English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm an expert

I'm an expert translate Turkish

758 parallel translation
I'm an expert.
Bu konuda uzman sayılırım.
I'm talking to you as an expert.
Bir uzman olarak konuşuyorum.
In the second place, I'm an expert card player.
İkincisi de ben iyi bir oyuncuyum.
I'm an expert. How'd you guess?
- Uzmanıyım, nasıl bildin?
Let me warn you I'm armed and I'm an expert shot.
Silahlı ve usta bir vurucu olduğum konusunda sizi uyarayım.
He acted just like he was loco, but I was an expert, of course.
Bir Loco gibi davrandı. Ama ben bir uzmandım.
I was an expert behind that fountain.
O tezgahın arkasındaki ustaydım.
- I'm an expert!
- Ben bu konuda uzmanımdır!
I won't pretend that I can discuss lands and grooves... with the authority of an expert... but to the untutored eye, even to the eye of an expert... these two bullets would seem identical.
Bir uzmanın otoritesiyle yuvaları ve setleri tartışabilirmiş gibi davranmayacağım ancak eğitimsiz bir göze, hatta bir uzman gözüne bile bu iki mermi aynı görünürdü.
Jeffords, I'm an expert on open warfare.
Jeffords, ben açık alanda savaş konusunda uzmanım.
I'm an expert on thejapanese. That's the only reason you're not in the brig. Well?
Hapiste olmamanın tek sebebi bu.
I'll read this slowly and distinctly... because I want the court to know that you are second to none, that you are an expert in palmistry, table-tipping and the reading of tea leaves.
Bunu yavaş ve anlaşılır şekilde okuyacağım... Mahkemenin, sizin, el falı, iskambil ve kahve falında, ne kadar iyi olduğunuzu anlamasını istiyorum.
Look. I'm an expert at being a fool.
- Ben aptallık etmekte uzmanım.
How do you think I became such an expert on honeymoons?
Balayıları konusunda nasıl uzmanlaştım sanıyorsunuz?
I consulted an expert and found out what she really said was, she wished for me a great love.
Bir uzmana danıştım, bana ne dediğini açıkladı. O gece bana büyük bir aşk dilemiş.
- Today, I'm an expert comptometer operator.
- Hesap uzmanıyımdır.
Well, I ought to know, I'm an expert on tramps.
En iyi ben bilmeliyim. Sokak kızlarına aşinayım.
I thought you were an expert, or something.
Sanırım sen uzman gibi bir şeysin.
I'm an expert on saloons.
Barlar konusunda uzmanım.
So, naturally I figured you're an expert.
Bu konuda uzman olduğunu sanmıştım.
WELL, I'M KIND OF AN EXPERT ON CH I LDREN.
Sessiz tipler olsun, gürültücüler olsun, hepsinden anlarım.
I have an expert.
Bana sır işlemez. Benim bir uzmanım var.
Honey, I'm an expert at pretending to have fun.
Birden fazla. Teksaslı petrol devi? Washington'lu sansar?
I'm not an expert, but it looks valuable.
Uzman değilim ama değerli bir şeye benziyor.
Only before I can be quite sure I need the expert opinion of an art dealer.
Yalnız tam emin olmadan önce, bir güzel sanatlar uzmanına danışmam lazım.
What do I do? - Improvise. You're an expert.
- Baştan savma işler uzmanı mı yani?
I'm an expert donkey driver.
Ben uzman bir eşek sürücüsüyüm.
Listen, I'm sure you're an expert taxi driver... and I don't mean to belittle your profession... but why should I listen to your opinion on art?
Bakın, eminim çok iyi bir taksi şoförüsünüzdür benim de mesleğinizi aşağılamak gibi bir niyetim yok ama sizin sanat konusundaki fikrinizi neden dinleyeyim?
With your permission, Herr Field Marshal, I would like to produce an expert of my own.
İzninizle Mareşal, kendi uzmanımı çağırmak istiyorum.
So it looks to me and I'm an expert.
- Bana öyle geliyor ve ben bir uzmanım.
Then again, I'm not an expert.
Ama bu işin uzmanı değilim.
- Because I'm not an expert... Officer!
- Çünkü ben uzman değilim memur bey!
I'm an expert.
Ben uzmanım.
I hold an A-7 computer expert classification, commodore.
A7 bilgisayar uzmanlığım var.
They sent me here to make a radio program about your Institute, and I need an expert to advise me.
Buraya enstitünüz hakkında bir radyo programı yapmak için gönderildim ve bana tavsiyelerde bulunacak bir uzmana ihtiyacım var.
I'm an expert in ancient civilizations.
Eski uygarlıklar uzmanıyım.
Uh, you know, I hate to say it, but it looks like it was done by an expert, at least. I'd just like to say, sir, I'm just sick of this...
Söylemekten nefret ediyorum ama bu iş hiç değilse bir uzman tarafından yapılmış gibi görünüyor.
Right, we're going to talk about divorce, about which I'm an expert.
Doğru, boşanmaktan konuşacağız ki bu da benim uzman olduğum bir konu.
I'm an expert on the whole subject.
Bütün konuda uzmanım.
I think that after we first consult with an expert... let's say the professor of toxicology, Mr. Sakelariou... who must, of course, also assume legal responsibility.
Sanırım, önce bir uzmanla görüştükten sonra... mesela toksikoloji profesörü, Bay Sakelariou ile... ki kendisi, elbette, yasal sorumluluğu üstlenmeli.
As you may know I sit on the government - appointed commission Perspective 2000 as an expert on steel.
Haberiniz vardır hükümetin kurduğu bir komisyon olan Perspektif 2000'de çelik uzmanı olarak görev yapmaktayım.
I'm an expert in haute cuisine, and you?
Yüksek zümre mutfağında uzmanım, ya sen?
I'm an expert.
Ben bir uzmanım.
I'm an expert.
İşimin uzmanıyımdır.
Sorry I sounded like an expert on your battle.
Affedersiniz, sizin mücadelenizi çok iyi biliyormuş gibi anlattım.
I'm an expert
Ben bir uzmanım.
Leave it to me, I'm an expert.
Bana bırak. Ben bir uzmanım.
Besides being a dilettante in the studies of alchemy, which almost led me to increase the volume of mercury, I am an expert in divination. Take this.
Simya çalışmalarına meraklı biri olmamın yanı sıra ki bu neredeyse cıvanın hacmini arttırmama yol açıyordu falcılık konusunda da uzmanım.
Lamarr, I thought you were an expert at this.
Lamarr, senin bu işte uzman olduğunu sanmıştım.
I'm really not an expert on the Occupation.
İşgal konusunda uzman sayılmam.
I have encountered many a famous swordsmen And can talk my way through like an expert
Bir çok ünlü silahşörü tedavi etmiştim işte büyüzden, sanki uzmanmışım gibi konuşuyorum

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]