum.
I'll be there in four hours for a full briefing.
Sizi bilgilendirmek için 4 saat içinde orada olacağım.
I'll be there in two minutes.
İki dakikada oradayım.
I appreciate the invitation, Jesse, but I don't get to Texas very often especially in the limited time you'll be there.
Bu davetine minnettarım, Jesse, Sık sık Texas'a gitmiyorum, Özellikle orada olacağın sınırlı zamanda.
Yeah, I'll be there in a minute. Thanks.
Tamam, birazdan geleceğim.
I'll be there in an hour.
Bir saat içinde orada olurum.
No, I'll be there in a second.
Hayır, hemen gelirim.
i'll be there in ten minutes 21
i'll be there in five minutes 18
i'll be there in an hour 36
i'll be there in half an hour 16
i'll be there in a minute 132
i'll be there in a second 46
i'll be there in a sec 24
i'll be there in a moment 20
i'll be back soon 284
i'll be back 1339
i'll be there in five minutes 18
i'll be there in an hour 36
i'll be there in half an hour 16
i'll be there in a minute 132
i'll be there in a second 46
i'll be there in a sec 24
i'll be there in a moment 20
i'll be back soon 284
i'll be back 1339
i'll be in touch 401
i'll be there soon 97
i'll be there 1011
i'll be right there 1448
i'll be fine 1438
i'll be right back 3576
i'll be back in the morning 18
i'll be waiting 202
i'll bet 254
i'll be right here 144
i'll be there soon 97
i'll be there 1011
i'll be right there 1448
i'll be fine 1438
i'll be right back 3576
i'll be back in the morning 18
i'll be waiting 202
i'll bet 254
i'll be right here 144