I'm afraid that won't be possible translate Turkish
36 parallel translation
Well, I'm afraid that won't be possible.
Şey, korkarım bu mümkün değil.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım bu mümkün değil.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki bu mümkün değil.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım bu mümkün olmayacak.
I'm afraid that won't be possible.
Ne yazık ki bu mümkün değil.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki bu pek mümkün olmayacak.
I'm afraid that, uh... won't be possible.
Maalesef bu mümkün olmayacak.
- I'm afraid that won't be possible.
- Korkarım mümkün değil.
- I'm afraid... no, that won't be possible.
- Hayır. Maalesef olmaz. Mümkün değil.
You know, I-I believe she indicated to my daughter Claire, that she wanted to return the dress you purchased for her, but I'm afraid that won't be possible, since it's been altered.
Sanırım kızım Claire'e... " Seni bulabilirim. Bu zor değil.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım bu mümkün değil
Oh, I'm afraid that won't be possible, sir.
Korkarım bu mümkün değil, efendim.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki, bu mümkün değil.
That won't be possible just yet, I'm afraid.
Şimdilik bu mümkün değil, sanırım.
- I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki öyle bir şey mümkün olmayacak. O zaman mümkün kıl.
I'm sorry, I'm afraid that won't be possible.
Üzgünüm ama buna izin veremem.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım mümkün değil.
I'm afraid that won't be possible.
- Ne yazık ki olası değil.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki böyle bir şeye imkân yok.
Can I go? I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki bu mümkün değil.
I'm sorry. I'm afraid that won't be possible.
Üzgünüm ama buna izin veremem.
I'm afraid that won't be possible.
Korkarım ki bu mümkün olmayacak.
I'm afraid that won't be possible, John.
Korkarım ki bu mümkün değil, John.
I'm afraid that won't be possible, Inspector.
Korkarım ki bu mümkün olmayacak Müfettiş.
I'm afraid that won't be possible, cause Will finally agreed to put up my sign disavowing women.
Korkarım, mümkün değil. Çünkü Will, en sonunda kadınları reddetme tabelamı koymayı kabul etti.
I'm afraid that won't be possible. You just said she was here.
Korkarım bu mümkün değil.
I'm afraid that won't be possible, Raza.
Korkarım bu mümkün olmayacak Raza.
- I'm afraid that won't be possible.
- Korkarım bu mümkün olmayacak.