I'll see you in a bit translate Turkish
225 parallel translation
I'll see you in a bit,
- Tamam. - Görüşürüz.
I'll see you in a bit.
Birazdan görüşürüz.
I'll see you in a little bit.
- Tamam. Biraz sonra görüşürüz.
I'll see you in a bit.
Az sonra görüşürüz.
All right, I'll see you in a bit.
Tamam, birazdan görüşürüz.
I'll see you in a bit.
- Pekâlâ.
I'll see you in a bit, boy.
Birazdan görüşürüz, evlat.
So I'll see you in a little bit, okay?
Görüşürüz, tamam mı?
- All right, I'll see you in a bit.
- Sonra görüşürüz.
- Listen, I'll see you in a bit.
- Dinle, seninle biraz görüşeceğim.
I'll see you in a little bit.
Biraz sonra orada olurum.
I'll see you in a bit.
Sonra görüşürüz.
I'll see you in a bit.
- Tamam, birazdan yanındayım.
As much as I don't want to, I guess I'll go in my room and see if I can work a little bit. You don't feel silly in that room, huh, dear?
O odada kendini aptal gibi hissetmiyor musun canım?
Really. - I'll see you in a bit then.
- Az sonra görüşürüz o zaman.
- Okay, I'll see you in a bit.
- Tamam, Biraz sonra görüşürüz.
- I'll clean up and see you in a bit.
Temizleneceğim, birkaç dakika sonra görüşürüz.
I'll see you in a bit.
Birazdan dönerim.
I'll see you in a little bit.
Az sonra yanınıza geleceğim.
I'll see you in a bit, OK?
Tamam. Sonra görüşürüz, olur mu?
But we all have lives to lead, so let's move on with that, and I'll see you guys in a bit.
Ama sürdürmemiz gereken bir yaşam var.
I'll see you in a bit.
Tamam görüşürüz. Hoşçakal.
Wellll, if you uuhh, come back in just a little bit, Eric, I'll see if I can help you out. I just don't know what I'm gonna do.
Biraz içeri geçersen sana yardım etmeye çalışırım Eric.
Now this woman, I think you'll see a little bit of difference in terms of the nature of the expression What is striking is that we find that the muscle action on the lips is about the same intensity that
Bu kadın, göreceğiniz gibi, ifadeler anlamında biraz daha farklı. Burada çarpıcı bulduğumuz şey, dudaklardaki kas hareketlerinin aynı yoğunlukta olması.
- I'll see you in a little bit.
- Birazdan görüşürüz.
Uh, I'll see you in a bit, honey.
- Birazdan görüşürüz canım.
I'll see you in a bit.
Herhangi bir oda da olurdu.
- I'll see you there in a bit.
- Birazdan sizinle orada görüşürüz.
I'll see you in a little bit.
Birazdan görüşürüz.
Yes, I'll see you in a bit.
- Evet. Sizi birazdan görürüm.
Take the kids inside and I'll see you in a little bit.
Çocukları içeri götür, ben de birazdan geliyorum.
So, I'll see you in a little bit.
O zaman, kısa süre içinde görüşürüz.
I'll see you in a bit.
Birazdan görüşürüz. Hoşça kal.
I'll see you in a bit.
Hoşça kal.
I'll see you guys in a bit.
Yakında görüşürüz.
All right, I'll see you in a bit.
pekala, sonra görüşürüz.
Peter, we've a bit of a problem. You see, if Mr Blaney and I are caught outside instead of in there teaching, we'll both be for it, won't we?
Bay Blaney ve ben sınıfta ders vermek yerine burada yakalanırsak bu bizim için sorun olur, hak veriyorsun değil mi?
- I'll come see you in a bit.
- Birazdan gelip seni görürüm.
- I can't hear you, I'll see you in a little bit.
Tamam, sonra konuşuruz, kapatmalıyım.
I'll see you guys in a little bit.
- Evet. Biraz sonra görüşürüz.
I'll see you in a little bit.
Daha sonra görüşürüz.
All right, boys. I'll see you in a bit.
Tamam çocuklar, az sonra görüşürüz.
Thank you, I'll see you in a bit, okay?
Pekala, kulağa hoş geliyor. Teşekkürler, seni birazdan göreceğim, tamam mı?
I'll see you in a bit.
Seninle birazdan görüşürüz.
I guess we're gonna go have a cigarette, and we'll see you back up there in a little bit.
Galiba gidip sigara almamız gerekecek. Sonra seninle çıkışta görüşürüz.
Chill in my office, and I'll see you in a bit?
Büromda biraz dinlen. Birazdan yanına gelirim.
Guys, I got to hide. I'll see you in a bit.
Birazdan görüşürüz.
Look, I'll see you in a bit.
Birazdan görüşürüz.
but i'll tell you what, after seeing los angeles and this a-here story i'm about to unfold, well, i guess i seen somethin every bit as stupefyin'as you'd see in any of those other places,
Ama şunu söyleyebilirim Los Angeles'ı gördükten sonra ve anlatmak üzere olduğun hikâyenin ardından... tüm diğer o yerlerde sizi sersemletecek şeylerden birazını yaşadım. Üstelik hepsi İngilizceydi.
I'll let you see him in a bit, okay?
Birazdan görüşmene izin veririm tamam mı?
Anyway, I'll see you in a bit.
Her neyse, birazdan görüşürüz.