I'll wait in the car translate Turkish
172 parallel translation
I'll wait out in the car for you, half hour.
Seni arabada yarım saat bekleyeceğim.
Margaret, I'll wait for you in the car.
Margaret, seni arabada bekliyorum.
I'll wait for you in the lounge car. Fine, I'll meet you there in 10 minutes.
Sizi sigara vagonunda bekleyeceğim.
I'll wait for you in the car.
Seni arabada bekliyorum.
Wait in the car. I'll go get it.
Sen arabada kal, ben bulurum.
- I'll wait in the car.
- Arabada beklerim.
I'll leave the place first and wait in the car.
İlk ben çıkıyorum. Seni arabada beklerim.
I guess I'll go wait in the car.
Gidip, arabada bekleyeyim.
I'll wait in the car.
Ben arabada bekleyeyim.
I'll wait in the car.
Seni arabada bekleyeyim.
I'll wait for you in the car.
Seni arabada bekleyeceğim.
I'll wait in the car.
Arabada bekleyeceğim.
I'll wait in the car but I want to take the risk with you.
Arabada bekleyeceğim ama ben de seninle riske atılmak istiyorum.
I'll wait for you in my car, in the parking lot.
Seni yarın otoparkta, arabamda bekleyeceğim.
I'll wait for you in the car, captain.
Arabada seni bekliyorum, Kaptan.
I'll wait in the car.
Arabada beklerim.
Tell you what I'll drive you to the restaurant wait outside for you in the car and take you home.
Bak ne diyeceğim seni restorana bırakayım dışarıda arabada bekleyeyim ve sonra seni eve bırakayım.
I'll wait in the car.
Arabada bekliyorum.
i'll wait in the car.
Arabada olacağım.
- I'll wait in the car.
- Ben arabada bekleyeceğim.
I'll wait in the car.
Ben arabadayım.
I'll go wait in the car!
Ben arabada beklemeye gidiyorum!
Go into the store, and I'll wait in the car.
Sen dükkana git, ve ben arabada bekliyeyim.
Why don't you go into the store, and I'll wait in the car?
Neden sen markete gitmiyorsun da, ben arabada beklemiyorum?
I'll be in the car, okay? Wait a minute, Sooze.
- Sarhoş bir hâlde köşede.
- I'll wait in the car.
- Arabada bekleyeceğim.
I'll go wait in the car.
Ben gidip arabada bekleyeceğim.
Well, obviously you are very busy, dear. So I'll--I'll just wait in the car.
Çok meşgul olduğun belli, hayatım o yüzden ben arabada beklerim.
I'll wait in the car.
Ben arabada beklerim.
- I'll wait in the car.
Arabada bekliyor olacağım.
I'll wait in the car, of course, but, you know, you go in and then... say it.
Ben araba da beklerim, tabii, ama sen içeri girip... söylersin.
I'll wait for you in the car, Bobby.
Bobby, seni arabada bekleyeceğim.
Well, why don't you go wait in the car? I'll bring you some Goobers.
Neden gidip arabada beklemiyorsun?
I'll wait in the car.
Aşağıda arabada beklerim aşağı inersen gelirsin.
I'll be waiting in the car. I'll wait for you.
Arabada bekliyor olacağım. Sizi bekleyeceğim.
- I'll wait for you in the car.
- Seni arabada bekleyeceğim.
Go. I'll wait in the car.
Haydi git, ben arabada bekleyeceğim.
I'll wait in the car.
Ben arabada bekliyorum.
Today I'll wait in the car, I think.
Bugün arabada bekleyeceğim.
I'll wait for you in the car.
Sanırım gidip biraz arabada oturacağım.
I'll wait in the car.
Ben arabada bekleyeceğim.
Okay, I'll wait for you in the car.
Tamam. Ben seni arabada bekliyorum.
I'm late to Sunday dinner with the family. You'll have to wait in the car until I can send you back.
Ailemle pazar yemeğine geç kaldım o yüzden seni geri gönderebilene kadar arabada bekle.
- Wait in the car, and I'll go get them.
- Arabada bekle.
- Great. I'll wait in the car.
Arabada bekliyorum.
I'll wait in the car. Whenever you're ready.
Sen kendini hazır hissedene kadar Arabada bekliyorum.
Hey, why don't I wait in the car, I'll let the two of you maybe talk in private?
Hey Vic, neden arabada beklemiyorum, özel görüşmenize izin verebilirim.
- I'll go wait in the car. - Oh, look.
- Arabada bekleyeceğim.
How about if we stop in front of the store I'll run in, get the video game, and you wait in the car?
Dükkanın önünde duralım ve ben bir koşu gidip video oyununu alayım. Bak ne diyeceğim. Sen de arabada bekle.
Oh, I'll... I'll wait in the car.
Ben arabada beklerim.
I'll wait for you down in the car.
Ben arabada bekleyeceğim.