English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm getting that

I'm getting that translate Turkish

3,180 parallel translation
Just as I know that you would like to see how Charlie's getting on.
Charlie'nin nasıl olduğunu görmek istediğinden de haberdarım.
.. O'Brien. It's just that Wilkins here isn't quite able to understand what I'm getting at when I'm describing Lady Grantham's hair.
Ben Leydi Grantham'ın saçını tarif ederken Wilkins pek anlayamadı da.
Well, it's currently in committee, but the feedback I'm getting suggests that we have a lot of support.
Şu sıralar komitede. Ancak gelen tepkilere göre diyebilirim ki arkamızda büyük bir destek var.
I'm pretty sure they wouldn't want that car getting towed.
Eminim arabayı şehir merkezine sokmamışlardır. Evet.
I'm here as a mom, a mom who is horrified that our legal system has fallen woefully short in getting justice for Jenny Nystrom.
Bir anne olarak geldim hukuk sistemimizin Jenny Nystrom için adaleti sağlamaktaki aczi karşısında dehşete düşmüş bir anne olarak.
They won't see that if you're clean. I'm getting there.
- Eğer temizsen, görmezler.
Yeah, I'm... I'm getting that.
Evet, bunu anlıyorum.
I did refer him to an excellent psychiatrist, so, hopefully, he'll be getting the help and the rest that he needs.
Umarım ihtiyacı olan yardımı alıp dinlenecektir.
I'm getting that money.
O parayı bulacağım.
I don't care what it takes, I'm getting that money.
Ne kadar sürer umrumda değil, o parayı kazanacağım.
Hey, remember that time when I tried to trick you into getting me pregnant to save our marriage?
Hani evliliğimizi kurtarmak için, seni hamileyim numarasıyla kandırdığımı hatırlıyor musun?
I'm starting to feel better... now that I'm finally getting dry. [Engine Starts]
Üzerim kuruyunca iyi hissetmeye başladım.
Okay, uh, this is getting weird, and, uh, my catering shift ended an hour ago, so... I think we can both agree that I nailed it.
Pekâlâ, bu olay gittikçe garipleşiyor ve yemek dağıtma vardiyam bir saat önce bitti bence ikimiz de iyi iş çıkardığım konusunda hemfikiriz.
I'm getting the sense that you don't trust me.
- Bana güvenmediğini hissediyorum.
The only message I'm getting is that he has Megan. - How do you know that?
Benim aldığım tek mesaj Megan'ın elinde olduğu.
Have you already forgotten that I'm getting engaged?
Nişanlı olduğumu unuttun mu?
There's nothing that I love more than just getting out on the water with Dad, the freezing cold dawn, a couple of cold beers in hand.
Babamla suya inmekten o dondurucu şafak soğuğunu yemeden elimizde bir çift soğuk bira tutmaktan çok sevdiğim bir anım yok.
I always knew how important getting married was to you, but it wasn't until that moment that I truly understood what commitment meant.
Evlenmenin senin için ne kadar önemli olduğunu hep biliyordum ama o ana kadar bağlanmanın ne demek olduğunu tam olarak anlamamıştım.
Do you think that I would go to the trouble of getting it and not know what I was dealing with?
Ne ile uğraştığımı bilmeden bu kadar belaya bulaşır mıyım sence?
I'm not getting that.
Ben açmayacağım.
Now that I'm getting a massage, I'm feeling thirsty.
Masaj yapılınca sanki biraz susadım gibi...
I find it so cheesy that I'm getting goosebumps.
Bunu okadar tuhaf buldumki tüylerim bile diken diken oldu.
I'm getting you that book!
Sana o kitabı getireceğim.
- I'm not getting into that. But according to a witness, it was Ussing who put pressure on the prosecutor then.
Artık elimizde eski davadan sorumlu olan Başsavcı Yardımcısını zorlayanın Ussing olduğuna tanıklık edecek biri var.
No, Ted, I'm sitting around getting soft,'cause that's what champions do.
Yok Ted, oturup kendimi yayıyorum çünkü şampiyonlar öyle yapar!
I know how much football means to you, and I would never do anything to ruin that, or your chance of getting a college scholarship.
Futbolun senin için anlamını biliyorum üniversite bursu alma şansını zora sokmak için hiçbir şey yapmadım.
Refrain from speaking. I've been getting so much pity these days, that I'm starting to pity myself.
Konuşmaktan kaçıyorum.Bu günlerde o kadar zavallıyım ki kendime acımaya başlıyorum.
For getting through today and the surgery, like nothing was different, and I'm such a big shot that I went and put all my weight on my left foot,
Sanki hiçbir şey değişmemiş gibi... Çok da ağır takılıyorum.
Well, it doesn't help that I'm getting my ass kicked in the polls.
Anketlerde hiç yardımı dokunmuyor.
I'm getting a report now that confirms that President Grant was not wounded.
Evet, son aldığımız habere göre Başkan Grant yaralanmamış.
But I'm getting a strong premonition that whatever it is, it can embarrass the Government.
Fakat her ne ise devleti küçük düşürecek bir şey olduğuna eminim.
I'm not sure I can answer that without getting in trouble.
Seni kızdırmadan bu soruya nasıl cevap veririm, bilmiyorum.
I'm glad that you're getting help with the chemo.
Kemoterapiye yardımcı olmasından mutlu oldum.
Josie, I'm worried that, er, unlike your tungsten drill, what I'm saying is not getting through.
Josie, buna üzüldüm, ee, tungsten matkabının aksine ne söylediğim ulaşılmıyor.
Tony, if I were you, I would burn that film because you do not want any more of these getting out there.
- Tony, senin yerinde olsam, bu filmleri yakarım çünkü bunlardan daha fazlasının ortaya çıkmasını istemezsin.
But that doesn't mean I'm getting old.
Ama bu yaşlandığım anlamına gelmiyor.
And now everybody knows that I'm getting it.
Şimdi herkes bunu kaptığımı bilecek.
I mean, if everything's good between you two- - and I know you, Sara, so I'm getting the feeling that maybe it isn't- - then, I understand.
Yani ikiniz arasında her şey yolundaysa ve seni tanıyorum Sara bu yüzden belki her şey yolunda değildir hissine kapılıyorum... o zaman anlarım.
Okay, so I know we're not exactly Thor's favorite people right now. But I am confident that this beautiful statue will go a long way toward getting us back in his good graces.
Tamam, şu an Thor'un en sevdiği kişiler olmadığımızı biliyorum fakat eminim ki bu güzel heykelin çok yararı olacak ve tekrar onun gözüne gireceğiz.
No, I quit, I'm getting too old for that
Hayır bıraktım. Bu iş için fazla yaşlıyım artık.
I want to argue that, now we've left religion behind... we're getting better, more moral, and kinder.
Şimdi, dini geride bırakırsak, daha iyi, daha ahlaklı ve daha kibar olacağımızı öne sürmek istiyorum.
That's why I'm not getting married.
İşte bu yüzden evlenmeyeceğim.
I didn't call you over so that I could show you me getting an IV.
Serum takılırken beni göresin diye seni aramadım.
That's why I'm getting my haircut and everything.
- Bu yüzden saçımı kestiriyorum.
And in one month, I'm getting married to that man.
evleniyoruz.
Getting ready so that I can live well on my own.
Tek başıma yaşamak için hazırlandım.
Getting supplies from a ghost in a jail... I guess that can give you some special feeling too.
Hapisteyken bir hayaletten yardım almak çok özel bir duygu olmalı.
I'm not sure that getting drunk is the best plan of attack right now.
Su anda sarhos olmanin, iyi bir plan oldugunu sanmiyorum.
That will I spent all that time getting Mr. Woody to sign is in that damn desk.
Bay Woody'ye imzalatmak için tüm vaktimi harcadığım vasiyet o s.kilmiş masadaydı.
Sam? I love you, - but I'm not getting on that flight.
Sam, seni çok seviyorum ama o uçağa binmeyeceğim.
Listen, I... Walter, I fear that the shark is getting too big for the cove now.
Bak Walter, korkarım o köpekbalığı koy için fazla büyüdü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]