I'll get you something translate Turkish
482 parallel translation
And let me tell you dames something : If I get ahold of her, I'll rip her wide open.
O kadını elime bir geçirirsem bacaklarını cart diye ayıracağım.
All right. I'll get you something.
İstersen ben garsonu çağırayım.
I'll get you something to eat.
Yemek getireyim.
Now you girls set yourselves down, and I'll get you something to eat.
Şimdi siz kızlar oturun, ben yiyecek bir şeyler getireceğim.
I'll get you something to drink.
Sana içecek bir şey getireyim.
I'll get you something right away.
Hemen birşeyler getiriyorum.
If I do this and get away with it, you'll have something on me that you can use whenever you want to.
Eger seni kurtarirsam elinde istedigin an kullanabilecegin... bir kozun olur.
I'll get you something better!
Sana daha iyilerini alacağım!
I'll get you something to eat.
Sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım.
I'll get you something.
Sana birşeyler getiririm.
If I haven't, I'll find something till you get normal.
Yoksa bile, sen normale dönene kadar yapacak birşeyler bulurum.
Excuse me, I'll get you something to drink.
Müsaadenle, içecek bir şeyler getireyim.
I'll get you something hot to drink. The water's on.
Size içecek sıcak bir şeyler getireyim.
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
I'll get you something that'll start it.
Yakacak bir şeyler getireyim.
And I'll get you something hot to drink.
Sana içecek sıcak bir şey getireyim.
I'll get you something to eat.
Sana yiyecek bir şey getireyim.
I'll get you something.
Size bir şeyler getireyim.
I'll get you something to eat.
Sana yiyecek bir şeyler getireceğim.
I'll send you a forwarding address when I... when I get something fixed.
Bir yere kesin yerleştiğimde size adresimi kesin bildiren bir kart atarım.
Maybe you can get something at the PX. Come on, I'll go with you.
Belki PX'den bir şeyler alabilirsin.
If you're not there, I'll lam into ya something fierce when I get you in here next week!
Eğer orada olmazsanız, haftaya sizi burada yakaladığımda.
I'll get you something to eat.
- Sana yiyecek birşeyler hazırlayayım.
Sorry you didn't get ashore but I'm sure we'll be able to find something to keep you busy.
Kıyıya çıkamadığınız için üzgünüm ama size yapacak işler bulacağımıza eminim.
If the storm worries you that much, I'll get you something to drink.
Fırtına sizi bu kadar korkutuyorsa, içmeniz için size bir şey getireyim.
I'm cold. - I'll get you something.
- Giyecek bir şey getireyim.
I'll get you something from my father.
Babamınkilerden getireceğim.
I'll get you something, huh?
Birkaç şey alayım, huh?
I'll get you something to drink.
İçecek bir şey getireyim sana.
I'll get you something to make you sleep and put you to bed.
Uyuman için bir şey getireyim ve seni yatırayım.
Come on upstairs, I'll get you something...
Yukarı çıkalım, sana bir şeyler vereyim...
I'll--I'll just get out of my tweeds, put on something loose, and you pour me out a wee half of whiskey.
Şimdi gidip üstümü değiştireceğim. Rahat bir şey giyeceğim. Ve seninle bir kadeh viski içeceğim.
Get in bed, I'll come with something I think you'll like.
Sen yatağa git, ben hoşuna gidecek bir şey alıp hemen geliyorum.
I'll get you something to eat
Sana yiyecek bir şeyler getireyim.
Yeah, I'll get something for you.
Tamam, bir şeyler getireyim.
I'll get you something.
- Ne oldu?
I'll get the remount contract, too, when he gets settled down there. You know something?
Ayrıca oraya yerleştiklerinde onlara at temin etmem konusunda da anlaşmaya vardık.
I'll get something good for you.
Senin için iyi bir şeyler bulacağım.
Wait. I'll get you something.
Bir şeyler getireceğim.
You'll get something else in Pedzhent, but I can't give you any more, sorry.
Üzgünüm ama sana bundan fazlasını veremem, Pedzhent'e ulaşınca başka bir şeyler bulursun.
I'll get you something to eat.
Size yemek getireyim.
Well I thought you might want to get some rest, maybe have something to eat then we'll have one of the boys show you around.
İsterseniz önce biraz dinlenin, bir şeyler yiyin. Sonra çocuklardan biri size etrafı gezdirir.
I'll get you something.
Sana bir şeyler getireyim.
I'll get you something.
Bir şeyler getireyim.
I'll get you an I.D. Bracelet or something.
Sana künye falan alayım.
I'm gonna get the hell out of here, but if something happens, I get jumped, can't come around for a couple days, you might have to rabbit out of here, we'll meet at Yazoo City, you got that?
Şimdi bu lanet yerden gidiyorum. Ama bir şey olursa, anında gelirim. Ancak yine de birkaç gün ortalıkta görünmemem iyi olur.
Whoa, I'll get something for you.
Oh, sana birşeyler getireyim.
I'll get you something hot, a nice grog.
Size sıcak bir içki getireyim. Hayır, teşekkür ederim.
I'll get you something to eat
Size yiyecek bir şeyler getireyim.
And I'll get you something.
Sana bir şeyler getireceğim.
Okay, you help me tomorrow. and if I don't get something solid from Harry, then I'll lay off, all right?
Tamam şöyle yapalım, sen bana yarın yardım et, ben de Harry'den dişe dokunur bir şey öğrenemezsem bu işin peşini bırakırım, tamam mı?
i'll get you something to eat 17
i'll get it 1406
i'll get this 36
i'll get him 207
i'll get you back 17
i'll get back to you 214
i'll get 59
i'll get out of your hair 27
i'll get over it 38
i'll get it done 26
i'll get it 1406
i'll get this 36
i'll get him 207
i'll get you back 17
i'll get back to you 214
i'll get 59
i'll get out of your hair 27
i'll get over it 38
i'll get it done 26
i'll get you 212
i'll get the money 43
i'll get you home 17
i'll get there as soon as i can 24
i'll get on it 34
i'll get a job 31
i'll get right on it 84
i'll get you a new one 19
i'll get going now 17
i'll get going 43
i'll get the money 43
i'll get you home 17
i'll get there as soon as i can 24
i'll get on it 34
i'll get a job 31
i'll get right on it 84
i'll get you a new one 19
i'll get going now 17
i'll get going 43