I'm doing this for your own good translate Turkish
39 parallel translation
I'm doing this for your own good.
Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Believe me, Spencer, I'm doing this for your own good.
Bana inan Spencer, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Look, let's just say I'm doing this for your own good, okay?
Bak, bu yaptıklarım senin kendi iyiliğin için, tamam mı?
Come on, Roz! I'm doing this for your own good.
Bırak şunu Roz.
I'm doing this for your own good.
Bunu kendi iyiliğiniz için yapıyorum.
- I'm doing this for your own good.
- Bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum.
Apparently, I'm doing this for your own good.
Belli ki, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
You have to understand. I'm doing this for your own good.
Anlamalısın ki, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Someday, you'll understand. I'm doing this all for your own good.
Bir gün, bu yaptığımın senin iyiliğin için olduğunu anlayacaksın.
Trust me, I'm only doing this for your own good.
İnan bana bunu senin kendi iyiliğin için yapıyorum.
I'm doing this for your own good, Nai.
Bunu senin kendi iyiliğin için yapıyorum, Nai.
You may not believe it, but I'm doing this for your own good.
Bana inanmayabilirsin ama bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum.
Penny, I'm doing this for your own good.
Senin iyiliğin için yapıyorum Penny.
I'm doing this for your own good!
Bunu senin iyiliğin için yapıyorum!
I'm doing this for your own good, I swear.
Bunu senin iyiliğin için yapıyorum. Yemin ederim.
I'm doing this for your own good.
Bunu kendi iyiliğin için yapıyorum.
I'm doing this for your own good, Mrs. Marbury.
- Bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum, Bayan Marbury.
I'm doing this for your own good.
Bunu iyiliğiniz için yapıyorum.
Because... whether you like it or not, I'm doing this for your own good.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
I'm doing this for your own good.
Bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum.
Trust me, I'm doing this for your own good.
Bana güvenin. Bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum.
I'm doing this for your own good, Clarke.
Bunu kendi iyiliğin için yapıyorum Clarke.
I'm doing this for your own good, I swear.
Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Yeah, that's true. But I'm doing this for your own good.
Ama bunları iyiliğin için yapıyorum.
I'm doing this for your own good ; you're not ready.
Senin iyiliğin için yapıyorum, sen hazır değilsin.
Ilyana, I'm doing this for your own good and Katya's.
Ilyana, bunu hem senin hem de Katja'nın iyiliği için yapıyorum.
- I'm doing this for your own good.
- Bunu iyiliğin için yapıyorum.
And I'm only doing this for your own good.
Ve bunu kendi iyiliğin için yapıyorum.
You could have said, "Hey, there's a freak on the loose, and I'm doing this for your own good."
Şöyle diyebilirdin : "Kaçak bir yaratık var, bunu senin hayrına yapıyorum."
I'm doing all this for your own good, because I love you.
Bunlar senin iyiliğin için çünkü seni seviyorum.