I'm glad you feel that way translate Turkish
97 parallel translation
- I'm glad you feel that way.
- Böyle düşünmenize sevindim.
Well, I'm glad you feel that way, John, old boy.
Böyle düşünmen beni memnun etti, koca oğlan.
I'm glad you feel that way.
Böyle düşünmen beni memnun etti.
I'm glad you feel that way.
Böyle hissetmene sevindim.
I'm glad you feel that way.
Böyle düşünmene sevindim.
- I'm so glad you feel that way.
- Böyle düşünmene sevindim.
I'm glad you feel that way.
Böyle düşünmem beni çok memnun etti.
I'm glad you feel that way.
Bu şekilde hissetmenize sevindim.
I'm glad you feel that way.
Böyle düşünmene memnun oldum.
I knew you'd feel that way and I'm glad you said it.
Bu şekilde hissedeceğinizi biliyordum ve bunu söylemene sevindim.
I gotta say, I'm really glad you feel that way, and I'm excited to be working with you.
Söylemeliyim, böyle hissettiğine sevindim. Seninle çalışacağım için heyecanlanıyorum.
I'm glad you feel that way.
Böyle hissettiğin için mutluyum.
I'm glad you feel that way, Ellen.
Hislerinin böyle olması beni mutlu etti, Ellen.
I'm... glad you feel that way.
Böyle hissetmene sevindim.
Well, I'm glad you feel that way, Dad.
Böyle hissettiğine memnun oldum Baba.
I'm glad you feel that way.
Böyle düşündüğüne sevindim.
I'm glad you feel that way. I thought you might still be upset.
Böyle düşünmenize sevindim.Hala üzgün olabileceğinizi düşünmüştüm.
Well, I'm glad to hear you feel that way because
Aslında çok hoş.
I'm glad to hear it and I hope you'll still feel that way when Ensign Kim is back on board.
Bunu duyduğuma sevindim, ve Teğmen Kim, gemimize geri döndüğünde aynı şekilde hissedeceğinizi umuyorum.
I'm so glad you feel that way.
Böyle hissetmene sevindim.
I'm glad you feel that way. So doesn't it make sense to continue funding it?
Bağışta bulunmaya devam etmek mantıklı olmaz mı yani?
Well, I'm glad you feel that way.
- Peki, bu şekilde hissetmene sevindim.
Good, i'm glad you feel that way. You're going there alone.
İyi, ben böyle hissediyorum Sen orda yalnız gidiyoruz memnunum.
I'm glad you feel that way,'cause you know I'm going out again tonight.
Böyle düşünmene sevindim çünkü bu gece yine dışarı çıkacağım.
I'm glad you feel that way.
Sana bu şekilde hissediyorum mutluyum.
- I'm glad you feel that way.
- Buna sevindim.
I'm glad you feel that way, because according to my latest lunchtime poll you've got a shot.
Böyle düşündüğüne sevindim, çünkü en son oy sayımıma göre şansın büyük.
I'm glad you feel that way, Lex.
Buna sevindim Lex.
Oh, Zip, I'm so glad that you feel that way.
Zip, böyle hissettiğine çok sevindim.
Well, I am glad you feel that way because I was looking at their pictures again- -
Böyle düşünmene sevindim. Çünkü resimlerine bir daha baktım da... Ne?
I'm glad you feel that way, because when we stop at the 7-Eleven... you get to work the Big Gulp machine.
Böyle düşündüğüne sevindim, çünkü 7-11'de durduğumuzda... kahve makinesine sen gideceksin.
I'm glad you feel that way because if we foul up we'll end up sharing a supply desk in Washington.
Böyle düşündüğüne sevindim, çünkü çuvallarsak bizi kazığa çekerler.
Well, I'm glad you feel that way.
Evet, Böyle hissetmene sevindim.
I'm glad you feel that way.
- Böyle hissetmene sevindim.
I'm glad you feel that way.
- Neden öyle olduğunu bilmek ister misin?
I'm so glad you feel that way,
- Böyle düşünmene çok sevindim.
I'm very glad that you feel that way.
Böyle düşünmene çok sevindim.
You know, I'm really glad you feel that way, because I also have this great new nutcracker.
Biliyor musun? Böyle düşünmene çok sevindim. Çünkü yeni bir fındık kıracağı da buldum.
I'm really glad you feel that way, Dexter.
Bu şekilde hissediyor olmana sevindim, Dexter.
Well, I'm glad you feel that way,'cause, uh...
Öyle hissetmene sevindim çünkü..
I'm glad you feel that way, niece.
Ve daha sonra da adamın vücudundaki kabarcıkları fark ettim.
- I'm glad you feel that way.
- Bu şekilde hissetmene sevindim.
Well, I'm glad you feel that way.
Böyle düşünmene sevindim.
I'm glad you feel that way, sweetie.
Bu şekilde düşündüğüne sevindim tatlım.
I'm glad you feel that way. Because we have this big party planned for you.
Böyle düşündüğünüze çok sevindim, çünkü size büyük bir parti planladık.
I'm glad you feel that way about it, Joey,'cause guess what.
Böyle düşünmene sevindim Joey, bil bakalım neden.
I'm glad you feel that way, because angle's on her way up, and I want you to tell her for me.
- Böyle hissettiğine sevindim, çünkü Angie buraya geliyor ve ona senin söylemeni istiyorum. - Olmaz.
I'm glad you feel that way. I just did that.
Öyle düşünmene sevimdim ama daha yeni bu hale geldim.
Well, I'm so glad you feel that way, because I... was thinking, our... our building is one of the first buildings
Böyle düşünüyor olmana çok sevindim, çünkü bende, bu binanın senin ilk tasarımın olduğunu
I'm glad you feel that way.
Öyle olduğuna sevindim.
Well, I'm glad you feel that way, Mr. Zuman.
Böyle hissetmenize Bay Zuman.