English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll go check

I'll go check translate Turkish

829 parallel translation
I'll go check in there.
- Oraya ben bakarım.
I'll go check.
Gidip bakayım.
I'll go back and change and after you get the check, phone me.
Gidip üstümü değiştireyim. Çeki alınca beni ara.
I'll go check on him.
-... kahverengi gözler, bir de bavul. - Bir bakayım.
I guess I'll go over to the railroad station and check on Thorwald's story.
Tren istasyonuna gidip Thorwald'un hikayesini soruşturacağım.
I'll go check.
Gidip bir bakacağım.
- I'll go check the rigging.
- Donanımı kontrol edeceğim.
I'll go check right away.
Hemen gidip bakayım.
I'll go pay the check.
- Ben hesabı ödeyeyim.
I'll go around to the front to check up.
Ön tarafa gidip bakayım.
She must be asleep, I'll just go check the stove.
Uyumuş olmalı, gidip sobayı kontrol edeyim.
I'll go check the stuff so you two can talk.
Siz biraz konuşun da ben bu öteberiyi kontrol ettireyim
I'll go and check!
Gidip bakacağım!
I'll go check Perico ; he may be up and needs to see me.
Perico'ya bir bakayım. Belki uyanmıştır ve beni yanında ister.
I'll just go and check those ropes, see they're alright. You OK?
Gidip halatlara bir bakayım.
I'll go double check Yes
ben kontrol ederim peki
I'll go check on your big brother.
Gidip ağabeyine bakacağım.
I'll go check in a hotel and get some rest, and you go find your folks.
Ben bir otele yerleşip biraz dinleneyim, sen sizinkilerle görüş.
I'll go and check.
Gidip bakayım.
- I'll go and check
- Gidip bakayım.
Let's not bother the teacher yet I'll go and check it out with you
Telaşa gerek yok onları bana göster.
If it'll make you feel any better, I'll go over and check your girlfriend's house myself, okay?
İçiniz rahat edecekse, ben gidip sevgilinizin evini kontrol edeyim.
I'll go check if Marialé is ready to come down.
Ben gidip Marialé hazır mı diye bakacağım.
If you'll go and check my I.D., it's in my car outside.
Eğer gidip bakarsanız, kimliğim dışarıda arabamda.
Maybe I'll go check this with the company themself.
Belki de gidip bunu şirket kayıtlarıyla kontrol etmeliyim.
I'll go to check first.
İlk ben kontrol edeceğim
I'll go check with Mrs. Esposito.
Gidip Bn. Esposito'ya sorayım.
- I'll just go check on the children.
- Ben gidip çocuklara bir bakayım.
I'll go check the sauna, Egor.
Ben banyoyu hazırlıyorum, İgor.
If you'll excuse me, I'll go check on dinner.
İzin verirseniz, gidip biraz sofrayla ilgileneyim.
I'll go and check
gidip bakacam!
I'll go check the air conditioning.
Gidip klimayı kontrol edeceğim.
Just stay here and I'll go and check it out.
Buradan ayrılma.
Uh, you go ahead. I'll check out the register.
Sen git, kasayı kontrol edeceğim.
I'll go check it out, Your Highness.
Gidip bir kontrol edeceğim, Haşmetlim.
Why don't you get the check and I'll go outside and thank them properly?
Sen hesabı öde, ben de dışarı çıkıp onlara bira için teşekkür edeyim.
I'll go up with Lance, scrounge around, check the place out, see if I can find the colonel.
Ben Lance'le gideceğim, etrafa gözatıcaz, ortalığı kolaçan edicez, albayı bulabilecek miyim bakalım.
I'll go check it.
Gidip bakayım.
Go check out the Snowcat and the radio, and you'll see what I mean.
Kar arabasını ve telsizi dene, ne demek istediğimi anlayacaksın.
I'll go down and check it.
Aşağı inip, kontrol edeceğim.
I'll go check on the trap
Ben bubi tuzaklarını kontrol edeyim
I'll go to the living room and check what's going on there.
Salona gidip ne olduğuna bakayım.
- I'll go and check on him.
- Gidip onu kontrol edeceğim.
- I'll go check the kitchen.
Gidip mutfağa bakacağım. Hayır!
I'll go check us in.
Kaydımızı yaptırayım.
The next time I decide to go out, I'll check with you first.
Bir daha biriyle çıkmaya karar verdiğimde önce sana sorarım.
I'll go get my case and check her out.
Gidip çantamı alacağım sonra da hanımefendiyi muayene ederim.
I'll just go and check if Grandma's ready, wait for me in the lounge.
Ben gidip büyükannem hazır mı bir bakayım, sen salonda bekleyiver.
I'll go check out who owns the warehouse.
Ben gidip şu depo kime ait bir bakayım.
I'll go check the train station.
Tren istasyonuna bakacağım.
I'll go check out her apartment.
Yani dairesini kontrol edeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]