English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm done with him

I'm done with him translate Turkish

191 parallel translation
I'm done with him.
Onunla artık işim olmaz.
All right, I'm telling you this because well, once a man lets me down, I'm done with him.
Peki. Sana bunları söylüyorum çünkü yüzümü bir kez kara çıkaranla işim biter.
Sammy, help me out, I'm done with him.
Sammy, ona sen laf yetiştir, Nefesim tükendi. Bana göre...
JESSIE : When I'm done with him he'll eat out of my hand.
Onunla işim bitince yemeğini benim elimden yiyecek.
I have done nothing with him as yet, but I do have plans for him.
Ona bir şey yapmadım ama kendisiyle ilgili planlarım var.
I fear all we have done is to awaken a sleeping giant and fill him with a terrible resolve.
Yaptıklarımızdan dolayı tek korkum uyuyan bir devi uyandırmış ve onu korkunç bir hınçla doldurmuş olmaktır.
No matter what he's done, I must play fair with him.
Ne yapmış olursa olsun, ona karşı dürüst olacağım.
I think I have done all that can be done with him.
Onunla mümkün olan her şeyi yaptım.
I wait for him here, alone with my pain, as I always have done.
Acımla başbaşa, onu burada bekliyorum, herzaman yaptığım gibi.
I think we should discuss what should be done with him.
Sanırım onu ne yapacağımıza karar vermeliyiz.
Tell him to wait for me until I'm done with work.
Söyle ona beni beklesin paydos edene kadar.
if brian removed the extra planets, i'm sure she would let him compete with his classmates, and there'd be no harm done.
Eğer Brian ekstra gezegenleri çıkarırsa, Eminimki sınıf arkadaşlarıyla yarışmasına izin verir. Ve bunun bir zararı olmaz.
I know what he's done, but when I'm with him
Yaptıklarını biliyorum.
I am done with him.
Onu aklımdan çıkardım.
When I'm done with him he'll be a twitchy little stain on the floor.
Onunla işim bittiğinde... yere yapışmış, can çekişen küçük bir böcek olacak.
I sense, despite your desire to avoid confrontation you don't want him to get away with what he's done. Put yourself in our hands.
Anladığım kadarıyla onunla yüzleşmekten kaçınma arzunuza rağmen, yaptıklarının yanına kâr kalmasını da istemiyorsunuz, Kendinizi bizim ellerimize bırakın.
I'm done with him.
Onunla işim bitti.
I ended up going home with him, and I've never done anything like that before, so now I just want everything to be perfect, you know?
Eve onla gitdim.. ve daha önce böyle bir şey yapmamıştım ondan dolayı herşeyin mükemmel olmasını istiyorum, anlıyor musun?
If I see Dr. Love again anytime soon... you're going to have to wait till I'm done with him first.
Dr. Love'ı yakında bir daha görürsem... onunla işim bitene kadar beklemek zorundasınız.
With your permission, I'd like to fill in a complaint report for his assault on you, and when we're done here, I'll send these two over to arrest him, assuming he can be found.
Şimdi izninizle size yapılan saldırı için şikayet raporu dolduracağım ve burada işimiz bittiğinde iki arkadaşımı, bulunabilmesi umuduyla, onu tutuklamaya göndereceğim.
Need to know what to do with him when I'm done with the sketch.
Resimle işim bitince ne yapacağımı bilmem gerek.
I'm so done with him.
Onunla işim bitti.
I don't know, actually because I haven't done that with him yet.
Aslında bunu bilmiyorum... çünkü henüz onunla birlikte olmadım.
I knew I'd done the right thing, breaking up with him, but, still, it's hard.
Ondan ayrılarak doğru şeyi yaptığımı biliyorum ama yine de çok zor geliyor.
I'm telling you, I'm not done with him. I'm not done with you...
Sana söylüyorum, onunla işim bitmedi.
I just got done talking with a client... and I have to get ready to meet him.
Bir müşteriyle konuştum ve onunla buluşmak için hazırlanmalıyım.
Why don't you kill, "Heydar?" What had I done with him?
Niçin Haydar'ı öldürmüyorsun? Ona ne yaptım ki?
It was fine with me because I worshipped him and I would have done anything that he wanted.
Ona taptığım için aldırmıyordum. İstediği her şeyi yapardım.
I'm done with him.
Onunla işimi bitirdim ben.
You can have him because I'm done with him.
Senin olsun, ben artık istemiyorum.
I'll disappear for him. But, I'm not done with him.
Ama O'nunla işim henüz bitmedi!
Good.'Cause you can take him to the emergency room when I get done with him.
Güzel. Çünkü onu harcadığım zaman, hastaneye götürecek birileri gerekecek.
By the time I'm done with him, he'll be writing me a letter of recommendation.
Onunla işim bittiği zaman bana bir tavsiye mektubu yazıyor olacak.
You know, I've... I've lived with his death for so long, I would have done anything just to see him again.
O kadar uzun süre onun ölümüyle yaşadım ki onu tekrar görmek için her şeyi yapardım.
In fact, i would have probably done it myself if i was in love with him, but i wasn't in love with him.
Eğer adama aşık olsaydım, ben de yapardım sanırım. Ama aşık değildim.
Yeah, just wait till I'm done with him.
Onunla işim bitsin de görün.
I wondered if you could sort of, like, have a word with him about me because I'm a proper actor, I'm an extra in this but I've done, you know... lines...
Hakkımda konuştunuz mu merak ediyorum çünkü düzgün bir aktörüm. Bu işte figüranım ama bir replik verseniz...
I offered to take him back to Parliament, but he said he was done with that shit and that they never listened to him anyway and were only interested in his funky produce.
Onu Parliamente geri götürmeye çalıştım fakat o boktan adamın ona bunu yaptığını ve onların kendisini hiç dinlemediğini, tek dertlerinin funky üretmek olduğunu söyledi.
I'm not done with him until I get him his job back.
İşini geri alıncaya kadar onunla işim bitmedi.
If it was up to me I wouldn't have gone to all that trouble I would have strangled him in the ditch and be done with it.
"Bana kalsa hiç bu kadar zahmete katlanmazdım..." "... onu hendekte boğar, işi bitirirdim. "
You're gonna get to Mayberry, and you're gonna tell him if my name is even whispered in connection with this, I will see that every deal he's ever done, every side payment, every kickback- - it all comes to light.
Mayberry'ye gidip ona şunu söyleyeceksin adım bununla ilgili olarak fısıldanmışsa bile her yaptığının hesabını göreceğim tüm taraflı ödemeler, tüm rüşvetler, hepsi meydana çıkacak.
I'm done with crying about him getting killed by Two-Time no matter how many weepy relatives you bring by.
İstediğin kadar gözü yaşlı akraba getir Terry'nin Two-Time tarafından öldürüldüğüne üzülmeyi bıraktım.
He was disillusioned with the government before he disappeared. I wouldn't say we've done much to win him over since he's been back.
Hauser kaybolmadan önce hükümetle tatsızlık yaşamış ve geri döndüğünden beri onu geri kazanmak için fazla bir şey yaptığımızı söyleyemem
I told you before, I'm done with him.
Daha önce söyledim, onunla işim bitti.
But I'm done with him, right?
Fakat onunla işim bitti, değil mi?
When I am done with work, I'll find Walter and beg him to forgive me.
İşim bitince Walter'ı bulup beni affetmesi için yalvaracağım.
I had no idea what he was thinking, so I'm done with him.
Ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu doğrusu, ben de onu terkettim.
- She'll be fine when I'm done with him. - [Door Opens]
Onunla işimi bitirdiğimde karısı daha iyi olacak.
I've done it with a few before him.
Önceden onunla birkaç kez yattım.
With all I've done for him, huh?
Onun için o kadar çok şey yaptım ki.
But I help him cross things off, plus he couldn't have done half the bad things on there if I wasn't with him smashing windows and giving him a boost and stuff.
Ama ben listesinden maddeler silmesine yardım ediyorum, ayrıca, camları parçalarken yanında olmasam, onu ittirmesem, bu yaptıklarının yarısını bile yapamazdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]