English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll tell him you're here

I'll tell him you're here translate Turkish

54 parallel translation
You wait here, I'll tell him you're here.
Burada bekleyin, geldiğinizi haber vereyim.
He'll be here in a few moments, and I've come to tell you that when you meet him... you're to say, "How do you do, gracious sir?"
Birkaç dakika içinde burada olacak, ve ben de onunla tanıştığın zaman "Nasılsınız, saygıdeğer efendim?" demeni söylemeye geldim.
You wait. I'll tell him you're here.
Geldiğinizi haber vereyim.
- I'll tell him you're here.
- Burada olduğunuzu söylerim.
I'll tell him you're here.
Geldiğinizi söylerim.
Jimmie'll call me, and I'll tell him you're here.
Jimmie gelir gelmez beni arar, geldiğinizi söylerim.
I'll tell him you're here and all right.
Burada ve iyi olduğunu söylerim.
I'll tell him you're here.
Geldiğinizi söyleyeyim.
I'll tell him you're here.
Geldiğinizi haber vereyim.
I'll tell him you're here.
Ben kendisine geldiğinizi söyleyeyim.
I'll wake Chico up and tell him you're here.
Senin geldiğini haber vermek için onu uyandıracağım.
I'll tell him you're here.
Burada olduğunuzu söyleyeceğim.
If you really want to see the advocate I'll tell him you're here.
- Avukat bugün seni sordu.
Well, if I see a lawyer on the road, I'll tell him you're here.
Yolda bir avukat görürsem burada olduğunu söylerim.
I'll tell him you're here.
Ona, burada olduğunu söyleyeyim. Kahve istermisin?
- Winslow, I'll tell him you're here.
- Winslow, ona burada olduğunu söyleyeceğim.
Just wait here a second, I'll tell him you're here.
Burada biraz bekle, ona burada olduğunu söylerim.
Wait for me, I'll tell him you're here.
Geldik. Bekle geldiğini söyleyeceğim.
- I'll tell him you're here.
- Burada olduğunuzu ona söylerim.
No, sir. I'll tell him that you're here.
- Hayır efendim, geldiğinizi haber vereyim.
I'll tell him you're here,
Burada olduğunuzu söyleyeceğim.
- I'll tell him you're here.
- Ona burda olduğunuzu ileteceğim.
I'll tell him you're here.
Geldiğini söylerim.
- I'll tell him you're here.
- Geldiğinizi ona bildiririm.
- I'll tell him you're here.
- Burda olduğunuzu ona söyleyeyim.
Yeah. I'll tell him you're here.
Evet, burada olduğunu ona söyleyeyim.
I'll tell him you're here.
Burada olduğunuzu haber vereyim.
I'll tell him you're here.
Geldiğini haber vereyim.
I'll just tell him you're here.
Burada olduğunu söyleyeceğim onlara.
Since you're devastating people... tell Gob I'll be telling the cops it was him in the truck... so he'll be joining me here.
İnsanları hüsrana uğrattığından beri... Gob'a söyle, polislere kamyonettekinin o olduğunu söyleyeceğim. Böylece o da yanıma gelecek.
- I'll tell him you're here.
- Burada olduğunuzu söyleyeyim.
But I'll tell him you're here.
Ama ona burada olduğunu söyleyeceğim.
What'll I tell him if he wakes up and you're not here?
Sen burada değilken o uyanırsa ben ne diyeceğim?
Wait wait, I'll talk to Samir and tell him you're here.
- Dur, Samir'le konuşup burada olduğunu söyleyeyim.
You're not leaving me here alone, are you? Tomás, wait. I'll call the inspector and tell him about the two killers.
Ben şefi arayıp, iki katil olduğunu söylerim
Take a look at him cause I'll tell you what, we drove a long way to get down here, I don't know when we're gonna get back.
Ona bir bak, çünkü sana şunu söylemeliyim ki, buraya çok uzun bir yoldan geldik, ne zaman geri döneceğimizi bilmiyorum.
WHY DON'T YOU HAVE A SEAT, AND I'LL TELL HIM YOU'RE HERE.
Siz oturun, ben de geldiğinizi söyleyeyim.
I'll tell him you're not here.
Burada olmadığını söylerim.
After the bell, I'll tell Mr. Pryzbylewski you're out here for him, OK?
Zil çalınca, Bay Pryzbylewski'ye beklediğinizi söylerim, olur mu?
I'll tell him you're here.
Burada olduğunuzu ona söyleyeceğim.
Oh, look, I'll go tell him you're here.
Gidip geldiğini söyleyeyim.
Look Edith, we're trying to protect Joey here, if you tell us where he is and we'll pick him up.
Ona izin verdim. Bak Edith, burada Joey'i korumaya çalışıyoruz. Eğer onun nerede olduğunu söylersen onu alırız.
He's in training right now. But I'll tell him you're here.
Şu anda eğitimde ama gelişinizi haber vereceğim.
I'll tell him you're here.
- Burada olduğunuzu söyleyeyim.
He's expecting you so, please... take a seat and I'll tell him you're here.
Sizi bekliyordu. Lütfen oturun, geldiğinizi haber vereyim.
I'll tell him you're here.
Burada olduğunuzu söyleyeyim.
and we will tell him this is my house, and you are guests, and he won't know I live here until after we're married, at which point, won't really matter, because I'll be living in a doctor castle.
Scott'a da burasının benim evim olduğunu ve sizin misafir olduğunuzu söyleyeceğiz. Böylece biz evlendikten sonra, ben doktorun kalesinde yaşamaya başladığımda yani artık önemi olmayacak bir zamana kadar gerçeği öğrenemeyecek.
I'll tell him you're here, OK?
Burada olduğunu ona söyleyeceğim.
I'll just call Dr. Muller and tell him that you're here.
Dr. Muller'ı arayacağım ve burada olduğunuzu söyleyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]