English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm afraid

I'm afraid translate Turkish

31,156 parallel translation
We have no soul to induct yet, I'm afraid.
Korkarım henüz elimizde üyeliğe alınacak bir ruh yok.
And I'm afraid I have some more bad news for you.
Ve korkarım senin için başka kötü haberlerim de var.
Yeah, I'm afraid I'm a little booked up today.
Bugün biraz meşgul gibiyim.
I'm afraid it's going to have to wait, Your Highness.
Bunun beklemesi gerekiyor, Majesteleri.
See, I'm afraid you'd just be a distraction.
Korkarım ki sen sadece dikkatimi dağıtırsın.
Not so much I'm afraid of her.
Ondan korkuyorum denmez.
I'm afraid of that eternal damnation preview she gave me when she got in my head.
Kafama girdiğinde bana verdiği sonsuz lanet görüntüsünden korkuyorum.
I'm afraid it's this or nothing.
Ya bu olacak ya da hiç.
I'm afraid we can't wait.
Ne yazık ki bekleyemeyiz.
Wonderfully vague, but you'll have to be a tad more specific, I'm afraid.
Ama daha net olmalısın. Sana ihtiyacım vardı.
I'm afraid you have the wrong idea.
Korkarım yanlış bir fikre kapıldın.
No, I'm afraid I shall not be coming with.
Hayır, maalesef seninle gelemeyeceğim.
Afraid I have a confession to make.
Korkarım ki, bir şey itiraf edeceğim.
Not my finest hour, I'm afraid.
Maalesef pek iyi zamanımda değilim anlayacağın.
My eyes are so dry, but I'm afraid to blink.
Gözlerim çok kurudu ama kırpmaya korkuyorum.
You know, I'm not afraid to die, but killing an injured man, that's a dirty play, even for you.
Ölmekten korkmadığımı biliyorsun ama yaralı bir adamı öldürmek senin için bile adice.
That's what I'm afraid of.
Ben de bundan korkuyorum.
I know you're afraid, sweetie. You should be.
Korktuğunu biliyorum tatlım.
I'm afraid it's not good news.
Maalesef haberler kötü.
I was afraid that my daughter will be his victim. I was scared.
Kızım da onun kurbanı olacak diye korktum.
More than once, I'm afraid.
Ne yazık ki, birden fazla.
Uh, I'm afraid there might be some vomiting involved.
Etkisindeyken kusma olabileceğinden korkuyorum.
I'm almost afraid to ask this, but everybody saw that, right?
Sormaya korkuyorum ama bunu herkes gördü değil mi?
I think it's a, sort of, inclination to be afraid of what you don't know or understand, and I think it's people scared of the future.
Bence, bilmediğim ya da anlamadığım şeylere karşı bir çeşit yatkınlık, ve bence gelecekten korkanlar insanlar.
My student's been using it, and I'm afraid it's changing him.
Öğrencim onu kullanıyordu ve korkarım ki onu değiştirdi.
I'm afraid I can't let you go with the rest of them.
Korkarım senin diğerleriyle gitmene izin veremem.
I'm afraid Butch is right.
İlk defa.
I'm afraid you won't be able to attend.
Maalesef törene katılamayacaksınız.
Is that what you think? That I'm afraid?
Gerçekten korktuğumu mu düşünüyorsun?
I'm afraid the second study proves otherwise.
İkinci deneyin sonucuna bakılırsa öyle bir şey yok.
He says I'm refusing the badge because I'm afraid.
Rozeti korktuğum için reddettiğimi düşünüyor.
I'm afraid to ask.
Sormaya bile korkuyorum.
What is going on? I'm afraid your evening has been hijacked, Mr. Mayor.
Akşamınız yarıda kalacak sanırım Sayın Başkan.
I'm afraid your evening has been hijacked.
- Korkarım ki akşamınız ele geçirildi.
I'm afraid I wasn't very helpful.
- Maalesef fazla yardımcı olamadım.
Afraid I can't do that.
- Maalesef karıştırmak durumundayım.
Afraid I don't have enough free will left in the tank for that.
Korkarım bunu yapacak kadar özgür iradem yok.
You think I'm afraid of fire because Damon left me in a fire.
Damon beni alevlerin arasında bıraktı diye ateşten korkacağımı mı düşünüyorsun?
I'm afraid we're not gonna be able to stay very long.
Korkarım çok uzun kalamayacağız.
There aren't enough cheesy noodles in the universe to fix all that, I'm afraid.
Ne yazık ki evrende bunu düzeltebilecek kadar peynirli noodle yok.
Not even close, I'm afraid.
- Ne yazık ki alakası bile yok.
So, I'm afraid that's all we've got time for today.
Korkarım ki bugünlük buraya kadar.
I'm afraid that's not possible. Oh, but it is.
- Korkarım ki bu artık mümkün değil.
I'm afraid I'll have to insist.
Korkarım ısrar etmek zorunda kalacağım.
- Oh, I'm afraid that's my fault.
Oh, benim hatam maalesef.
I'm afraid I don't drink whiskey.
Korkarım ki viski içmiyorum.
Murder's not on the table, I'm afraid.
Korkarım ki teklifimiz öldürmek değil.
I'm afraid the offer you're referring to is no longer on the table.
Korkarım ki bahsettiğiniz teklif artık geçerli değil.
I was like every little kid... afraid of monsters.
Her küçük çocuk gibi canavarlardan korkardım.
I'm afraid I don't understand, Ed.
Sanırım anlamadım, Ed.
I'm afraid I don't understand the question.
Galiba soruyu anlamadım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]