I'll do the talking translate Turkish
196 parallel translation
I'll do the talking.
Ben konuşayım.
I'll do the talking.
Ben konuşurum.
- I'll do the talking!
- Konuşmayı ben yaparım!
All right, then, I'll do the talking.
Pekala ben konuşayım o zaman.
I'll do the talking.
Konuşmayı bana bırakın.
I'll do the talking.
Sadece ben konuşacağım.
- I'll do the talking!
- Ben konuşurum!
I'll do the talking.
Konuşmayı ben yapıyorum.
- I'll do the talking.
- Ben konuşurum.
I'll do the talking.
Konuşma faslını ben yaparım.
- I'll do the talking, you hear?
- Görüşmeyi ben yapacağım, duydun mu?
Remember : I'll do all the talking.
Sakın unutma, bütün konuşmaları ben yapacağım.
I'll do my talking to the ad council.
Ben kurulda konuşacağım.
I'll do the talking, I'll do the trading, not you.
Ben konuşacağım ve takas yapacağım.
Remember now, I'll do the talking.
Unutma, ben konuşacağım.
Follow me, I'll do the talking.
Gelin, ben konuşurum.
I'll do the talking.
Benimle konuşacaksın.
Moon, I'll do the talking!
Moon, konuşmayı bana bırak!
I'll do the talking.
Kendim konuşurum.
I'll do the talking.
Bırak ben konuşayım.
I'll let the cards do the talking.
Ben buna kartların karar vermesinden yanayım.
You'll have some talking to do with the district attorney when I haul your ass in.
Ben seni tutuklayayım da gerisini savcıya anlatırsın.
I'll do the talking.
Görüşmeyi ben yapacağım.
- I'll do all the talking.
- Ben konuşurum.
- I'll do the talking, Victor.
- Konuşmayı ben yapıyorum Victor.
That's cool, I'll do all the talking.
Sorun değil, ben konuşurum.
- I'll do the talking.
- Ben konuşacağım.
You don't have to say anything. I'll do all the talking.
Sen bir şey söylemesen de olur.
Jeremy, I'll do the talking.
- Jeremy, ben konuşacağım.
Mr, uh, Lusk is in charge of this operation, so I'll let him do the talking.
Operasyondan Bay Lusk sorumlu. Sözü ona bırakıyorum.
I'll just open my mouth and God will do the talking.
Ben sadece ağzımı açacağım, Efendimiz konuşacak.
I'll do the talking, OK?
Konuşmayı ben yapacağım, oldu mu?
Shh. I'll do the talking.
Onun yerine konuşacağım.
I'll do the talking.
Onun yerine konuşacağım.
I'll do the talking, OK?
Konuşmayı ben yaparım, tamam mı?
Listen, I'll do the talking for both of us.
Bak, ben her ikimiz adına da konuşacağım.
I'll do the talking.
Konuşmayı bana bırak.
I'll do the talking.
Onunla ben konuşurum.
On the other hand, maybe you'd better say nothing. I'll do the talking.
Diğer taraftan hiçbir şey söylemesen belki daha iyi olur. Konuşmaları ben yaparım.
Remember, I'll do the talking.
Aklından çıkarma, konuşma kısmı bana ait.
I'll do the talking.
Hayır. Anlaşmayı ben yapıyorum.
I'll do the talking.
Konuşmayı ben yaparım.
Now listen, Sam, I'll do the talking, okay?
DinIe, Sam, Bırak ben konuşayım, tamam mı?
When we get there, I'll do the talking.
Sanmam. Güvenlik neden gerekiyor?
I'll do the talking.
Tamam, ben ilgilenirim.
Nothing. I'll do the talking.
Konuşmayı ben yaparım.
I'll do all the talking to Mrs Van Lewen.
Bayan Van Lewen'la tüm konuşmayı ben yapacağım.
I'll do the talking, Brian. Here's your shirt, Milo.
Konuşmayı ben yaparım, Brian
I'll do the talking.
Konuşmayı ben yapıcam.
When we get there, I'll do the talking.
Oraya vardığımızda, konuşmayı ben yapacağım.
The big concern for them is... will they have a home to return to? I don't know what to expect to find... when I get back there... but I'm sure we'll be talking with the insurance company. Well, we do have insurance, thank God.
Ne yapacağımı bilemiyorum... fakat, sanırım sigorta şirketiyle görüşeceğiz... sigortaya gitmek zorundayız... sanırım uzun zaman alacak... ve bir çocuğumuz var.
i'll do my best 416
i'll do it tomorrow 25
i'll do it 2851
i'll do it right now 26
i'll do it myself 230
i'll do it later 51
i'll do anything for you 31
i'll do whatever it takes 58
i'll do whatever you want 121
i'll double it 35
i'll do it tomorrow 25
i'll do it 2851
i'll do it right now 26
i'll do it myself 230
i'll do it later 51
i'll do anything for you 31
i'll do whatever it takes 58
i'll do whatever you want 121
i'll double it 35