English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm getting a call

I'm getting a call translate Turkish

112 parallel translation
Oh, I'm getting fallen arches chasing around getting things done and you can't even remember a simple telephone call.
Cidden tatlım. Tüm işi ve takibi yapmaktan canım çıkıyor burda. Sense basit bir telefon görüşmesi bile yapamıyorsun.
I'm getting a distress signal call from them, sir.
- Tehlike sinyali alıyorum, efendim.
Mr. Scott, I'm getting a call from a vessel.
Keşif gemisinden bir çağrı alıyorum.
I got a chilly phone call from mrs. Rupert this morning. Apparently, they're getting that telephone tree working
Bayan Rupert'tan bu sabah garip bir telefon aldım velileri toplantıya çağırmak için telefon ağacına göre arıyorlarmış.
I suppose getting a call at 2 : 30 in the morning from the police to the effect your husband has been found sleeping naked in the city zoo might have caused you some concern.
Sanırım, sabahın 2.30'unda polisten bir çağrı alsaydın... kocanı hayvanat bahçesinde çıplak halde... uyur bulduklarını söyleselerdi, sen de endişelenirdin.
I forgot to mention that I should be getting a phone call any minute now.
Sanırım şu an bir telefon beklediğimi söylemeyi unuttum.
Excuse me. I'm getting a call.
Müsadenizle Hattımızda, birisi var.
Where are you off to? I'm just getting off duty. I was about to call it a night.
- Yatmaya gitmek üzereydim.
It'll be like, " I'm getting a call here.
Şunun gibi olacak, "Şuan birisi beni arıyor."
I should be getting a call anytime now to fix it.
Arızayı gidermek için çağrı almalıyım.
But I am getting a little worried, so gimme a call when you get a chance, okay?
Endişelenmeye Başladım, fırsat bulunca ara, ha?
I'm getting flustered, just give me a call.
Gittikçe heyecanlanıyorum, beni bir ara.
Hold on a second. I'm getting another call.
Birisi daha arıyor.
Listen, pumpkin, if you're having this much trouble getting over me, just go ahead and give me a call, and I'll toss you a sympathy throw-down any time.
Dinle tatlım, beni unutman bu kadar zor olacaksa istediğin zaman beni ara. Ne zaman istersen sana şefkat gösteririm.
I'm getting a call on the other line.
Öbür hattan telefon var.
I'm getting a call.
Çağrım var.
I mean, not that I'm expecting a call because a call could mean something bad, so, not getting a call is probably best.
Aramasını beklemiyorum. Ararsa kötü bir şey oldu demektir. Yani aranmamam daha iyi olur.
- I'm getting a call.
- Çağrı geldi.
I'm getting on a plane to Berlin in 45 minutes so call me back in 30.
45 dakika içinde Berlin'de olmak üzere uçağa biniyorum, yarım saat içinde ara.
I have a student who's willing to go above and beyond the call of duty in getting an A, and I just can't handle Mother's high drama this weekend.
Kendine, A almayı görev edinmiş çok hevesli bir öğrencim var. ... ve şu anda annemin abartılı duygusal hafta sonunu kaldıramayacağım.
I think I'm getting a call. A call?
- Çağrı mı?
Hey, I just received a call that the wedding party will not be getting in until midnight, and someone will need to be here to greet them.
Şimdi aradılar ve düğün grubu gece yarısından önce gelemeyecekmiş. Birinin burada kalıp onları karşılaması lazım.
Well... if by some million-to-one long shot and I'm not rooting for this- - you wind up not getting married this weekend, give me a call.
Tamam... milyonda bir ihtimalle de olsa bunu eşelemeyeceğim. Bu hafta sonu evlenmezsen, beni ara.
Yeah, then they think I'm making a 10p call... but I'm getting 50 big ones in me pocket.
10 kuruşluk görüşme sanıyorlar ama benim cebime elli sterlin giriyor.
In fact, I'm gonna take all of your patients. And consequently, your only reason for getting out of that lacy, over-pillowed, four-poster virgin cocoon you call a bed every morning.
Tüm hastalarını, dolayısıyla yatağım adını verdiğin, dantelli, dört direkli ve bol yastıklı bâkire kozandan çıkmak için tek sebebini elinden almış olacağım.
Got a call, I wanna make sure everyone's getting the care they need.
Telefon aldım. Herkesin gereken ilgiyi gördüğünden emin olmak istiyorum.
for once i'd like to eat without you getting a call from work.
Öncelikle, iş yerinden telefon gelmeden yemek yemek, alacağım...
So I guess I ain't getting a phone call?
Görünüşe göre telefon açma hakkım yok.
I think I may have lost my only chance of getting my stuff back because I had to take a crank call about a haunting.
Sanırım eşyalarımı geri almak için son şansımı da kaybettim. Çünkü bir hayalet ile ilgili saçma bir çağrıya cevap vermek zorunda kaldım.
Hang on a second, honey, I'm getting another call.
Bekle bir saniye, hayatım başka bir arama var.
The mayor's back in town, so you're not getting the call, but I'm just a working guy.
Belediye Başkanı şehirde. Bu yüzden seni aramamışlar. Ama ben çalışan biriyim.
Any minute now, I will be getting a call from our new Commissioner of Police and I will have to inform him that only six weeks into his administration we've already managed to lay a huge career-destroying scandal on his doorstep.
Her an yeni polis şefinden telefon alabilirim. Ve ona, göreve başlayalı henüz altı hafta olmuşken karşısına kocaman bir skandal getirdiğimizi söylemek zorunda kalacağım.
You know, this morning I got a call from my competitors at Brown Williamson, and they're getting sued by the federal government because of the health claims they made.
Bu sabah, rakibimiz Brown Williamson'dan bir telefon aldım,... federal hükümet tarafından, sağlıklılık iddiaları nedeniyle dava edilmişler.
I'm getting a call from Punjab..
Ben, Panjab'tan çağrı alıyorum..
I had nothing to do with the Military for two years, And all of a sudden I'm getting a call saying that I'm being court-martialed.
İki yıldır orduyla hiçbir bağım yoktu ancak aniden askeri mahkemeye çıkacağımı öğrendim.
Hold on. I'm getting a call that may make me some money.
Bekle, bana biraz para kazandırabilecek bir çağrıyı kabul ediyorum.
- I just haven't heard back from you, and I'm getting kind of freaked out, so give me a call.
Hala senden haber alamadım ve kafayı yemeye başlıyorum, beni bir ara.
I'm getting a call.
Biri arıyor.
I'm still working on getting a phone so I'll probably have to call you.
Hâlâ bir cep telefonum yok. Sanırım ben sizi arayacağım.
Hang on, I'm getting a call.
Bekle, telefonum çalıyor.
Alls I'm sayin'is a phone call or two and you're gonna find out that they're getting some kinda pressure from somewhere to sit on this thing, even though we've tied three killings to this crew.
Demek istediğim bir iki yere telefon etsen, bu işi örtmek için bir yerlerden baskı gördüklerini kendin de öğrenebilirsin. Hem de bu adamların üç cinayetlerini kanıtlamamıza rağmen.
Are you hearing from me or am I getting a call?
Benden mi haber bekliyorsun yoksa ben mi seni arayayım?
Speaking of getting away, I had a call from your favorite aunt and uncle yesterday.
Kaçmaktan söz etmişken, dün en sevdiğin teyzen ve eniştenden telefon aldım.
I'm getting a call.
Arayan var.
I'm also gonna be getting a call by a international syndicated radio show,
Aynı zamanda uluslararası yayın yapan bir radyo programından da telefonla bana bağlanacaklar,
Look, this is getting really twisted around, and I think I should probably call a lawyer.
Sanırım ortada bir yanlış anlaşılma var ve bence avukatımı aramalıyım.
The next thing I know, I'm getting a call asking
Sonraki bildiğim şey, iyi olup olmadığımla ilgili telefon almamdı.
'The reason for this call is because I haven't told you for seven hours'that I love you, which is a scandal,'and even if we weren't getting married tomorrow, I'd ask you to marry me anyway.'
Yedi saattir sana seni sevdiğimi söylemediğim için aradım,... skandala bak,.... eğer yarın benimle evleniyor olmasaydın, sana yine de benimle evlenir misin diye sorardım.
I'm getting a call.
Beni arıyorlar.
The last thing I remember Is getting a call before I left work, but I don't know from who.
Son hatırladığım şey işten çıkmadan hemen önce, bilmediğim birinden bir telefon aldığım.
Oh! ... Hey, I'm getting a call.
Beni biri arıyor, hatta kal, bekle, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]