I'll do the best i can translate Turkish
119 parallel translation
If we can get off the boat without her seeing us... I'll do my best.
Eğer ona görünmeden gemiden inebilirsek...
- Well, I'll do the best I can.
Elimden geleni yaparım.
- If I take your pay, I'll do the best I can.
Eğer ödemeyi alırsam, elimden gelenin en iyisini yaparım.
That's more than I'd ask for... but it will do no harm for your son to learn the ways of the white man. And you may be sure he'll have the best treatment that we can offer.
Bu benim istediğimden de fazlası Oğluna hiç bir zarar gelmeyecek ve bunun yanında beyazların yaşama biçimini de öğrenecek.Ve emin ol ki bu bizim en iyi anlaşmamız olacak.
But as long as you want me, I'll do the best I can.
Fakat beni istediğiniz sürece elimden gelenin en iyisini yapacağım.
I'll do the best I can, Trudy, for always and always.
Sonsuza dek elimden gelenin en iyisini yapacağım Trudy.
I'll do the best I can for you.
Elimden geleni yaparım.
I'll do the best I can.
Elimden geleni yapacağım.
I'll do the best I can for them. lf l can't do it with you, I'll do it alone.
Onlar için en iyisini yapacağım. Seninle yapamazsam, tek başıma yaparım.
I'll do the best I can, Mr. Keeler.
Elimden geleni yaparım, Bay Keeler.
I'll do the best I can.
Elimden gelenin en iyisini yapacağım.
I'll do the best I can.
Elimden geleni yaparım.
I'll play it over the phone to D.L. in New York. That's the best I can do.
Telefonda New York'taki D.L.'e dinletirim.
I'll do the best I can, Major.
- Yapabildiğimin en iyisini yapacağım, Binbaşı.
So with your consent, sir I'll take our Toby and do the best I can for him.
Müsaadenizle Toby'yi alıp elimden geleni yapacağım.
I know Chalmers wants you to be happy, and we'll do the best we can.
Chalmers rahat etmenizi istiyor, biz de elimizden geleni yapacağız.
I'm sure he'll do all he can. Now the best of luck to you.
Frank, bu gösteri daha ne kadar sürecek?
And I'll do the best I can to answer them.
Ben de size verebileceğim en iyi cevabı vermeye çalışacağım.
I don't know. I'll do the best I can for you.
Ne...
I guess I'll have to do the best I can.
Söylesene, Rocky.
- Bill, I'll do the best I can.
Manşetler umurumda değil.
This mess is not worth much I'll give you 100 taels of silver for the lot That's the best I can do
* Bu çöpler çok para etmez * bu takım için 100 külçe gümüş veririm bu vereceğim en iyi fiyat
I'll do the best I can, but...
Elimden geleni yaparım ama...
I'll do the best I can.
- Elimden geleni yapacağım.
Well, I'll just do the best I can. Yeah.
- Elimden geleni yaparım.
I'll do the best I can.
Ben elimden geleni yaparım.
I'll do the best I can, but it's very tough.
Peki. Elimden geleni yaparım, ama çok zor bir durum.
Look I'll do the best I can, but I don't promise...
Tamam, elimden geleni yaparım, ama buna söz veremem...
I'll do the best I can.
Elimden gelenin en iyisini.
I'll do the best I can.
Elimden gelenin en iyisini yaparım.
Well, I'll do the best I can.
Evet Her neyse.Elimden geleni yapacağım.
- I'll certainly do the best I can.
- Elimden gelenin en iyisini yapacağım.
They're getting kind of cranky about where we get our core-op funds but, as it's you I'll certainly do the best I can.
Kaynaklarımız hakkında bilgi edinmek için sabırsızlanıyorlar. Fakat sen söz konuşu olunca elimden gelenin en iyisini yaparım.
I'LL DO THE BEST I CAN FOR YOU. LIKE YOU DID FOR MY MOTHER?
- Senin için elimden geleni yapacağım.
Live your life, and I'll do the best I can.
Hayatını yaşa. Ben de elimden geleni yapacağım.
I don't know how long I can hold them off, but I'll do the best I can.
Ne kadar tutabilirim bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım.
Please... stop bleeding before I run out of clothes. I'll do the best I can.
Lütfen... elbiseni çıkarmadan kanamayı durdurmak için elimden geleni yapacağım.
I thought, "Well, it's not that much of a body but I'll do the best I can with it."
Düşündüm ki, "Aslında tam bir vücut gibi de değil ama bununla elimden gelenin en iyisini yapıcam."
- I'll do the best I can!
- Elimden geleni yapacağım!
- The best I can do is create a proposition. We'll call it Prop Ten.
Bakın, yapabileceğim en iyi şey bir önerge hazırlamak. "Önerge 10" deriz.
I'll do the best I can to be the best father to you that I know how.
Bildiğim en iyi şekilde sana baba olmaya çalışacağım.
I'll take it down to 95 %, but that's the best I can do.
% 95'e inebilirim ki bu elimden gelenin en iyisi olur.
I'll do the best I can.
Layık olmaya çalışacağım.
You'll eat, Henry. Food is the least of your problems. I'm going to do the best I can to see you get three squares a day.
Biliyorsun Henry, seni gözetim altına aldık, şimdi masum olduğunu ispatlamak zorundasın.
It you tell me all that you know, I'll be your best friend... and you can be co-editor of the paper, what do you think?
Bildiğin herşeyi bana anlat, senin en iyi dostun olacağım ve sen de gazetenin yardımcı editörü, ne dersin?
- I'll do the best I can.
- Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.
Ifl can't escape, I'll do the next best thing.
Kaçamayacaksam bir sonraki şeyi yapacağım.
I'll do the best I can.
Elimden gelenin en iyisini yapacağım. İyimserlik, Kaptan!
I'll do the best I can, but it's a slow dance, and I have to follow her lead.
Elimden geleni yaparım ama çok ağır ilerliyoruz ve ona uymak zorundayım.
Tell me what we're into, and I'll do the best I can.
Durumun ne olduğunu söyle, elimden geleni yapacağım.
I'll be the bad guy, the best I can do.
Tekrar tulum giyerse kötü adam olurum. En fazla bunu yapabilirim.