English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm at the end of my rope

I'm at the end of my rope translate Turkish

55 parallel translation
I'm about at the end of my rope.
Gücümün sonuna geldim.
I guess I'm at the end of my rope.
Galiba yolun sonuna geldim.
A week ago, I was at the end of my rope.
İpin ucundaydım.
I'm at the end of my rope. I...
Yolun sonuna geldim.
I'm at the end of my rope.
Sabrım tükenmek üzere.
I'm at the end of my rope.
Burama kadar geldi.
Miss Fellowes, I've just confessed to you that I'm at the end of my rope.
Bayan Fellowes, daha şimdi çaresiz durumda olduğumu itiraf ettim.
Yes. I'm at the end of my rope.
Affedersiniz Efendim, Evinizde neler oluyor acaba?
I'm at the end of my rope, Howard.
Dananın kuyruğu koptu, Howard.
I'm at the end of my rope.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
I'm at the end of my rope.
Hiç çıkış yolum kalmadı.
Mother, I'm at the end of my rope!
Anne, çaresiz durumdayım!
Father, I'm at the end of my rope.
Peder, sabrım tükendi.
I'm at the end of my rope, Walter.
Yapabileceklerim bu kadar Walter.
Not long before I met you, I was at the end of my rope. I was ready to give up.
Seninle tanışmadan uzun zaman önce değil... yolumun sonundaydım ama... ben vazgeçmeye hazırdım.
Well, I'm in the middle of a trial. I'm at the end of my rope. I'm gonna go get some sleep.
Bir davanın ortasındayım ve ne yapacağımı bilemez hâldeyim.
I'm really at the end of my rope right now.
Gerçekten çok çaresiz durumdayım.
I'm at the end of my rope, okay?
Yolun sonundayım zaten, tamam mı?
Yeah, I'm fine. I'm just, you know... kind of at my rope's end about... where we were gonna go, but... I mean, if the apartment is as big as you say, then...
İşin aslı sadece nereye gideceğim konusunda biraz sıkıntıdayım.
You know, Lizzie, I'm at the end of my rope.
Biliyor musun, Lizzie, artık benim gücüm bitti.
I'm at the end of my rope.
Başarmak mı? Artık yolun sonuna geldim.
I'm at the end of my rope here.
Sabrım taşmış durumda.
I'M AT THE END OF MY ROPE.
Artık sabrım kalmadı.
I'm at the end of my rope.
Direnme gücümün sonundayım.
And I feel like I'm at the end of my rope.
Sanki hiçbir şeye tahammülüm kalmıyor.
'CAUSE I'M AT THE END OF MY ROPE.
Çünkü limitimin sonuna geldim.
Kandi, I am at the end of my rope.
Bak Kandi, boğazıma kadar battım.
I'm at the end of my rope, tracy jordan.
Sabrım taşmak üzere, Tracy Jordan.
I'm drained, at the end of my rope.
Tükendim ben artık.
Don't do this. I am at the end of my rope. I wish I could help you, Lynette.
Lütfen bunu yapma şu anda çok zor durumdayım.
I'm just- - I'm at the end of my rope.
Ben sadece bir ipin ucundayım.
He is out of control and I am at the end of my rope.
Kontrolden çıktı ve benim sabrım tükeniyor.
I'm also at the end of my rope.
Dinle, benim de halim kalmadı.
! I'm almost at the end of my rope!
Sınırlarıma ulaştım artık.
I'm at the end of my rope.
Çünkü ben sabrımın sonuna geldim.
Well, I'll examine anyone's dark places for that woman. I'm at the end of my rope.
O kadın için herkesin ücra köşelerine bakarım ama ben de bitap düştüm.
I'm at the end of my rope.
İpim bitti.
I'm at the end of my rope.
Sabrım taştı artık.
Because I am at the end of my rope.
Sabrım taşmak üzere çünkü.
I'm at the end of my Lauren Zises rope.
İplerim Lauren Zises'in ellerinde.
I love him so much, but I'm at the end of my rope.
Onu çok seviyorum. Ama artık burama kadar geldi.
Necla, I'm at the end of my rope.
Necla, sabrımın sınırındayım.
I'm at the end of my rope.
Sabrımın sınırındayım.
I'm at the end of my rope.
Yolun sonuna geldim.
I hate to do this, but, uh, I'm kind of at the end of my rope.
Bunu yapmayı hiç istemezdim ama başka hiçbir çarem kalmadı.
I've tried to be patient with you, but I am at the end of my rope.
Sana karşı sabırlı olmaya çalıştım ama sabrımın sınırına geldim artık.
Stop it, Kahraman. I'm at the end of my rope as it is.
Dur oğlum, dur!
I'm about at the end of my rope.
Kayışı atmak üzereyim.
Honestly, I'm at the end of my rope.
Dürüst olmak gerekirse, sabrımın sınırlarındayım.
- I'm at the end of my rope, if I'm being honest.
Dürüst olmam gerekirse artık sabrım kalmadı.
I'm just kind of at the end of my rope here, Becca.
artık sabrım taşıyor, Becca.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]