I'll get you another one translate Turkish
89 parallel translation
She's right, sir. I'll get you another one.
O haklı efendim, Bir tane daha getireyim.
Pity when you get home and people ask you what you've seen in England, you'll say... "Well, I saw a movie in Salisbury... and I made a pilgrimage to Canterbury and saw another one."
Evine dönüp İngiltere'de ne yaptığını sorduklarında "Salisbury'de bir film izledim sonra Canterbury'ye geçip orada da film izledim" diyecek olmanız. "
Stay here and I'll get you another one.
Burada bekleyin, size başkasını getireyim.
If I can't teach you one way, I'll teach you another. But I'll get the job done.
Şu veya bu şekilde öğrenmenizi sağlayacağım.
I'll get you another one.
Sana başka bir tane getiririm.
- I'll get you another one in Dallas.
- Dallas'ta başka bir tane alırım.
Oh, all right. I'll stay, but only on one condition : I'll stay as long as it takes you to get another boy.
Pekala, siz başka birini bulana kadar burada kalacağım.
I'll get you another one.
Sana başka bir tane alacağım.
- I'll get you another one.
- Sana yenisini bulurum.
I'll get you another one, despite the fact that you have five others just like it.
Her ne kadar aynı onun gibi beş tanen daha olsa da sana başkasını alırım.
And when I leave this place... you'll get together and screw one another.
Ve ben buradan ayrıldığımda... biraraya gelip birbirinizi satacaksınız.
Skin that one, pilgrim, and I'll get you another!
Sen şunu yüz yolcu, ben sana yenisini getiririm!
- I'll go get you another one.
- Size bir tane daha getireyim.
I'll get you another one, dear.
Sana başka bir tane alırım canım.
I got another one to go to, so I'll see you as soon as I get back.
Başka bir partiye gitmem gerekiyor. Döndüğümde görüşürüz.
I'll get you another one.
Bir tane daha getireyim.
I'm sorry, I'll get you another one. Un otro.
Üzgünüm, yeni bir tane getirteyim.
I think you'll get another one some time and then another.
Bence başka mektuplar da alacaksınız, ve bir başkasını da.
I'll get you another one.
Sana yenisini veririm.
Barbara, I got another one after this so get down the preliminary I'll give you the full report tomorrow.
Barbara, bundan sonra bir tane daha var, sen hazırlığa başla yarın tam rapor veririm.
Anyway, you'll forgive me if I yawn a bit during today, but what with one thing and another, I didn't get too much sleep last night.
Bugün esneyip durursam beni bağışla lütfen. Dün doğru düzgün uyuyamadım.
- lt's okay. I'll get you another one.
- Sana başka bir tane alırım.
'Cause, you know, if I am, you could get another one and I'll pay for it.
Çünkü kıskansaydım, başkasını tutardın ve parasını da ben öderdim.
I'll get you another one.
Başka bir tane getireyim.
I'll get you another one.
Bir tane daha getiririm.
I'll get you another one, pendejo.
Sana başka bir tane alırım, aptal.
Don't worry. I'll get you another one.
Sana bir tane daha ayarlarım.
Just another one of you I'll have to put down to get out of here.
Buradan kurtulmak için öldüreceğim bir kişi eksilmiş olur.
- Yeah. I'll go get you another one.
- Bir tane daha getireyim sana.
I'll get you another one.
Boş ver, adamım. Sana başka bir tane bulurum.
Mm. I'll get you another one.
Bir tane daha getireyim.
- I'll get you another one.
- Seni bir diğeriyle yakaladım.
And I promise I'll get you another one, Eric.
Ve söz veriyorum sana başka alacağım.
- I'll get you another one.
- Bir tane daha alırım.
I'll get you another one.
Yenisini alırım.
I'll get you another one there, Yzma.
Sana yeni bir tanesini getiririm Yzma.
I'll get you another one.
Size başka bir tane getireyim.
"I'm sorry, Rocket. I needed it. But I'll get you another one, I promise."
Üzgünüm rokete ihyiyaç duydum ama sana söz veriyorum sana başka bir tane alacağım.
No, I'm imagining that when he sees me he's gonna realize that he's in love with me, and, you know one thing will lead to another, and after a love child or two we'll get married.
Hayır, beni görünce bana aşık olduğunu fark edeceğini ve bir şeyin başka bir şeye yol açacağını ve bir ya da iki çocuktan sonra.. ... evleneceğimizi düşünüyorum.
Alright, I'll get another one for you.
Pekâlâ. Senin için başka bir tane ayarlarım.
I'll get you another one.
Sana başka bir tane getireyim.
I'll get you another one in a minute.
Bağırmayı kes. Sana hemen yenisini getiririm.
I'll get you another one.
Sana başka bir tane getireceğim.
Like I always say, if they don't get you one way, they'll get you another.
Her zaman dediğim gibi, seni bir yoldan alt edemezlerse, diğer yoldan alt ederler.
I'll get you another one.
Yenisini getireyim.
- We're sorry. - Let another one get by you, I'll do worse than this.
- Bir daha böyle bir şeye izin verirseniz, bundan daha kötüsünü yaparım.
Sorry, I'll get you another one.
Pardon, yeni bir tane getireyim.
And if you fire me from this show, I'll get a job in another one.
Beni bu gösteriden kovarsanız, başka birinde iş bulurum.
- I'll get you another one. Oh, yes it does.
- Başka bir tane getireyim.
If the kids don't find the old one, I'll get you another one, the kind that you deserve for putting up with me will all these years.
Eğer çocuklar eski yüzüğü bulamazlarsa, sana yeni bir yüzük alacağım, benimle geçireceğin bütün bu yıllarda parmağına takmaya değecek olanından.
Will You Take A Look At It? I'll Get You Another One.
Bir bakar mısın?