I'm afraid that translate Turkish
4,856 parallel translation
I'm afraid that Dr. Torres and my B.C.I. work is all-consuming.
Korkarım ki Dr.Torres ve benim çalışmam bütün zamanımı alıyor.
- but I'm afraid that...
- fakat korkarım ki...
Well, I hope it's not me that you're afraid of.
Umarım korktuğun ben değilimdir.
Whereas I was afraid that perhaps Harry would just leave and abandon me. I always lived in that constant fear.
Ben de bu yüzden Harry beni bırakacak diye korkardım.
I'm afraid that you're nothing more than a common drug dealer.
Korkarım sıradan bir uyuşturucu satıcısından farkınız yok.
Oh, I'm afraid I can't wait that long.
Sanırım o kadar bekleyemem.
I'm afraid that he has taken her.
Korkarım ki onu kaçırdı.
- I'm afraid I can't do that.
- Maalesef bunu yapamam.
I'm afraid... That's why you should teach him patiently and turn him into a virtuous being
Korkarım ki ne gerekiyorsa sabırla onu eğitmelisin.
I'm afraid that will stain.
Korkarım leke yapacak.
I'm afraid that's the last of the laudanum.
Bu, ilacın son kalanı.
Calvin, I'm afraid they went with another jock on Musket Man but there's a filly that might qualify.
Calvin, Musket Man için başka bir jokey bulmuşlar ama bir at daha var.
That's why. I'm not afraid of anyone.
Ben kimseden korkmuyorum.
I'm afraid I can't do that... because I was sent here for you.
Üzgünüm ama bunu yapamam çünkü seni görmek üzere gönderildim.
And I'm afraid that fireworks was probably a tactical mistake.
Ve korkarim havai fisekler taktiksel bir hataya...
Because I'm afraid, Mr. Bold, that the issue is not whether Vaucan may represent a threat to the company.
Maalesef Bay Bold olay Bay Vaucan'ın şirket için tehdit olup olmadığı değil.
I'm truly afraid that there could be a malevolent entity at work here.
Burada çalışmalarda kötü niyetli bir varlık olabileceğinden korkuyorum.
Now, look, I respect your Naïveté, uh but I'm afraid that this deal only happens one way.
Saflığınıza saygı duyuyorum ama korkarım anlaşma sadece tek bir şekilde yapılabilir.
I'm afraid I'm gonna have to cancel that order.
Korkarım, siparişi iptal etmek zorunda kalacağım.
Well, I understand why you'd think that, but something you should know is that I have hundreds of employees and I guess a pretty large portion of them I've never met, and I'm afraid your daughter is one of them.
Neden böyle düşündüğünüzü biliyorum, ama bilmeniz gereken bir şey yüzlerce çalışanımın olduğu ve sanırım çok büyük bir kısmıyla hiç tanışmadım, ve sanırım sizin kızınız da onlardan biri.
I told myself that it was because I was afraid to scare her... but really... it was because I was afraid to watch her say her goodbyes because I just didn't want it to be real.
Korkmasından çekindiğim için böyle yaptığımı söyleyip durdum kendime. Ama aslında "hoşça kal" diyişini izlemekten korkmuştum. Gerçek olmasını istemiyordum.
I'm afraid that once it enters the bloodstream... the effect is irreversible.
Korkarım ki, kan dolaşımına bir kez girdiğinde etkisi önlenemez.
No, I'm afraid that we'll lose this chance.
Hayır, bu fırsatı kaçıracağımızdan korkuyorum.
I'm the kind of guy that you should be afraid of.
Ben korkman gereken bir adamım.
I'm afraid that's me, darling.
Korkarım benim, hayatım.
I'm afraid that I'm gonna have to ask you to leave.
Korkarım ki gitmenizi isteyeceğim.
Do that for me and I'm afraid that's all.
Benim için bunu yaparsan korkarım hepsi bu kadar.
Er... I am afraid that is a question we have yet to answer, sir.
Korkarım bu sorunun cevabını henüz bulamadık, efendim.
No, sir, I'm afraid I shan't be doing that.
Hayır, efendim, maalesef bunu yapmayacağım.
I'm afraid that won't work.
Korkarım bu işe yaramaz.
I'm afraid there just haven't been any surgeons who are willing to take that chance.
Ne yazık ki hiçbir cerrah bu riski göze almıyor.
I'm afraid I'm not at liberty to discuss that.
Üzgünüm bunu açıklama iznim yok.
Well, you'll live long and I'm afraid that won't happen any time soon.
Korkarım çok uzun zaman yaşayacağın için bu yakın bir zamanda olmayacak.
I'm afraid that's the sad, uncomfortable truth.
Üzgünüm ki, rahatsız edici gerçek bu.
I'm afraid I can't do that, and here's why.
Korkarım bunu yapamam. Sebebini söyleyeyim.
I'm afraid I can't sign that, ma'am.
Korkarım ki bunu imzalayamam bayan.
I'm afraid that's not possible, Jimmy.
Korkarım bu imkansız, Jimmy.
Perhaps say instead, 'How lucky I am that I am not broken by what has happened and I'm not afraid of what is about to happen.'
"Belki de bunun yerine'Ne kadar şanslıyım ki olanlar beni yıldırmadı ve bundan sonra olacaklardan da korkmuyorum.'demelisin."
Uh, yes, ma'am, we will take pictures, but I'm afraid shooting the son of a bitch is not a service that we currently offer.
Elbette, hanımefendi. Resim çekiyoruz. Ama ne yazık ki aşağılık herifin resmini çekmek hizmet standartlarımızda yer almıyor.
Vadim, I'm afraid Ivan would not have that.
Vadim, korkarım ki İvan bunu kabul etmezdi.
That's all well and good, but... I'm afraid I'm fresh out of ideas.
Çok güzel de ne yazık ki hiçbir fikrim yok.
I'm afraid that's, er... kind of ambiguous.
Maalesef dönüp dönmeyeceği konusu belirsiz.
Sweetheart, I know that we haven't been getting along lately, but you should never be afraid to talk to me.
Tatlım, biliyorum son zamanlarda pek geçinemiyoruz ama benimle konuşmaktan hiçbir zaman korkmamalısın.
Due to the circumstances surrounding your condition, I'm afraid that our information is extremely limited.
Durumunu çevreleyen şartları göz önüne alırsak ne yazık ki bizim bildiklerimiz de oldukça kısıtlı durumda.
I'm afraid that's not possible right now.
- Korkarım bu şu anda mümkün değil.
I'm afraid there's nothing I can do about that.
Korkarım bu konuda yapabileceğim bir şey yok.
I'm afraid I can't do that.
- Maalesef bunu yapamam.
You'll have to get me the flight record of that drone that was hijacked, I'm afraid, and there's your proof.
Ele geçirilen İHA'nın uçuş kaydını getirmek zorundasınız korkarım, size o kanıtı bulurum.
Yeah, I'm afraid I can't trace a call from that line but I can start looking into the pigs.
Maalesef o hattaki çağrıları izleyemeyiz ama domuzları araştırmaya başlayabilirim.
And now I'm afraid that you might die.
Ve şimdi ölebilirsin diye korkuyorum.
That's pending the decision of the board, but I'm afraid it's fairly certain.
Karara bağlanmamış yönetim hükmü ama korkarım makul derecede kesin.
i'm afraid that won't be possible 18
i'm afraid that's not possible 47
i'm afraid that's impossible 27
i'm afraid i can't 43
i'm afraid i don't 54
i'm afraid i can't help you 20
i'm afraid i don't understand 28
i'm afraid it is 59
i'm afraid of heights 16
i'm afraid not 623
i'm afraid that's not possible 47
i'm afraid that's impossible 27
i'm afraid i can't 43
i'm afraid i don't 54
i'm afraid i can't help you 20
i'm afraid i don't understand 28
i'm afraid it is 59
i'm afraid of heights 16
i'm afraid not 623