I'll go there translate Turkish
1,596 parallel translation
I'll be waiting out here with my enlistment forms, so go in there and scare them right into my open arm!
Ordu kayıt başvuru formlarıyla dışarda bekliyorum gir içeri ve onları benim kollarıma doğru korkut!
I'll go up there and see what I can find.
Oraya gidip neler bulabileceğime bakacağım.
You go, I'll stay with the body, I'll meet you there.
Sen git, ben cesedin yanında kalacağım, seninle orda buluşuruz.
I'll go right there.
Hemen gidiyorum.
Yes, but I don't think Kendrick'll go there first.
Evet. Ama Kendrick'in ilk oraya gideceğini sanmıyorum.
- I have a question. - Guys, go back and get started. I'll be there in a sec!
Beyler, siz başlayın, hemen geliyorum.
Here, take that, and I'll... okay, there you go, darling.
Kurumuştur herhalde. Alabilirsin. Al bakalım tatlım.
Go to the hospital. I'll see you there, all right?
Hastaneye git, orada görüşürüz tamam mı?
Here, I'll just, uh- - there you go.
Dur, ben bunu...
There'll be other places for him to go. That's what I think.
Gidebileceği başka yerler olacak.
I'll admit this is interesting, But I'm not gonna go out there with you tonight.
Bunun ilginç olduğunu kabul ediyorum, ama bu gece seninle oraya gelmeyeceğim.
There you go, I'll dispose of it.
İşte bu kadar. Ben yok ederim.
And if I'm wrong, and Dr. Walker is there, then you'll have the satisfaction of looking him straight in the eye and telling him to go...
Eğer yanılıyor da Dr. Walker orada olursa o zaman gözlerine direk olarak bakıp "defol" deme zevkini yaşayacaksın.
Why don't you guys go ahead. I'll meet you there.
Çocuklar niçin siz gitmiyorsunuz.Sizinle orada buluşuruz.
Go ahead and pop open your trunk, we'll get these cases in there so I can cross you off my list.
Hadi bagaj kapağını aç da, şu kutuları koyup, seni listemden sileyim.
I'll go over there this evening and do it.
Bu akşam oraya gideceğim ve bunu yapacağım.
Look, I'll go down there.
Bak, oraya gideceğim.
Franco, I wasn't- - There is no better way... to measure how much you love someone than by how far you'll go to hurt them.
Franco, ben- - Sevdiğin birinden ne kadar uzak kalıp acı çekersen, onu o kadar çok sevdiğini öğrenmenin başka yolu yokmuş.
Go play, I'll be right there.
Ben hemen geliyorum.
Tell me where they are and how to get there and I'll order you to go.
Onların nerede olduklarını ve oraya nasıl gidileceğini bana söyle, size oraya gitmenizi emredeyim.
For the rest of your life, wherever you go, I'll always be there... just out of sight in the shadows. "
Sanki beraberliğimizin senin için hiç bir anlamı yokmuş gibi davrandın, ama bu yaptıkların seni sevmeme engel olmuyor. Hayatının geri kalanında nereye gidersen git gölgelerin içinde göremeyeceğin bir yerde her zaman seninle olacağım. "
There's a temple on a crescent shaped island... and if I go there on the solstice I'll be able to speak with him.
Bir adaya gitmeliyim. Gün dönümünde orada olursam, onunla konuşabilirim.
I'll go there now.
Şimdi oraya gidiyorum.
I'll die before I go back out there.
Oraya dönmeden ölüp gideceğim.
- Maybe over there. - I'll get it You think I have to go to the hospital?
Sizce hastaneye gitmem gerekir mi?
Now, you listen to me, Six, or whatever your name is I might not be able to get you where I want to go but I'll get your blood there.
Şimdi beni dinle, Altı, ya da adın her ne ise gitmek istediğim yere seni nasıl götürebileceğimi bilmiyorum ama kanını alacağım senin.
Don't go anywhere, I'll be there in a few minutes.
Bir yere gitme. Birkaç dakika sonra oradayım. Tamam.
You go out and I'll be right there.
Dışarı çık ben de orada olacağım.
Okay. I'll go there, and I'll call you.
Tamam.Ona gider ve seni ararım.
I need to go back there, so that I'll know what is wrong with me.
Oraya geri gitmeliyim, yani yanlışımın ne olduğunu bilmeliyim.
I'll take 3 days off work next month and we'll all go there together.
Önümüzdeki ay 3 gün izin alacağım ve hep beraber gideriz.
Tomorrow I promise I'll go there with you.
Söz veriyorum, yarın oraya seninle gideceğim.
I'll just go back down there and fix'em.
Aşağı inip düzelteyim.
We'll be able to look off into the distance and say, "Yeah. I'd like to go there," and then actually go and see what we find.
Uzağa bir yere bakıp "Evet, oraya gitmek istiyorum" diyebileceğiz, ve sonra gerçekten gidip ne bulduğumuza bakabileceğiz.
You go on, I'll be right there. Okay?
Sen git, ben geliyorum, tamam mı?
I'll go and make sure there's no-one around.
Ben, etrafta kimsenin olmadığına emin olmak için, bakmaya gidiyorum.
I'll go to Dante's and see if he'll let me stay there.
Dante'ye gideceğim, bakalım orada kalmama izin verecek mi.
I'll just go over there right now and put him straight.
Gidip de şuna bir ayar vereyim.
There you go. I'll take that.
İşte böyle.
I'll go over there later on.
- Sonra oraya gideceğiz.
I'd rather die then go back to that we'll find the child there's no alternative we'll find him Sonya
Geri dönmektense ölmeyi yeğlerim. Çocuğu bulacağız. Başka bir seçeneğimiz yok.
She's arrived, I'll go there and say I love her... we'll roll around on the bed and meet again in 15 days.
Gelmiş. Gidip onu sevdiğimi söyleyeyim. Yatakta sevişir, 15 gün sonra tekrar görüşürüz.
Go on, I'll be right there.
Hadi, ben size yetişirim.
I'm no good in interviews, but I've got enough chat to take me round the golf course, and maybe there'll be someone on the board who wants to go around the golf course.
Ben mülakatlarda iyi değilimdir, ama golf konusunda uzun uzun konuşabilirim ve belki jüride golften hoşlanan birisi çıkar.
- I'll go out there, I'll act all ferocious, and then you guys come over the beaver dam and rescue them.
- Gidip korkunç bir ayı gibi davranacağım. Sonra siz oraya gelip hanımları benden kurtaracaksınız.
I'll go there tomorrow and get the deposit back.
yarın gidip depozitoyu geri alacağım.
- I'll go down there and take a look.
- Aşağıya gidip bir göz atacağım.
Oh, you go on ahead. I'll be there in a minute.
Siz gidin, ben birazdan gelirim.
I'll gonna shove your head under there, go on.
Yoksa kafanı tutup ben sokacağım duşun altına.
Tomorrow morning I'll go down to the well To see if my honey's there
yarin sabah asagiya kuyuya gidecegim bebegim oradami diye gormeye onu esarbindan tutacagim
I'll go back to the staging area and coordinate from there.
Tamam, tekrar konuşlanma bölgesine gidiyorum. Orada koordine edeceğiz.
i'll go 1832
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go check it out 35
i'll go tomorrow 23
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56
i'll go first 231
i'll go by myself 33
i'll go with you 602
i'll go ahead 21
i'll go check it out 35
i'll go tomorrow 23
i'll go see 33
i'll go now 83
i'll go check 56