English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm glad for you

I'm glad for you translate Turkish

673 parallel translation
Why, Mr. Dillon, of course I'd be very glad to but what could I possibly do for a big man like you?
Tabii ki Bay Dillon, severek yaparım... ... ama sizin gibi önemli biri için ne yapabilirim ki?
I'm glad I dressed you up for this show.
Gösteri için giyindiğini görmekten memnunum.
I'm so glad for you, Flo.
Senin adına çok sevindim, Flo.
But I'll be glad to make them for you, even though I know you can't.
Senin için memnuniyetle yaparım. Gerçi içemeyeceğini biliyorum ama.
I'm rather glad she didn't tell you, for it's good news.
İyi haberlari size benden önce anlatmamasına sevindim.
I'm glad you said "for a while." That makes me feel good.
"Bir süreliğine" demene sevindim. İçimi rahatlattı.
I'm so glad for you.
Çok mutluyum.
For your sake, Miss Novotny, I'm glad you added that detail.
İyiliğiniz için, Bayan Novotny, Bu detayı eklediğinize mutlu oldum.
And so I am glad to have met you for the first time, as I did, sir, on a simple and heart-warming occasion, rather than at some military ceremonial.
Ayrıca sizinle ilk kez, askeri bir seremoni yerine basit ve iç açıcı bir ortamda tanıştığım için çok memnunum efendim.
- Oh, I'm so glad. I've saved a dessert for you, Charles.
- Çok mutluyum.
I'm glad you're going to lead us back to fight for our country.
Memleketimiz için savaşmaya gidişimizde bize liderlik edecek olmana sevindim.
Is that for me? - I'm glad if you like it, of course.
- Beğendiysen sevinirim tabii.
I'm glad you're around, Mr. Prince, to make up her mind for her.
Yakınında olmanızdan memnunum Bay Prince, onun kafasını toplamasına yardımcı oluyorsunuz.
I'd be glad to let the children work for you, Mr. McGarrity.
Çocukların sizin için çalışmasından memnuniyet duyarım Bay McGarrity.
Well, I'm very glad for you and for her.
İkiniz adına çok mutlu oldum.
Sure, if you're so anxious for me to join the game, I'd be glad to.
Oyuna katılmamı istiyorsanız, seve seve katılırım.
Celia, I've been trying to tell you for days - I'm glad you're here. Thank you, Carrie.
Celia, günlerdir sana anlatmaya çalıştığım şey burada olduğun için memnunum.
I'm glad for you.
Senin için sevindim.
He's back. I'm glad for you.
Baban döndü.
I'm glad for you.
Tebrik ederim. Sevindim.
I'm glad you know black music, for dancing.
Zenci müziğini bilmeniz çok hoş, dans için.
I'm glad you did it and that it was for him.
Bunu, onun için yapmana memnun oldum.
Louis, I'm so glad for you.
Louis, senin adına çok sevindim.
Well, if that ain't a good one. But I'm glad for you, Mark.
Bu iyi bir şey değilsede senin adına sevindim Mark.
Now, don't you stir. I'll be glad to make it for you.
Sizin için memnuniyetle yaparım.
Well now, Rosie, I'm glad you agree with me. When the time comes, I'll put you off on the east shore. You'll wait there for me while I attend to the Louisa.
Madem öyle sevgilim, zamanı geldiğinde seni doğu kıyısında indireceğim, ben Luisa'yla ilgilenirken sen bekleyeceksin.
I'm really glad for you.
Senin için çok memnunum.
- I'm glad you waited for me.
- Beni beklediğin için sevindim.
For a minute I thought you weren't glad to see me.
Bir an beni gördüğüne sevinmediğini sandım.
You talk as though I'd be glad for you to go.
Gitmenle mutlu olacağımı söylüyorsun gibi.
- I'll be glad to mail them for you. - Yes.
- Ben memnuniyetle postalarım.
I'm glad you stopped by for me.
Uğrayıp beni de aldığın iyi oldu.
I'm glad, because now you can keep it for me.
Memnunum çünkü şimdi benim için saklayabilirsiniz.
Well, I'm so glad for you, dear.
- Senin adına çok sevindik, tatlım.
You wanna hang me for that, General, you go right ahead...'cause I'd do it all over again... and I'd be glad.
Onun için beni asmak istiyorsan General, haklısın... çünkü ben onu herzaman yapardım... ve memnun olurdum.
Look, you found what you want in Paris and I'm glad for you.
Bak, sen Paris'te aradığın şeyi buldun ve senin için mutluyum.
That's good. I'm really glad for you.
Senin için gerçekten memnun oldum.
I'm glad for you, Buchanan.
Senin adına sevindim, Buchanan.
I'm very glad for you.
Senin adına sevindim.
I'm glad you looked for me.
Benimle ilgilendiğin için müteşekkirim.
I'm glad you agree, since you have to cook for them and watch them.
Aynı fikirde olman iyi, çünkü onlara yemek yapıp gözcülük edeceksin.
I'm very glad you sent for me, Aunt Polly.
Seninle olduğum için çok mutluyum Polly teyze.
I'm so glad for you. You're gonna be a famous person. They'll see you in person.
Ünlü olacaksınız!
- I'm so glad for you, Gay.
- Senin adına sevindim, Gay.
When you wanted me to spend my afternoons sunbathing by the lake I was glad to become the bronzed glamour boy for you instead of remaining the scholar.
Öğleden sonralarımı göl kıyısında güneşlenerek geçirmemi istediğinde... öğretmen olarak kalmak yerine, senin gösterişli... bronzlaşmış erkeğin olmak beni mutlu etti.
Separated for 40 years, I'm very glad to see you again.
Aradan geçen 40 yıldan sonra sizi tekrar gördüğüme çok sevindim.
- I'm glad you're enjoying yourselves. Because you're going to be here for the next 20 years...
Hoş vakit geçirmenize sevindim, çünkü 20 yıl daha burada kalacaksınız.
Be glad for what I still do for you?
Senin için denize girdim, adam dövdüm, daha ne yapayım?
I'm glad I didn't wait for you.
İyi ki seni beklememişim.
I'm glad I was able to fix that up for you.
Bunu sizin için ayarlayabildiğime seviniyorum.
I'm glad I'm not an educated man, sir, if that's what makes you go off on a damn fool search for lost cities.
Eğitimli bir adam olmadığıma sevindim, efendim, kayıp şehirleri aramak gibi aptalca bir şey.. sizi böyle harekete geçirebiliyorsa!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]