English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll do it now

I'll do it now translate Turkish

349 parallel translation
Remember, I did make a home for you once, and I'll do it again... only you've got to let me have my fling now... because you're simply rushing at old age, Sam.
Unutma, senin için bir kez yuva kurmuştum, ve bunu yeniden yapacağım. Sadece bu küçük kaçamağı yapmama müsaade etmek zorundasın çünkü yaşlılığa adeta kucak açıyorsun Sam.
Now, if there's anything I can do to help ya, I'll do it.
Sana yardımcı olabileceğim herhangi birşey varsa söyle yardım ederim.
If I don't do it now, I'll never be strong enough again.
Şimdi yapmazsam bir daha o gücü kendimde bulamam. Valizimi geri ver.
No, but I'll do it now and call you as soon as I have them.
Hayır, ama hemen imzalatacağım ve sizi arayacağım.
I'll do it right now.
Şimdi hazırlıyorum.
If I don't do it now, I'll never dare.
Bunu şu an yapmazsam bir daha asla cesaret edemem.
And now I'll do it.
Şimdi yapacağım bu işi.
Now you're goin'to tell me what I want to know... or if it's the last thing I do in this department... I'll get you 20 years.
Şimdi bana bilmek istediklerimi anlatacaksın... aksi takdirde bu teşkilatta yapacağım son şey olması pahasına... 20 yıl almanı sağlarım.
I do love it now more than you'll ever know.
Artık bunu tahmin ettiğinden de fazla seviyorum.
We're leaving now, and I'll do it as quickly as possible.
Şimdi gidiyoruz ve bu işi en kısa sürede yapacağım.
The medics returned the sick book late yesterday. I'll do it now.
Sıhhiyeciler revir defterini dün geç iade etti. şimdi kaydederim.
You must do it now or I'll do something crazy! Marshal!
Yoksa kızımı alıp götürecekler, geç olacak!
Now, I'll do it again.
Şimdi tekrar çalacağım.
I'll do it now.
Bunu şimdi yapacağım.
And when you've seen it all and have lived with it as I have... in 25 years from now, you'll feel about Texas just like I do.
Her yeri görüp benim gibi 25 yıl burada yaşadıktan sonra sen de Teksas hakkında benimle aynı şeyleri hissedeceksin.
I'm sheriff now and I'll do it my way.
Şimdi şerif benim ve ben nasıl istiyorsam öyle olacak.
I know you're upset now... but when you think about it, you'll realize it's the thing to do.
Şimdi üzgün olduğunu biliyorum... ama bunu düşündükten sonra iyi bir fikir olduğunu anlayacaksın.
- What'll I do with it now?
- Ne yapacağım şimdi bununla?
I'll do it right now.
Şimdi hemen yapıyorum.
Now, i'll bet you... i'll bet you this $ 20 gold piece it took me 20 weeks to save that you won't do what i just said.
İddiaya varım 20 haftada biriktirdiğim bu 20 dolarlık altım koyuyorum. Mezarına gidemeyeceksin.
Now, in order to catch Red Lynch, if I have to interrogate Joey, I'll do it anytime it's necessary.
Red Lynch'i yakalamak için Joey'yi sorgulamam gerekiyorsa gerektiği takdirde sorgularım.
I'll do it now.
- Şimdi bakayım.
Call the police right now or I'll do it.
Hemen şimdi polisi ara yoksa ben çağıracağım.
You've got to make a choice : either they'll do it later, or I'm doing it now.
Bir seçim yapman lazım : Ya onlar sonra öldürecek ya da şimdi ben.
Now, if it's just a question of paying your fare to wherever you want to go, I'll do that. But you have to get off at the next stop.
Şimdi sorun yalnızca bilet ücretinizse, ben gitmek istediğiniz yere kadar olan bileti size alacağım ama ilk duracağımız yerde bu gemiden ayrılmalısınız.
But I'll do it now.
Ama bunu şimdi yapacağım.
Mind, now, look, if you can't do it properly, I'll do it by myself.
Yapamayacaksan bırak ben tek başıma yaparım.
Okay, I'll do it now.
Tamam, hemen yapacağım.
Now, hold it, Hanlon. I'll do whatever I want.
Hanlon, ne istersem, onu yaparım.
- I'll do it now, Professor
- Şimdi kapatırım profesör.
If there was a way, I'd do it but if I open up that well now there's some that'll come and take this place apart piece by piece.
Eğer bir yolu olsaydı yapardım ama bu kuyuyu şimdi açarsam bazıları gelip burayı yerle bir edecektir.
I'll do it now.
Şimdi bakacağım.
Now, why would you want to go to a mechanic... when I'll go do it for nothing?
Şimdi, Neden bir tamirciye gitmek istersin? gittiğimizde hiçbirşey yapmayacak?
I don't think you realize how long it takes to do the menu, it doesn't matter, I'll hang the picture now.
Sanırım bir menüyü yapmanın ne kadar zaman alabileceğinin farkında değilsin henüz. Hiç fark etmez, ben asacağım bu resmi şimdi.
Because I'll tell you right now, I'm ready to do it.
Bilmeni istiyorum, şu anda bunu yapmaya hazırım.
If I can do it here, now, you'll still have the plane.
Şimdi, burada yaparsam, uçak gene senin olacak.
- So I'll do it now!
- Şimdi yaparım öyleyse!
- I'll do it now.
- Şimdi yapayım.
In fact I'll do it now!
Hemen şimdi keseceğim!
It's all past now, but I'll do what I can to make up for it.
Hepsi geçmişte kaldı. Ama kendimi affettirmek için yapabileceğim her şeyi yapacağım!
I was ready to teach you karate, and I'll do it right now.
Sana karate öğretmeye hazırdım ve bunu şimdi yapacağım.
- Yeah, I'll do it right now.
- Evet, hemen koyarım.
Do it now or I'll kill you.
Dediğimi yapın yoksa hepinizi öldürürüm.
Now I have to go to the end and I'll do it.
Sonuna kadar gitmem lazım. Ve gideceğim de.
Now, I can't promise you a studio portrait, but it'll do.
Şimdi, stüdyo vesikalığı gibi garanti edemem, ama iyi olacak.
Now listen, son, if you ever get the money... and you do want him to have a nice headstone... you just let me know, and I'll see to it personally... that a real nice one is placed on the grave.
Dinle evlat, eğer para bulur da... güzel bir mezar taşı yaptırmak istersen... bana haber ver. Bununla özel olarak ilgilenirim.
I don't know what I'll do, but I can't think about it now, I have a lot of other things on my mind.
Ne yapacağımı bilmiyorum ama şu anda düşünemem. Kafamda bir ton başka şey var.
Now, well, Novotny seems to think I'll be able to do it.
Her neyse. Novotny benim de yapabilecek kapasitede olduğumu söylüyor.
From now on, I'll bring you here at night you won't do it over there.
Bundan böyle, geceleri seni buraya getireceğim sen de oraya yapmayacaksın.
I didn't report it then, so I'll do it now.
O zaman şikayette bulunmamıştım, şimdi bulunacağım.
not a word or i swear, i'll do it right now.
Tek kelime yok, yoksa yemin ederim hemen şimdi yaparım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]