I'm flattered translate Turkish
1,314 parallel translation
I'm flattered you wouldn't trust me with your toenails, but can I pass without ruining the moment?
Ayak tırnaklarını bana emanet etmen gurur verici ama bu ânı mahvetmeden bu konuyu geçebilir miyim?
I'm flattered.
Gurur duydum.
I'm flattered.
Gururum okşandı.
l-l-l'm flattered, really, but if you don't leave now, I'll have to call Security.
B-ben onur duydum, ama hemen çıkmazsanız güvenlik çağıracağım.
I'm flattered.
Senin için ne yapabilirim?
Well, I'm flattered.
Bundan gurur duydum.
I'm flattered you included me in your little "going out in a hail of gunfire" concept, but you've gone nuts, frankly!
Buradaki onca kişi sana bir şey yapmayacak ve sen de... elini kolunu sallayarak bulutların üzerinden uçup gidecek misin?
I'm flattered.
Çok iyi hissettim.
In fact, I'm flattered to be here.
Seni rahatlatırım.
I'm flattered.
Gururlandım.
I'm sure she'll be very, very flattered with your hospitality.
Eminim konukseverliğiniz, gururunu fazlasıyla okşayacaktır.
- God, you know, I'm flattered, but it's really not a good time.
- Tanrım, çok etkilendim ama pek uygun bir zaman değil.
- I'm flattered.
- Gururum okşandı.
And when you asked me if I was, depressed I felt strangely flattered.
Sen böyle sorunca yani bunalımlı mısın diye garip bir şekilde gururum okşandı.
Well, I'm flattered.
- Gururum okşandı.
I'd be flattered if someone named a lake after me.
Birisinin göle adımı vermesi gururumu okşardı.
I'm flattered.
- Cazip bir teklif.
And I'm embarrassed to say that I've been flattered by that at times.
Bunu söylemeye utanıyorum ama kimi zaman bunun gururumu okşadığı olmuştur.
Look, I'm flattered.
Bak, Gurur duydum.
Wait a second, Rob, first of all... I'm flattered that you would even think of me for this... but, Rob, no one wants to have lunch with me.
Bir saniye, Rob, her şeyden önce beni bunun için düşünmen bile beni çok gururlandırdı ama Rob, kimse benimle yemek yemek istemez.
But I'm really- - l'm truly flattered, gentlemen.
Ama gerçekten... Gurur duydum beyler.
Well, I'm flattered that you've listened.
Evet.
Oh, well, I'm flattered, Rachel, but I make it a policy not to date my callers.
Gurur duydum Rachel. Ama dinleyicilerle çıkmamak gibi bir ilkem vardır.
I'm very flattered, but I'm engaged.
Gururumu okşadınız ama ben nişanlıyım.
- I'm flattered.
- Koltuklarım kabardı.
I'm very flattered you asked.
Sorduğun için gururum okşandı.
I'm flattered, Dad.
Duygulandım baba.
I am flattered that you would entrust me with your firstborn, but I really don't have time.
Oğlundan beni sorumlu tutman gurur verici ama buna zamanım yok.
Should I be flattered?
Koltuklarım kabarmalı mı?
- I'm flattered.
- Çok sevindim.
- I'm really flattered you came all the way down here to break up with me nd all, but... you could'a done it on the phone or my answering machine like all those other broads.
Benden ayrılmak için buralara kadar gelmen takdire değer. ama sen de diğer kadınlar gibi telefon açabilir ya da telesekreterime mesaj bırakabilirdin.
I'm flattered.
- Gururumu okşuyorsun.
I'm flattered.
Onurlandım.
I'm flattered.
Koltuklarım kabardı.
I'm flattered. I'd love for your piece to be on me.
Senin benimle ilgilenmenden memnun olurum.
I'm very flattered.
Gururum okşandı.
Gentlemen, I'm flattered by your attentions, but I retired two years ago.
Baylar, ilginizle beni şımartıyorsunuz, ama ben iki sene önce emekli oldum.
I'm quite flattered.
Resmen iltifata uğradım.
I'm flattered to hear this from a handsome man.
Yakışıklı bir erkekten bu sözleri duymak beni çok şaşırttı.
I'm very flattered that you came.
Gelmen beni çok onurlandırdı.
I'm... flattered.
Gururum okşandı doğrusu.
I guess I should be flattered.
Sanırım sevinmeliyim.
As flattered as I am with the typing and all it doesn't mean I'm gonna hang out with you.
Hikâyeyi yazman falan gururumu okşadı ama bu yine de seninle takılacağım anlamına gelmiyor.
I'm really flattered, Alex but didn't anybody ever tell you no means no?
Gururum okşandı Alex. Ama kimse sana hayırın hayır demek olduğunu söylemedi mi?
Charlie, I'm flattered, really, in kind of an obligatory way, but- - l need you to sing.
Charlie, gerçekten gurur duydum. Biraz da zorunlu olarak ama- - Şarkı söylemeni istiyorum.
I'm flattered, but it....
Gurur duydum, ama...
I'm flattered I turned you from nose jobs and liposuction to small-town medicine.
Sizi burun ve yağ aldırmadan kasaba tıbbına getirdiğim için mutluyum.
- Actually, I'm flattered.
- Aslında gurur duydum.
I hear you, Tony, and I'm flattered.
Seni duydum, Tony, ve memnun oldum.
Either way, I'm flattered.
İki şekilde de gururum okşanır.
But I also have to say that I am so flattered that just because I made a couple of little observations. that my kids are willing to change things just to please me.
Ama birkaç küçük gözlem yaptım diye çocuklarımın beni memnun etmek için değişmek istemesi hoşuma gitti tabii.
flattered 28
i'm fine 13072
i'm fucked up 24
i'm feeling good 33
i'm from new york 32
i'm from texas 17
i'm fat 46
i'm from 38
i'm fine with it 83
i'm freaking out 149
i'm fine 13072
i'm fucked up 24
i'm feeling good 33
i'm from new york 32
i'm from texas 17
i'm fat 46
i'm from 38
i'm fine with it 83
i'm freaking out 149
i'm free 344
i'm flying 93
i'm fucked 90
i'm falling 55
i'm fired 57
i'm free now 20
i'm feeling sick 16
i'm fed up 118
i'm funny 47
i'm fun 35
i'm flying 93
i'm fucked 90
i'm falling 55
i'm fired 57
i'm free now 20
i'm feeling sick 16
i'm fed up 118
i'm funny 47
i'm fun 35